27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Antika pazarları…

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünyanın hemen hemen her ülkesinin belli başlı kentlerinde antika pazarları vardır. Meraklıları için gezinilmesine doyum olmaz. Berlin, Paris, Londra’nın yıllar yılı kente mesafeli yerlerinde konumlananlar ilk akla gelenledir. Afrika’nın en yoksul ülkelerinin büyük kentlerinde bile bunların kimi ayrıksı örneklerine rastlamak mümkündür.

Ülkemizde ise uzun bir süre bu tür pazarlar yoktu. Ancak onların yerine benzer misyonu üstlenen ve halk arasında bitpazarı olarak tanımlanan ve çoğunlukla da hafta sonları açılan yerler vardı. En ünlüsü ise Topkapı’da surlarının dibinde açılanı idi. Sonrasında birkaç semtte bu pazarın örnekleri çoğaldı. Bunların en rağbet göreni ise Kadıköy Kuşdili Çayırı’nda olanı idi. Zamanla o da birkaç yer değiştirerek kaybolup gitti. Günümüzde ise bu geleneği şimdilik hafta sonları Feriköy’de açılan antika pazarı sürdürüyor. Ara sıra sosyetik olarak bilinen bölgelerde de benzerleri nadiren açılmış olsa da, bunlar antika pazarından daha çok, bir kermes görünümünde olduklarından pek ilgi toplamıyor.

Antika pazarlarının oluşum ve geziliş nedenlerini çeşitli açılardan irdelemek mümkündür. Bu pazarlarının nitelik ve nicelik olarak görünümleri aynı zamanda bulundukları ülke, kent ya da bir yörenin geçmişiyle yaşanılan dönemin ip uçlarını da tezgahlarında yer alan mal/nesnelerle kendini belli eder. Bu belli edişin okunuş kodları ise, yörenin ekonomik konumdan geçmişe duyulan özlemin farklı değerlendirmelerine kadar bir çeşitlilik içerir.

Ancak antika pazarlarının sevilip gezilme gereksinimi oluşturmalarının başında hiç kuşku yok ki ilk sırayı geçmişe duyulan özlem ya da daha popüler deyişiyle nostalji gelir. Gerçekten de bu pazarlar yaşanılan anı birkaç saatliğine dondurup zaman içinde kısa bir yolculuğa çıkmak ve de çıkılan bu yolculukta bir çeşit geçmişe ilişkin pazılımızda eksik ya da unutulmuş parçalarının umutsuzca aranıp sonrasında bulunduğunda da keyif verdiği oranda hüzünleri de içeren o anlatılmaz duygusunu yaşamaktır.

Antika pazarlarında herkesin değerlendirmelerine göre zenginlik de vardır yoksulluk da… Zenginlik; geçmişe ilişkin aranan bir nesnenin bulunup alınmasında, yoksulluk ise onun satışa çıkarılmasındaki çaresizliktedir. Birisi ufak bir ücret karşılığında geçmişteki duygusal pazılının eksik kalan ya da gereğince tamamlanmayıp yarım kalmış bir parçasına sarılmak isterken, bir diğeri ondan kurtulmak ister. Adı konmamış, geçmişin pazara çıktığı bir alış-veriştir bu…

Antika pazarlarında her bir şey vardır… Kullanılmayacak hale gelmiş mekanik ya da elektronik aletler, zamanın sararttığı kağıtlar, zamanın yorgunluğunu inkar etmeyen nesneler ve de nasıl düştüğü ayrı bir öykü olan albümler, çerçeveler… Ve daha neler de neler…

Bir de albüm ya da çerçevelerin içinde geçmiş zaman mutluluklarını içeren ancak bilinmeyen nedenlerle sahipsiz kalıp kaldırım pazarlıklarına tutsak olan evlilik fotoğrafları var ki… Onların buradaki varlıkları ise ayrı bir hüzün.

Yaşamın en mutlu anlarından birini oluşturan evlilik fotoğraflarının bu tür pazarların tezgahlarında yer almasının ise tek bir nedeni vardır; O da yalnızlıktır… Çünkü bu fotoğraflar, onları saklayacak son kişinin de ölmüş olabileceği ihtimalini içerir. Sahipsizliğin kaldırım tezgahlarına yansıyan hüzünlü bir yüzüdür bu.

Antika pazarları (ya da eski tanımıyla bitpazarları) herhangi bir Pazar günü, geçmiş yaşamların bilinmez kurguları içinde eksik kalan bir şeyleri bulmak ya da keşfetmek için farklı zamanların içinde yolculuğa çıkmak gibi bir şeydir. Hem yaşanılan anın sorunlarından kaçmak hem de geçmiş zamanlardan bir şeyler yakalamak fırsatı tanır insana…

Tıpkı oltayı gelişi güzel denize atmak gibi… Ne çıkacağı belli olmaz…