27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Derbinin sadece adı var...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin, medyanın günler önce başlattığı heyecan yaratma amaçlı yayınlarına karşın en küçük bir duygusal kımıldanma yaratmadan sonuçlanması sizlerde ne gibi bir etki yarattı, bilemiyorum. Ancak Beşiktaş’ın her şeye karşın hâlâ iyi futbol oynayan takımlardan biri olması, Fenerbahçe’nin ise haftalardır kazanması beni futbol adına umutlandırmıştı. Karşılaşmanın son düdüğüne değin futbola olan umudumu yitirmeden oyunu izledim. Ne var ki maç bittikten sonra, ülkedeki bunca yalan ve yanlışa karşın futbolun iyiliği konusunda bir beklenti içerisine girecek kadar saf olduğumu anladım.

Kendime sordum: Karşılaşmadan sonra aklında ne kaldı? Fenerbahçe’nin sağlam savunma anlayışının, Beşiktaş’ın kırılgan orta alan ve ileri uç oyuncularını etkisiz hale getirmesi, sağlam oyuna biraz da tatlı sertlik ekleyince siyah-beyazlı forvetlerin hiçbir varlık gösterememesi ve sarı-lacivertlilerin bu takımı yenebilecek tek bir hazırlanmış gol durumu yaratamaması. Deyim yerindeyse Fenerbahçe altı oyuncuyla oynayan Beşiktaş’ı yenmedi. Kaleci Fabiano, geri dörtlü ve onların önünde görev yapan Atiba Hutchinson... Diğerlerini ara ki bulasın...

Teknik direktörler çaresizlik içinde oynanamayan oyunu izlemelerine karşın aslında derbinin futbolsuz hale gelmesinin koşullarını biraz da onlar hazırladılar. Dick Advocaat 36 yıldır teknik direktörlük yapıyor. Şenol Güneş’in kariyeri ise 28 yıl. Derbideki oyuncu seçimine bakıldığında ikisinin de oyuncuları hakkında yeterince bilgisi olmadığını anlıyoruz. Hollandalı teknik adam iki rastlantı gol attı diye Sow’u Fenerbahçe kurtarıcılığına soyundurdu. Madem Sow’un son durumu iyiydi de neden geri döndü? Ayrıca, Aatif Chahechouhe’nun hangi maçlarda oynayabileceğini de kestiremiyor. Son zamanlarda birkaç iyi maç oynadı diye onu Beşiktaş karşısına çıkartmak antrenörlük diploması olmayanların da yapabileceği bir iştir. Aatif’ın yerine oyuna aldığı Volkan Şen’in yarattığı tek pozisyon göz önüne alındığında oyuna kiminle başlaması gerektiği de netleşiyor. 36 yıllık teknik adam bu işlere herkes gibi değil, farklı bakabilmelidir.

Şenol Güneş’in yaptığını ise amatör teknik adamlar bile yapmaz. Sezon başından bu yana yok saydığı Kerim Frei’yi başlangıçtaki 11’de alana çıkarttı, Olcay Şahan’ı ise sonradan oyuna aldı. Medyadan öğrendiğimize göre derbiden bir hafta önce Kerim hocasına gidip neden oynamadığını sormuş. Güneş’de ona “pasifsin” demiş. Bunun üzerine Kerim Frei Darıca Gençlerbirliği maçında oynadı iki de gol atınca Şenol Hoca ona alana çıkan ilk kadroda yer verdi. Sonucu hep birlikte gördük. Geçen yılın anahtar oyuncularından biri olan Kerim bu sezon Beşiktaş’ın en kaygılandırıcı futbolcusu olmuş. Böyle bir oyuncu ligde oynayabileceğin en zor karşılaşmaya çıkartılır mı?

Efendim, Avrupa maçı varmış, Dinamo Kiev karşılaşması çok önemliymiş... Türkiye’de hiçbir maç Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın aralarında oynadıkları karşılaşmalar kadar önemli değildir. Derbiyi oynayan iki takımın da Avrupa sınavları var. O maçları kaybetseler çok da kimsenin umurunda olmaz. Ne ki, derbi yitirildiğinde neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye’de derbilerin sadece adı kalsa da kaybedenin maç sonrasında yaşadıkları kaygı verici durumlar Avrupa karşılaşmalarından daha yıkıcıdır...