08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sirkus Astanus

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Sıcak Suriye savaşını, soğuk Kazakistan’ın başkenti Astana’da söndürmek akıllı bir yer seçimi olmuş. Ülke nüfusunun ikinci büyük kesimini Rus kökenli vatandaşlar teşkil ediyor. Kazakistan; Suriye konusunda garantör olma sözünü veren Rusya, Türkiye ve İran ile dostane ilişkiler içinde.

Suriye devleti ile de aşna-fişne.

Muhalefetin başını çeken iki önemli isim öne çıkıyor: Muhammed Alluş ve Yahya el-Aridi. Allluş’u daha önceki yazılarımızda takdim ettik. Kendisi, Guta’da öldürülen Zehran Alluş’un kardeşidir. Babası onlarca yıldır Suudi hanedanlığında yaşayan bir ‘Şeyh’tir. ÖSO’nun çatısı altında bulunan İslam Ordusunun ‘manevi lideri’ Muhammed Alluş, ailesi ile birlikte Türkiye hükümetinin ‘misafiridir’.

YPG’SİZ ÇÖZÜM

Astana buluşmasının en önemli unsuru; Suriyeliler arasında dolaylı ve dolaysız konuşmaları sağlayıp Suriye’nin hükümet ve “muhalefet” kanadını bir araya getirmek, toprak bütünlüğü ve üniter devlet yapısına vurgu yapmak ve Türkiye’nin itiraz ettiği YPG’nin masada olmamasını sağlamaktır. Zaten YPG de Astana kararlarını hiçbir şekilde tanımayacağını ilan etti. Astana süreci beklentileri karşılasa da arkasına ABD ve Batı devletlerini alarak önemli bir sayının desteğini kazanmış etkili silahlı bir yapı olan PYD/YPG’yi ‘Suriye barış sürecine’ katmadan meselenin nasıl çözüleceği net değil. Sahadaki tüm kuvvetlerin kafasındaki en mühim soruların başında bu husus önemli bir yer işgal ediyor.

AKP’NİN SURİYE VERSİYONU

Garantör Türkiye’nin Astana ve sonrası beklentisi, ÖSO’dan Özgür Suriye Partisi (ÖSP) yaratmak ve bu parti üzerinden Suriye üzerindeki nüfuzunu devam ettirmektir. Nitekim Esadlı bir Suriye devletini kabullenmek zorunda kalmasına rağmen halen Esad’a tahammül edemiyor. Yıldızlarının barışması da bu saatten sonra gayet zor. Erdoğan Türkiye’si, Müslüman Kardeşler Örgütü yerine ‘laik ve farklı etnik mezheplerden’ oluşan yeni bir parti ile (Ak Partinin Suriye versiyonu) muhalefetin siyasi hayatını devam ettirmesi için imkân arayacak. Ancak Suriye siyasi süreci ‘özgür’ seçimlerle tamamlandıktan sonra ÖSO ve onunla birlikte hareket eden silahlı yapıların akıbeti ne olacak? Bu konuda Türkiye’nin kafası net değil.

Türkiye ve muhalefet, Suriye topraklarındaki yabancı silahlı örgütlerin çıkarılmasını talep ediyor. Şüphesiz kastedilen Lübnan Hizbullah’ı ve İran denetimindeki Şii milis grupları. Suriye’de IŞİD, El-Nusra ve bunlarla ortak hareket eden örgütlerin varlığı sürdükçe bu talebin yerine gelmesi hayale yakın.

YAHYA EL ARİDİ

Astana’da adı ve sanıyla ilk kez ön plana çıkan Suriyeli Laik Dürzi Yahya El-Arıdi’nin varlığı, tahayyül edilen parti ile ilgili bir ipucu veriyor. Bu şahsiyetlerin partiye ne kadar laiklik katabileceği çok şüpheli. Katar ve Avrupa arasında mekik dokuyan Dürzi Yahya, bizim Kemal Sunal’ın kast ettiği Dürziler’den değil. Suriye, Lübnan ve İsrail’de varlık sürdüren Dürzi topluluğun bir ferdidir. Hayata gözlerini açtığı ilk lahzadan 2012’ye kadar Suriye devletinin ideolojisi ve görevlerini icra etmiş birisidir.

Şam Üniversitesinin yurt dışına burslu gönderdiği bir öğrencidir. Suriye Enformasyon Bakanlığında muvazzaf olup on binlerce avro maaşla yıllarca SANA’nın İngiltere temsilciliğini yapmış bu Dürzi ile yakinen tanışırız. Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde uzun yıllar beraber çalıştık. BAAS, devlet ve Esad övgüleri 2010 itibariyle önce azaldı; İngiltere’den döner dönmez ise sistemi eleştiren bir pozisyona girdi.

YALAKA TAİFESİ

Bir gün enstitüde; eski Enformasyon Bakanı ve Suriye Riyad büyükelçisi Prof. Mehdi Dahlallah (BAAS partisi) , Merkez başkanı Dr. Semir Taki (eski Suriye Komünist Partisi) ve Dr. Yahya El-Aridi (BAAS partisi) ile sohbet ediyoruz. ‘Kimse benden daha iyi bakanlık veya SANA yurtdışı temsilciliği veya merkez başkanlığı yapamaz’ minvalindeki eleştirileri midemi bulandırmıştı. Resmen yüzlerine patlamıştım:

“Allah’tan korkun! Aranızda Suriye vatandaşı olmayan benim. Üniversite ve Araştırma Merkezi’nde cüzi bir maaşla çalışıyorum. Dünyanın en önemli kıtalarında yaşadım ve üniversitelerinde okudum. Beş lisan biliyorum. Mütevazi maaşım dışında bir gelirim yok. Aranızda bu sistemi ve ihtiyacı olan reformları dillendirme hakkına sadece ben sahibim. Siz ağzınızda devletin eğitim, sağlık ve barınma kaşığıyla büyüdünüz. Devlet, yüksek lisans için sizi yurt dışına burslu gönderdi. Ardından bu ülkeye; bakan, büyükelçi, televizyon programcısı, SANA temsilcisi

ve en şaşalı merkezlerin başkanları oldunuz. O makamlardayken bu sistemi, devleti ve başkanını sadece övdünüz ve pohpohladınız. Ne zaman ki görevleriniz başkalarına devredildi reformcu, devrimci ve muhalif oldunuz. Sizin gibilerden ne devrimci ne de reformcu olur. Olsa olsa bencil yalaka taifesi olur” demiş ve yanlarından ayrılmıştım.

Yaşlı ve hasta Mehdi Bey ülkede kaldı. Semir Katar’da Emir parasıyla yeni bir araştırma merkezi kurdu. Yahya piyasada yoktu, Astana’da zuhur etti. Astana sürecini Türkiye, İran ve Rusya zaviyesinden ve çıkarlarından okumanızı ve takip etmenizi nasihat eylerim. Zamanınız bolsa ‘devrimci laik’ Yahya ile Vahhabi Alluşlu Astana sirkini eğlence olsun misali seyredin. Maestro Rus sirk oyunlarını idare etmede mahirdir. Astana sirki ne kadar iyi yönetirse Suriye sahasına olumlu yansımaları o kadar büyük olacaktır. Gerisi kafı güzaftır..