22 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ALBA

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen pazar günü ilginç bir toplantıya katıldım CHP İskoçya Temsilciliğinin sunduğu zoom yoluyla. Keltçe ismi Alba olan İskoçya Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi Başkanı Bayan Nicola Sturgeon (NS), Türk Toplumundan 100 katılımcının sorularını yanıtladı. 2016’da partisi en çok oy alarak İskoç parlamentosu tarafından başbakanlığa aday gösterilmiş ve Kraliçe II. Elizabeth tarafından bu göreve atanmıştı. Açış konuşmasını; seçim, bağımsızlık ve sonrası vaatler hakkındaki girişten sonra “çeşitli geleneklerden gelen ailelere, ülkemizi yurt edindikleri için teşekkür ederim” diye bitirdi. İktidarda 5. yılını tamamlamak üzereydi ve seçimler pek yakındı. Söz alan ilk konuşmacı “Sayın başbakan istemediğimiz halde AB’den ayrıldık, bağımsızlık sonrası tekrar AB’ye üye olacak mıyız?” NS: “Evet, böyle bir niyetimiz var” dedi. Sonraki soru: “KOBİ’lere Covid desteğiniz nasıl olacak?”, NS: “Destek perakendeciler ve turizme verilecek. Bir önceliğimiz ayrı kalan ailelerin birleştirilmesidir” dedi. Bir yazılım mühendisinin sorusu ise yeni öğrenciler için burstu. NS: “İskoçya’nın nüfusu azalıyor. Buraya göçü teşvik ediyor ve parasal destek veriyoruz” diye yanıtladı. Edinburg Üniversitesinden bir araştırmacının öğrenmek istediği ise kesilen AB araştırma fonlarının nasıl telafi edileceği ve dünyaca nam yapmış İskoç Üniversitelerinin maddeten nasıl destekleneceğiydi. NS: “Endişeye gerek yok, kendi kaynaklarımız var” dedi sakin bir şekilde.

ALBA - Resim: 1

ÜLKE MEMNUNİYETİ

Konuşanlar çoğunlukla İskoçya idaresi hakkında saygıyla bir memnuniyet cümlesi kuruyordu: “Bu sistemin (toplumsal düzenin) bir üyesi olmaktan mutluyum” gibi. Ama Breksit’ten en çok zarar gören Türkler ve İskoçlardı. AB’den çıkılınca Türkiye’den İngiltere’ye iş kurmak için gidenlere kapı kapandı ve İskoçya artık 1963 Ankara Antlaşmasına taraf değil. Böylece soru, Türkler için eğitim ve kültürel imkanlara geldi dayandı. Başbakan sıklıkla tekrarladığı üzere “Kendi kaderimizi tayin etmek istiyoruz. Breksit yüzünden İngiliz Parlamentosu göç politikasını kısıtladığı için bağımsızlık istiyoruz” yanıtını verdi. Bir katılımcı: “İş kadını olarak Edinburg’dayım. Sizinle bu toplantıda birlikte olmak, çocuklarıma miras bırakacağım bir anı olacak. Kadınları işe sokmak için bir şirket kurdum. İşyeri açmak için gerekli banka hesapları açılırsa kendi işlerini kurabilecekler. Neden göçmen çalışanlara gelir gelmez güvenlik sigortası verilmiyor?” sorusuna NS “İskoç hükümeti istiyor ama İngiliz Hükümetiyle görüşmeliyiz” dedi. Bunun üzerine gelen yorum “İngiltere İskoçya’yı sömürüyor” oldu. Göçmen aileler için önemli olan “Hastalık ve doğum izinlerinin çok kısa ve Türk ailelerine sorun olmasıdır” yorumuna verilen yanıtsa “İskoçya bunu düşünecek” oldu. O sırada gelen öneri: “Bağımsızlık meselesini bir süre erteleseniz olmaz mı?; yanıt ise Covid-19 bitsin de düşünelim” oldu.

ALBA - Resim: 2

TÜRKİYE-İSKOÇ İLİŞKİLERİ

“Türkiye’nin AB’ye alınması ve insan hakları ihlalleri hakkında ne düşünüyorsunuz?” NS: “Tabii bağımsız olunca bizim kendi uluslararası siyasetimiz olacak”. Bir başkası: “Peki, Barış için Akademisyenler (Ocak 2016) bildirisini imzaladığı için işten çıkartılan öğretim üyelerine Fransa, İngiltere gibi ülkeler iş verdi, siz ne yapacaksınız?” NS: “Zaten bir Kürt mülteci Glasgow’a geldi ve seçimlerde seçilecek”. Bunun üzerine söz alan başkası: “Ailem 1970’lerde geldi. Ben burada doğdum, büyüdüm. O zamanlar Türkiye ve İngiltere’nin ilişkileri iyiydi. Bizler CHP’liyiz. Türkiye’de ve İngiltere’de etnik barış var. Etnik sürtüşmelerin barışçı yollarla çözümlenmesi taraftarıyız. Sonra şahsen Türkleri İngiltere’ye göç etmekten men eden Boris Johson’la bizzat yüzleşince o tutumunu reddetti”. Giderek soruların başbakanı zorladığı anlaşılıyordu: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bağımsız bir devlet olarak kabul edecek misiniz?” NS: “Kendi kaderini tayin etmek hakkını savunan birisi olarak Kıbrıs’ı savunacağım. Türklerin de İskoçları etkinlikle desteklemesini isterim.” Yerinde bir soru şöyleydi: “Bağımsızlık kazanmanın yararları ve zararları nelerdir?”. NS: “Avrupa çoğunlukla küçük ülkelerden meydana gelir. Ama bizim küçük bir devlet olmamıza karşın büyük servetler getiren zengin kaynaklarımız var. Bunların başında Kuzey Denizinden çıkarttığımız petrol, yenilenebilir enerji, üniversitelerimiz, yaşam bilimlerinde bilimsel araştırmalarımız gelir. Halkça girişimci, keşifçi, yenilikçi bir ülkeyiz”. Toplantıya Türkiye’den başka Danimarka’dan da katılan vardı. Coşkuyla “Benim orada rüzgâr enerjisi korusundaki şirketimle bir İskoç şirketi arasında büyük ölçekli bir sözleşme imzaladık” dedi. Ama birden öyle bir soru soruldu ki yanıtlaması zordu: “İskoç Parlamentosu 2015 yılında, 24 Nisan’ı asılsız Ermeni Soykırımı iddiasının yıl dönümü olarak kabul etti. Bunun için hangi araştırmaları yaptınız?” 20 Nisan 2015’te 126 üyelik İskoç parlamentosunun 65 oyu ile bu karar alınmıştı. Bunun üzerine sözü ben istedim. ODTÜ’den olduğumu söyleyerek kendimi tanıttım: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararına göre olay isyancı Ermenilerin sürülmesinden ibarettir. Katliam yoktur. Araştırma yapmak isterseniz şahsen size belgelerle yardımcı olurum” dedim. Ekranda suskun, dudakları kilitlenmiş bir başbakan vardı.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları