İthal oto cenneti olduk

Sıcak para, aşırı değerli TL ve ithalata dayalı büyüme ve borçlanarak tüketme anlayışı ülkeyi adeta açık pazar haline getirdi.

2002 yılında kısa vadeli spekülatif yabancı sermaye (sıcak para) toplam 8 milyar civarındaydı. 2013 Kasım ayı itibariyle bu rakam yaklaşık 140 milyar dolara fırlamış durumda.

Bir yandan kredi kartı ve tüketici kredileri ile, insanlar gelirleriyle mütenasip olmayan harcamaya ve borçlanmaya teşvik edilirken, ithalatta rekorlar kırılıyor. Tarımdan - Otomotive hemen her sektörde, sınırsız - ölçüsüz hesapsız bir ithalat furyası yaşanıyor olması son derecede rahatsız edici.

Üretmeden tüketen, kazanmadan, harcayan, tasarruf etmeden borçlanan bir ekonomik lale devrini yaşıyoruz adeta.

Varlık fiyatları, özellikle gayrı menkul fiyatları suni bir biçimde, balon oluşturacak şekilde yükseliyor.

Bunun yanısıra cari açık ve tabiidir ki, dış ticaret açığımız da hızla büyüyor.

Otomotiv Sanayii Derneğinin son verileri bunun açık bir kanıtı niteliğinde adeta.

Otomotiv Sanayii Derneğinin Kasım 2013 tarihli verilerine göre bu ülkede 11 ayda satılan otomobillerin yüzde 78'ini ithal otolar oluşturuyor.

Satılan her 10 otomobilin 8'inin ithal olması nasıl bir ithalat cennetine dönüştüğümüzün en açık örneklerinden birisi.

2009 yılında 11 aylık dönemde satılan otomobillerin yüzde 67'si ithal iken, bu yıl bu oran yüzde 78'e yükselmiş. 2000 - 2001 - 2002 yıllarında bu oran yüzde 52 - yüzde 53 dolayındaydı.

Yerel Seçim yılı olan 2014 yılında da bol bol ithalat yapıp, bol keseden borçlanıp, ithal mallar tüketip "lale devrini" sürdürmenin pek de kolay olmayacağı ise ortada. Bu işin sonunun olmadığını ve olamayacağını biliyor ve görüyoruz

Üretmeden, tüketmenin,

İmalat yerine ithalatın,

Tasarruf yerine tüketimin,

Yatırım yerine borçlanmanın sonu olmadığını hep beraber yaşayıp, göreceğiz.

İthalatla, sıcak parayla, el parası ile tüketimin dayanılmaz cazibesi bize yakın gelecekte yine milletçe ödemek zorunda kalacağımız ağır ekonomik faturalar hazırlıyor maalesef.