27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsmail Köybaşı’nın Madonna’sı...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Ne zaman bir futbolcunun kitap okuduğunu görsem ya da duysam gönenç içinde olurum. Geçmiş maç yolculuklarımızda bir kez uçakta Okan Buruk’u görmüştüm de, o günden sonra Buruk’a büyük bir saygı duymaya başlamıştım. Futbolcuların büyük çoğunluğunun kamplarda hatta yolculuklarda bile kumar oynadıklarını bildiğimden kitap okuyanlar benim için değerli konumuna gelirlerdi.Ersun Yanal’ın ilk yarının altın karmasına aldığı benim ise tekniğinin yetersiz olması nedeniyle sürekli eleştirdiğim İsmail Köybaşı’nın kitap okuduğunu hatta Cezayir asıllı Fransız filozof Albert Camus’yu okuyup felsefeye merak sardığını öğrenince, İsmail’in futbolu çok da umurumda olmadı. Felsefe okuyan bir sol bekin Ulusal takımda da değişmez olmasını gönülden isterim. Ancak, bundan sonra çok iyi de oynamasa felsefeye merakını biliyorum ya gerisi önemli değil.Albert Camus ve Sabahattin Ali’nin eserlerini okuyan İsmail Köybaşı Fransız filozofun gençliğinde bir kaleci olduğunu biliyor mu acaba? Cezayir Üniversitesi’nin okul takımının kaleciliğini yapan Camus’nun kalcilik ve yaşam üzerine söylediği şu yorum pek ünlüdür: “Kalecilik yıllarım boyunca şunu öğrendim: Top birine hiçbir zaman beklediği yönde gelmiyor. Bu bana hayatta çok yardımcı oldu, özellikle de büyük şehirlerde insanlar göründükleri gibi olmuyorlar.”Salt Albert Camus değil birçok ünlü düşünür futbola ilişkin yorumlar yapmıştır. Bunlardan biri de İtalyan bilim adamı, eleştirmen, yazar ve düşünür Umberto Eco’dur. Ünlü eserlerinden Gülün Adı ve Faocult Sarkacı’nı okuduğum Eco futbol için şöyle der: “Futbola karşı değilim. Milano’daki tren garının bodrumuna inip geceyi neden orada geçirmiyorsam stadyumlara da o nedenle gitmiyorum, ama eğer fırsat çıkarsa televizyonda iyi bir maçı ilgiyle ve keyifle seyrederim, çünkü bu soylu sporun meziyetlerini bilirim ve takdir ederim. Ben futboldan nefret etmem. Futbol hastalarından nefret ederim.”  Albert Camus gibi Umberto Eco’nunda büyük şehirlere ilişkin sıkıntıları olduğu futbola yaklaşımından belli.Salt büyük şehirlerde değil futbolun içindeki insanlarda çoğunlukla göründükleri gibi olmuyorlar. İsmail Köybaşı’da göründüğü gibi değil, felsefeye merak sarmış bir sol bekmiş meğer. İsmail’in Sabahattin Ali’yi okuması da çok hoşuma gitti. Şiirleri, öyküleri ve romanlarıyla beni en çok etkileyen Türk yazarlarından biridir Sabahattin Ali. İlk kez Kuyucaklı Yusuf’u okumuş, müthiş etkilenmiştim. Dedemin de Atlı Tahsildar(vergi memuru) olmasından mıdır nedir okudukça yüreğim burulmuştu.Kürk mantolu Madonna’yı okuduğumda da aynı duyguları yaşadım. Sabahattin Ali’nin kitaptaki betimlemelerine, içine kapanık Raif Efendi’nin Kürk Mantolu Madonna’ya(Maria Puder) tertemiz aşkın ele alınış ve anlatım biçimine hayran olmuş, Maria Puder’in ölümüyle donup kalmıştım kitabı okurken. Bu denli insanı sarıp sarmalayan, yaşanılanlar ile bütünleştiren çok az roman okumuşumdur. Bu kitabın daha çok okunmasında, dolayısıyla Bulgaristan sınırında kafasına odun ile vurularak öldürülen büyük yazar Sabahattin Ali’nin daha fazla tanınmasında İsmail Köybaşı gibi popüler insanların rolü olacaktır. İsmail’in bu gibi kültürel yaşamımıza katkı anlamında daha çok konuşmasını dilerim...