Araştırmacı gazetecilerden hala 'tık' yok!

Bir soru sormuş ve çağrıda bulunmuştuk.
Ancak gelin görün ki, mümtaz medyamızın her biri birbirinden “acar” araştırmacı ve de soruşturmacı gazetecileri ne hikmetse bu konuda derin bir sessizlik içindeler.
Hatırlanacağı üzere yine bu köşede önce 30.05.2017 tarihinde, ardından da 13.06.2017 tarihinde iki yazı yayınlamıştık.
Bu yazılarda bana bir okurumdan gelen sorunun cevabının ancak memleketimizin “bam-bam-bam” ya da “pıt-pıt-pıt” yazan, araştırmacı ve soruşturmacı gazetecileri tarafından bulunabileceğini yazmıştık.
Fakat günler haftalar geçti kimseden “tık” yok. Ama bizde de pes edecek göz yok. Fikri takip diye bir şey var değil mi?
Ben yine de umudumu muhafaza ediyorum. Er ya da geç bu sorunun cevabının, medyamızın her şeyi bilen, uçanı-kaçanı bile yakalayan, acar mı acar araştırmacı ve soruşturmacı gazetecilerimiz tarafından bulunacağına ve merakımızın da böylece giderileceğine inanıyorum, inanmak istiyorum.
Gelin, soruyu bir kez daha tekrarlayalım; “Agdash” nedir? Biraz da elimizdeki 2 ipucunu paylaşalım;
1-Agdash hem bir Azerbaycan şehrinin hem de büyük bir petrol tankerinin adıdır.
2-Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na “İstanbul’a kadar niye yürüyor ki, hızlı trene binsin” diye akıllarınca çok “cin” laflar sokuşturanlar, kendilerine niye trene değil de, 'off-shore’larda kayıtlı, milyonlarca dolarlık, onlarca gemicik ve tankerlere biniyorlar?
Bu kadar ipucundan sonra “Agdash”ın ne olduğu, milleti neden alakadar ettiği ve/veya etmesi gerektiği konusu artık aydınlatılabilir sanırım.
Ne yani, bizim anlı-şanlı gazetecilerimiz ve köşe yazarlarımızın, Der Spiegel, El Mundo, Newsweek, le Soir, L’espresso gibi Avrupanın tanınmış ve önde gelen medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerden ne eksiği var ki?
Göreceksiniz, ne yapar ederler “Agdash” nedir sorusunun cevabını 3 vakte kadar bulabilirler…
Haydi hayırlısı…