Zengezur’da vizyon savaşları

Zengezur Koridoru açılıyor. 100 yıllık hasret bitiyor. Türkiye nihayet kara ve demir yoluyla Azerbaycan üzerinden Asya’daki Türk dünyasına, Türk devletlerine doğrudan bağlanıyor. Ermenistan ve Azerbaycan’ın ortak girişimi ile koridorun 99 yıllığına ABD’ye kiralanması, adına ‘Trump Koridoru’ denilmesi Türkiye’de haklı olarak infial ve büyük tepki yaratsa da, koridorun açılmasının önemi, ABD’nin bulacağı taşeron özel güvenlik bekçisinden daha büyüktür. Zaten birkaç yıl içinde o koridoru kimin denetleyeceği de muhtemelen ve mecburen değişecektir. Su akar yolunu bulur.

Zengezur’un açılışı Azerbaycan’ın Karabağ Savaşı’nı Türkiye’nin de desteği ile kazanmasının doğrudan ve doğal sonucudur. Nahcivan da artık uzanıp Azerbaycan’ın elini tutabilecektir. Böylece Azerbaycan, Avrasya coğrafyasında ‘kilit ülke’ konumunu pekiştirmiştir. Bakü’nün stratejik önemi artmıştır. Çünkü Bakü, Zengezur ile kara ve demir yolu ile doğrudan Iğdır’a bağlanacaktır. İki tarafta demir yolu inşaatı hızla tamamlanmaktadır.

Böylece Çin’den gelecek trenlerin, kargoların Avrupa’ya ulaşmasında Hazer’in güneyinden de geçebilecek daha hızlı alternatif bir hat oluşmaktadır. Zengezur Çin’in ‘Kuşak ve Yol’ projesini pekiştirecek önemli bir güzergahtır. Çin ekonomik büyümesini, ihraç mallarını dünyaya ve Avrupa’ya pazarlayacak ‘Kuşak ve Yol’ projesine büyük önem vermektedir.

İşte tam da bu noktada ‘vizyon ve koridor savaşları’ patlamıştır. ABD ticarette, teknolojik gelişimde ve askeri alanda kendisine en büyük rakip olarak Çin’i görmektedir. Çin ekonomik büyümede ABD’yi yakalama ve geçme sürecindedir. ABD’nin amacı Çin’i durdurmaktır.

IMEC’İN HEDEFİ ‘KUŞAK-YOL’U DEVRE DIŞI BIRAKMAK

Bu nedenle eski ABD Başkanı Biden öncülüğünde 2023’te yapılan G20 toplantısında Avrupa’nın da hararetli desteği ile IMEC projesi ortaya atıldı. Hindistan’dan başlayacak bu hat Arap ülkeleri üzerinden Avrupa’ya uzanacaktı. Amaç belliydi. Çin’in Asya’yı boydan boya geçen ‘Kuşak-Yol’ hattını devre dışı bırakmak. Çin’i izole etmek ve ekonomik olarak çökertmek. Aslında bu projenin gizli bir mimarı ve başaktörü vardı: İsrail.

O da kısa süre sonra ortaya çıktı. Netanyahu elinde ‘Nimet’ ve ‘Lanet’ yazan iki haritayla dünya sahnesinde boy gösterdi. Nimet, Hindistan’dan çıkıp Arabistan üzerinden İsrail’den doğrudan Avrupa’ya uzanan IMEC hattıydı. Lanet ise Türkiye’yi dışlayan, İran, Suriye ve Irak’ı kapkara boyayan bir haritaydı. IMEC’in tam ortasında ‘Büyük İsrail’ yer alacaktı.

Netanyahu daha geçen hafta, bir TV sorusuna ‘Büyük İsrail’i tamamlama aşamasına geldiği yanıtını verdi. Gazze’yi boşaltma, Gazze’deki Filistinlileri Sudan’a sürme, Batı Şeria’daki Filistinlileri de bölgede sıkıştırarak Avrupa’nın Filistin Devleti’ni tanıma çabalarını boşa çıkarma ve Suriye’de YPG ordusu ile ‘Özerk Kürdistan’ın temelini atma. Netanyahu, kendisinin önünü kesecek fiili bir askeri güç olmadığı bu hedeflerine doludizgin ilerliyor. ‘Büyük İsrail’ vizyonun şu andaki öncelikli hedefleri arasında ‘Suriye’yi parçala, Türkiye’yi parçala, İran’ı parçala’ gibi planlar yer alıyor. İsrail medyası Türkiye ile muhtemel bir savaş üzerine senaryolar ve analizlerle dolu. Çünkü bölgede askeri olarak güçlü, parçalanmamış tek ulus devlet olarak Türkiye kaldı. Son savaşta füzelerle İsrail’i hayli yıpratmış olan İran, ABD-İsrail saldırı ve bombardımanlarında hava sahasını koruyamadığı için, İsrail açısından ciddi bir tehdit olmaktan çıkmış durumda. Türkiye’yi potansiyel olarak daha büyük tehdit olarak görüyorlar.

ZENGEZUR BOMBASI

O Türkiye ki 500 yıl önce Yahudileri kurtarmış, vatan vermiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda onlara kucak açmıştır. Katil Netanyahu’nun Yahudi tarihinden de çok uzak olduğu ve Amerikan kuklası olarak bölgede her türlü terörü estirdiği ortadadır. Osmanlı’dan bu yana Türkler ve Yahudiler arasındaki ilişki, dostluk bağıdır. Netanyahu bunu dinamitlemeye çalışıyor.

İşte tam bu aşamada koridor savaşlarının ortasında Zengezur bombası patlıyor. Zengezur, Netanyahu’nun ‘Lanet’ dediği haritanın ortasından geçiyor. Zengezur, Karabağ Savaşı’nda ‘iki devlet tek millet’ anlayışını Türk milletinin kan kardeşliği ile imzalayan Türkiye ve Azerbaycan’ı daha sıkı bir şekilde birbirine bağlıyor. Görüldüğü gibi Avrasya’da şu anda Çin vizyonu ile ABD-İsrail vizyonu birbiriyle çatışıyor. Ama daha da önemlisi İsrail vizyonu ile Türkiye vizyonu çatışıyor. İsrail vizyonunun hedefi Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Onun merkezinde İsrail’e bağlı ‘Kürdistan’, yani İkinci İsrail yer almaktadır. İsrail hızla bu noktaya gelmeye çalışmaktadır.

Peki Türkiye’nin vizyonu nedir? Zengezur Koridoru bu vizyonu bir Dede Korkut hikayesi kadar renkli, parlak ve açık göstermektedir. Bölgemizde BOP’un ve Büyük İsrail’in tek alternatifi gittikçe büyüyen ve bağlarını sıkılaştıran Türk Dünyası’dır. Temeli sağlam atılan Türk Devletleri Teşkilatı bu yolun inşasının en büyük güvencesidir. Büyük vizyonlar, büyük fikirler temeli varsa inşa edilir. Büyük umutlarla yola çıkan Avrupa Birliği (AB) projesi istenen birliği sağlayamadığı gibi, şimdi neredeyse yeniden çözülme aşamasındadır. Orta Asya’da Türkiye merkezli Türk Devletleri Birliği projesi ise, Zengezur Koridoru ile, belki şu anda henüz çok net görülemeyen sisli ufuklarda, bir güneş pırıltısının kıvılcımını taşımaktadır.