01 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aday adaylığı enflasyonu!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Ne zaman yerel seçim olsa, yıllarca ortalarda görünmemiş, yerel yönetimlere ve iktidara karşı en ufak bir tavır veya söylemi bilinmeyen, kerameti kendinden menkul bir sürü tip beliriverir.

Gözlerine kestirdikleri, çoğunlukla da "kazanma garantisi" gördükleri koltuklara ve pozisyonlara aday adaylıklarını açıklayıverirler. Belediye Başkanlıklarına aday adayı olurlar.

Aday adaylığı, elbette demokratik düzende ilke olarak herkesin hakkı olan olağan bir süreçtir.

Zaten hak edilen bir adaylığa kimsenin diyeceği de olamaz. Ama ne kapasitesi, ne üretkenliği, ne mücadelesi, ne muhalefeti, ne birikimi, ne de tecrübesi yeterli olmadığı halde, sırf şahsi ikbal ve çıkar hırsını tatmin için aday adayı olan çok sayıda kifayetsiz muhteris var. Daha bugünden tam bir aday adayı enflasyonu yaşanıyor.

Seçim ve adaylık sürecine kadar, ortalıkta görünmeyen, suya-sabuna dokunmamış, kamuoyunda bilinen yerel bir projeyi, mücadeleyi, muhalefeti yürütmemiş çok sayıda kişi, büyük bir heves ve şişirilmiş bir özgüvenle kendilerini "kazanma garantisi" gördükleri koltuklara aday görüyorlar.

Bunların elbette çok az sayıda bir kısmı, iyi niyetle, siyasette bir yerlere gelebilmek ve geleceğe yatırım yapmak arzusuyla veya adını kestirmeden duyurabilmek amacıyla Belediye Başkanı adayı olarak gösterilmelerinin imkânsız olduğunu bilmelerine rağmen, böyle bir teşebbüste bulunuyorlar.

Bu tiplerin büyük bir bölümünü ise maalesef fırsatçı ve uyanık geçinen tipler oluşturuyor.

Yerel seçimler öncesi partileri adına emek verip mücadele etmemiş, kamuoyunda esamesi bile okunmayan, parti ve seçmen tabanının tanımadığı, deneyimi, bilgi birikimi bulunmayan, şehircilik vizyonları yeterli olmayan, bu heveskâr, kurnaz ve uyanık tipler demokratik siyasetin kalitesine zarar veriyor.

Nitelikli, birikimli, mücadelesine muhalefetine saygı duyulan, yöresine ve kentine yararlı olabilecek, deneyimli ve ciddi isimler ise bu "koltuğa hücum" gözü karalığını görünce, adaylığı akıllarından bile geçirmiyorlardır herhalde.

Şark kurnazlığı, ucuz ve kestirmeden şöhret ve koltuk sahibi olmak, niteliksiz aday adaylarının (elbette hepsinin değil ama) çoğunun ortak özelliği maalesef.

Bu da ileri demokrasinin kaçınılmaz bir aşaması herhalde...

***

Almanya'da Merkel kazanacak gibi

Almanya'da Milli Merkez Temsilci-liği'nin kurulması için yapılan hazırlık toplantısına katıldığımı yazmıştım.

Bu vesile ile Almanya siyasetini de yerinde gözlemlemek fırsatını buldum.

Bilindiği üzere Almanya'da hafta sonunda (Pazar günü) seçimler yapılacak. Başbakan Angela Merkel'in lideri olduğu CDU (Hıristiyan Demokrat Partisi), kardeş partisi olan CSU (Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi) ile birlikte seçimlerin favorisi olarak görünüyor.

Rakibi SPD (Sosyal Demokrat Parti) A. Merkel'in 3'üncü dönem Başbakanlığını engelleyebilecek bir oy oranına ulaşamayacak gibi görünüyor.

Yeşiller'le birlikte koalisyon yapacaklarını önceden açıklamalarına rağmen SPD'nin oylarının yüzde 30'u aşamayacağı tahmin ediliyor.

Sosyal Demokrat Parti'nin lideri olan Peer Steinbrück'ün, bir konfe-rans veya konuşması için 15-20 bin avro para alması, "ben ucuz şarap içmem" diyerek yaptığı garip konuşmaları Alman kamuoyunda hoş karşılanmıyor.

Bu seçimde ilk kez sağ partiler de Türklere karşı daha nazik ve olumlu yaklaşım sağlamaya çalışıyorlar.

Irkçı partilerin şansı yok görünüyor.

Merkel'in kazanmasının T. Erdoğan'ın pek de hoşuna gitmeyeceği biliniyor. AB politikalarında da bu anlamda bir değişim veya gelişme beklenmemesi gerekiyor.

Berlin'de birkaç gün sonra seçim yapılacağını sokaklarda anlamanız neredeyse imkânsız. Ne bayraklar, ne araba konvoyları, ne anons araçları var ortada. Tek tük billboard'lar dışında sokakta seçim havası ve heyecanı yok.

Tabii, ne görüntü ne de gürültü kirliliği var.