Almanya'da asıl katil kim?

Hanau kentinde Alman bir ırkçının kafeleri taraması sonucu, beşi Türk olmak üzere 9 göçmenin yaşamını yitirmesi büyük tepki ve gösterilere yol açtı. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier olay yerine çelenk bırakırken, Başbakan Merkel "Irkçılık bir zehirdir" sözleriyle tepki gösterdi.

Irkçılık Avrupa'da artık ABD'nin küresel hesaplarına ayarlı olarak güçlenmektedir! Irkçı gelişme kuşkusuz ki Steinmeier ve Merkel'i da hedef alıyor.

Milyonluk Suriyeli, Libyalı ve Afgan mülteci akınından sonra ırkçılığı körükleyen aşırı sağcı Almanya için Alternatief ( AfD) Partisi seçimlerde oylarını ikiye katlamıştı. Avrupa'da bir süredir, işyerlerinde, sokakta, ilkokul ve ortaokullarda ırkçı ve ayrımcı davranışlar her gün daha fazla hissediliyor. Hanau katliamı durup duruken olmadı tabii ki, bir arka planı var, ırkçı politikacıların saldırgan lafları şiddete dönüşmeyecekti de neye donüşecekti!

Ya da Federal Meclis Başkanı Schauble'nin Hanau Katliamı ardından söylediği gibi; "Her sorunun nedeni göçmenlere bağlanırsa bu gibi olaylar hızla, tüm azınlıkları hedefleyecek boyut kazanır. Kelimelerin eyleme dönüşeceği yıllardır biliniyor."

ABD BERLİN BÜYÜKELÇİSİ GRENELL, ALMAN ITKÇILARIYLA KOLKOLA!

Bu bağlamda soruyoruz: Washington'un Berlin Büyükelçisi Richard Grenell'in Hanau Katliamı'ndaki rolü nedir?

Grenell'in, aşırı sağcı-ırkçı Almanya için Alternif Partisi'ne maddi manevi her türlü desteği sağladığı, Alman kamuoyunca uzun süredir biliniyor. Grenell, sadık Trumpçı tanınan, Brexit'in arkasındaki medya tekeli Rupert Murdoch'ın 'Fox News' medyasından hiç eksik olmayan bir kişilik. Bush-Mit Romney Neocon ekibinin sözcülerinden. Irkçı partileri büyütmek, Almanya'ya atanırken, kendisine verilen baş görevler arasında.

Şu kısır döngüye bakınız, etki tepki kanunu gibi: ABD, özellikle 2008 ekonomik krizi sonrası Ortadoğu (Suriye) ve Kuzey Afrika (Libya) başta olmak üzere, yoksul ama stratejik ya da petrol kaynağı ülkelere saldırılarını artırdı. Bombaladı, darbelere, turuncu devrimlere girişti ya da karıştırdı. Bazı AB ülkeleri de önceleri bu suça ortak oldular. Bu, milyonlarca yoksulun, saldırıya uğrayan ülkelerinden kaçarak Avrupa'ya akın etmesini doğurdu. Bu akın, zaten 2008 krizinden zarar gören Avrupa işçi sınıfında işini ve gelirini kaybetme korkusuna yol açtı, ırkçılığı besledi. Zaten ırkçılığa müsait olan bir zeminde, ırkçı partiler hızla güçlendiler ve AB'nin iç istikrarını ciddi tehdid etmeye başladılar.

AB'Yİ BÖL VE YÖNET POLİTİKASI ALETİ: IRKÇI PARTİLER!

Öte yandan AB'nin Washington'dan uzaklaşmaya başlaması ve Atlantik Paktı'nda ilk çatlakların ortaya çıkması da tam bu günlere rastgeldi. Bunun üzerine başta özellikle Trumpçılar olmak üzere, ABD, bu ırkçı hareketleri destekleyip güçlendirme stratejisine yöneldi. Sen misin uzaklaşan! 'Al o zaman, ben seni de zayıflatıp bölerim' stratejisi!

Ve böldüler de: İngiltere'nin AB'den kopması böyle gerçekleşti. Aylan Kürdi adlı çocuğun cesedinin 2015 Eylülü'nde Ege kumsalına vurmasıyla başlayan AB'ye mülteci fırtınası, bizzat ABD tarafından yönlendirilmişti. İngiltere'nin Brexit mimarları sayılan Boris Johnson, ırkçı Farage, Rupert Murdoch medyası, hepsi Trumpçı güçlerce yönlendirildiler. Gıdaları mülteci akını oldu!

Son AB seçimlerinde ırkçı-Amerikancı partileri Brüksel'den yönlendiren Trump ekibinden Steve Bannon idi. Rus Federasyonu için Ukrayna Turuncu Devrimi neyse, Gürcistan'da Saakaşvili Turuncu Devrimi neyse, 1980'lerin Varşova Paktı'ndaki Turuncu Devrimler neyse, AB için de Brexit odur.

ESKİYEN ATLANTİK PAKTI'NI IRKÇILIKLA YAMAMAYA ÇALIŞIYORLAR

Washington; aşırı sağcı ya da ırkçı, İsrail'ci, Amerikancı bu partileri hortlatarak, AB'yi zayıflatıp parçalamaya çalışmaktadır. Başka bazı AB ülkelerini de Brexit tarzı, yani o ülkelerin ırkçı partilerini kullanarak bölmesi halinde, AB zayıflayacak, tekrar ABD'ye muhtaç düşecek ve Rusya ve Avrasya'ya karşı ABD emirlerine harfi harfine uyacaktır. Hesap budur.

Şu tesadüfe bakınız: 31 Ocak'ta Brexit başladı. 7 Şubat'ta Paris`ten Macron küçülen (ve daralan bütçesini bile toparlayamayan) Avrupa'yı güvenlik ve entegrasyonunu güçlendirmeye, NATO'ya dayanmamaya çağırdı, son aylarda zaten Rusya ve Türkiye'yle sık sık birlikte görülen Merkel çağrıya hemen destek verdi... Ve 19 Şubat gecesi Hanau'da ırkçı katliam!

Önümüzdeki dönemde, küçülen AB'nin Washington'un zararına atacağı her önemli adımda, şu veya bu AB ülkesinde, bu gibi 'uyarı'ların olabileceğinden çekiniyor artık insan!

Irkçılık maskesi ardında, küresel bir oyun oynanmakta, ABD kendi cephesini yeniden güçlendirmeye çalışmaktadır. Ancak AB'de, Avrupacı güçler Washinton'un bu oyununun artık biraz daha farkındadır.

Peki, Hanau katilinin bütün bunlardan haberi var mı? Hitler döneminde Alman halkının haberi var mıydı?