01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Almanya'nın Ortadoğu için Marshall Planı

Gönül Kenter

Gönül Kenter

Eski Yazar

A+ A-

Almanya'nın Ortadoğu’da jeostratejik nüfuzunu artırması için şimdi bir de göçü durdurma bahanesi var. Toplumda sosyal barışı bitiren göçmen akınıyla baş edemeyen Berlin, sorunu kaynağında çözme peşinde. Ortadoğu ülkeleri için geliştirdiği Marshall Planı dahilinde aktif rol alacağını geçtiğimiz günlerde açıkladı.
Muhalif strateji kuruluşlarının yorumu ilginç: Berlin’in göçü çıkış noktasında engelleme girişimi arkasında yatan asıl amaç; bölgedeki ülkeleri siyasi ve ekonomik açıdan kontrol altına almak, kendine ve Avrupa Birliği’ne bağlamak.
Planın işleyişini göstermek açısından; örneğin Ürdün ile proje anlaşmaları yapılmış. Almanya resmi 630 bin, resmi olmayan rakamlarla 1.4 milyon Suriyeliye kapısını açan 6,5 milyon nüfuslu Ürdün’e her türlü maddi ve teknik yardım garantisi vermiş. Sığınmacılara iş sağlanması; iş yeri ve üretim atölyelerinin kurulması için yardım, Ürdün’ün alt yapısının güçlendirilmesi vs. vs...
Peki; Ürdün buna karşılık ne verecekmiş?
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’in ağzından:
Berlin’in destek programı karşılığında, Ürdün’ün pazarlarını uygun koşullarda Avrupa Birliği’ne açması.
Almanya Marshall Planı diğer bölge ülkelerinde de hayata geçirmek için kolları sıvamış.

SİVİL KADROLAR HAZIR
Almanya Irak, Suriye, Lübnan, Libya gibi ülkelerde askeri faaliyetlerini artırmıştı . Silah satışları da bu doğrultuda arttı.
Berlin tüm bunlara paralel şimdi toplumsal politikalarda da çok aktif. Örneğin; Suriye’den gelen binlerce eğitimli sığınmacıya burs sağlıyor; yöneticilik, örgütlenme gibi konularda özel eğitim olanakları sunuyor.
Savaşın bitiminde Suriye’ye dönme sözü veren bu üst düzey kesimin Almanya’ya bağları muhakkak farklı olacak. Berlin’in sivil kadroları geleceğe yönelik önemli bir yatırım.
Proje, Türkiye’nin Washington ve Kraliyet ailesine bağlı kimi akademisyen ve siyasetçileri anımsatıyor.

CANIM KÖY ENSTİTÜLERİ
Dönelim başa: Marshall Planı denilince aslında hepimizin aklına modern Türkiye’nin geniş tabana yayılmış eğitim amaçlı en önemli hamlesinden biri olan Köy Enstitüleri’nin kapatılması gelir.
Amerika Birleşik Devletleri, İkinci Savaş’tan sonra Batı Avrupa ve Türkiye gibi ülkeleri Marshall Planı ile güdümüne almıştı.
Almanya yeni dönem dış politikasında büyük ortağın izinden gidiyor.
Savaş ve kaosla bir dizi devlet parçalanıyor, yok ediliyor..Ülkeler kendi yeraltı kaynaklarını, jeo-stratejik çıkarlarını koruyamama noktasına getiriliyor.
Yavaşlatılmış ılımlı işgal Marshall Planları da devreye girebilsin diye.

SURİYE'YE DESTEK VERECEKLERMİŞ
Komşu ülkenin de dahil olduğu dış destekli iç savaşta ölenlerin resmi sayısı 250 bin, resmi olmayan açıklamalara göre çok daha fazlası. 11 milyon Suriyeli yurdunu zorunlu terk etmiş. Yer gök acı ve ah. Taş taş üstünde kalmamış.
Dünya ülkelerinin yanı sıra sayısız uluslararası sivil toplum ve yardım kuruluşu Perşembe günü Londra’da Suriye Destek Konferansı çerçevesinde toplandı. Suriyeli sığınmacılara insani yardım, eğitim, iş imkanları sağlayacaklarmış. Batı’nın ve bölgesel ortaklarının, Suriye’deki ahlaksız yıkımı durdurmak için yan yana gelemeyen 70 dünya ülkesi, Suriye’nin yeniden yapılanması için buluşmuş. Sevsinler sorumluluklarını. Hele aralarında bazı devlet ve sözde sivil toplum kuruluşları var ki yıkımın baş aktörü, ellerinde kan var. Önce yık, sonra çıkarlara göre şekillendir. Yüzsüzlüğün resmi. Küresel siyasi ahlak bir gün böyle işlemeyecek.