16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk-Altay soyadı-Şanghay Beşlisi-önleme siyasetleri ve iktisadiyat

Taylan Sorgun

Taylan Sorgun

Eski Yazar

A+ A-

Mustafa Kemal’in başlattığı Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali ardından Cumhuriyet’in ilanı ile dünyanın üçüncü büyük devrimi gerçekleşmişti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Atatürk’ün döneminde komşu devletlerle anlaşmalar, paktlar imzalayan ve devlet sınırları çizen uluslararası siyasette kendisini kabul ettiren bir konuma gelmişti. İktisadi devrimler ile Cumhuriyet’in aydınlanma sürecinde devletlerarası siyasetler bunu dikkatle izlenmekte idi.

ALTAY SOYADI

Zamanımızda Şanghay İşbirliği Örgütü ve Türkiye’nin doğu siyasetleri konuşulmakta, yazılmakta, tartışılmaktadır. Şimdi size tarihi bir belgeyi açıklıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti öyle bir konumdaydı ki, İran ve Afganistan aralarındaki sınır anlaşmazlığının çözüme ulaştırılması için Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e başvurmuşlardır. Ve İran Şahı’nın Türkiye seyahati de vardır. Mustafa Kemal’e yapılan sınır çizme başvurusu üzerine Atatürk, Başvekil İnönü ile görüşmüş ve belgeselini yazdığım Fahrettin Altay Paşa’yı görevlendirmişlerdir. Altay Paşa bölgeye hareketten önce Dışişleri Bakanlığı’ndan da geniş bilgiler almıştır.

SINIR ÇİZİLİRKEN

Fahrettin Altay Paşa İran-Afgan sınırının çizilmesi için bölgede uzun süre araştırmalar ve çalışmalar yapmıştır.Ve bu sırada Türkiye’de soyadı kanunu çıkmıştır. Mustafa Kemal, Atatürk soyadını alırken, Fahrettin Altay Paşa’ya bir telgraf çekerek, “Sizin de soyadınız Altay oldu” demiştir.

Mustafa Kemal’in Fahrettin Paşa’ya Altay soyadını vermesi, Rusya’da ve Batı dünyasında önemle üzerinde durulan bir mesele olmuştur.

VAROŞİLOF’LA...

Fahrettin Altay Paşa İran-Afgan hududunu çizmiştir. İran ve Afganistan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bu sınırı kabul ediyoruz müracaatını yapmışlardır. Başvurunun tarih ve belgesi arşivimdedir. Fahrettin Altay Paşa sonra Sovyet Rusya’ya geçmiştir. Fahrettin Altay Paşa, Sovyet Generali Varoşilof’la görüşürken Stalin’le de karşılaşmıştır. Varoşilof, Fahrettin Altay Paşa’ya Çanakkale zaferinin öneminin kendilerince iyi bilindiğini söylemiştir.

TÜRK DÜNYASI

Fahrettin Altay Paşa Ankara’ya döndükten sonra Altay soyadını Mustafa Kemal Atatürk’le görüşürken, Atatürk kendisine “Elbette Batı medeniyetinden taraf olacağız. Amaaa doğumuzdaki Sovyetler Birliği ve Türk dünyası da bizim için siyasi ve iktisadi bakımdan ve tarihimiz itibariyle son derece önemli ve üzerine durulması gereken bir siyasettir. Bu siyaset aynı zamanda devletlerarası siyasettte de mühim bir özellik arz eder” demiştir.

Şimdi Türkiye’nin Rusya ve Uzak Asya’ya kadar açılmasını, açılabilmesini sağlayabilecek siyasi ve iktisadi bakımdan da devletlerarası siyasette önemli bir yer tutacak büyük atılımını görüyoruz. (İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e belgeselimde bu dönem bütün ayrıntılarıyla anlatılmaktadır.)

EMPERYAL SİYASET

27 Aralık 1994 günkü “Olayların Ardındakiler” günlük sütunumda şu cümle vardır: “Demirel, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar Türk dünyası demiştir.” Bu önemli tartışmalar yaratmıştı. Ve o yazımdaki şu satırlara dikkatinizi çekmek isterim: “Türkiye’nin Asya içlerine açılmasını önleyen, önlemek isteyen uluslararası bir politika başlatılmıştır. Bu politika Bakü petrollerini de kontrol altına almak için tehdit edici, istilacı bir Ermenistan yaratırken Ortadoğu’daki yeni senaryolara dayalı olarak güney sınırlarımız üzerinde de siyasetlere başlamışlardır.”

Emperyalizm, bu siyasetle Atatürk döneminde de Sovyetlerle olan ilişkilerini önlemek istemiştir. Oysa, mesela Milli Mücadele başlarken Mustafa Kemal Paşa Kut’ül Amare kahramanı, Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa’yı Bekirağa Bölüğü Mahpushanesi’nden kaçırtıp Azerbaycana ve Sovyet Rusya’ya silah temini için göndermişti. Ve silahlar temin edilmişti. (Halil Paşa belgeselimin 8. baskısı kitapçılardadır.)

GÜMRÜK BİRLİĞİ VE İKTİSAT

Cumhuriyet’in kurduğu bütün dev iktisadi kuruluşlar özellikle bu siyasi iktidar döneminde satılmış, kapatılmış, demir çeliğinden diğer üretim merkezlerine kadar vahim bir hata ile hepsi perişan edilmiştir. Ve Türkiye Özal’la başlayanbu vahim siyaset uygulaması neticesinde endüstri gerilemesini yaşadığı gibi binlerce fabrika işçisini de kapının önünde bırakmıştır. Şimdiki zamanda şu hale bakın. Zavallı emekliye zam 30 tane ekmek parası... Ayıp... Bu ayıp da size yeter.

Gelelim Gümrük Birliği’ne. Yine aynı tarihlerde günlük bir yazımda “Türkiye için belli iktisadi mesafelerin alınamaması halinde Gümrük Birliği boş bir havuza tepetaklak atlamaktır” diye yazmıştım. O zaman eleştirilmiştik. Bizi eleştirenlerin arasında şimdi tersine ahkam kesenler de var. Ne dersiniz? Bu yazılardaki belgeler oldukça uzundur.

Ben anlattım, karar sizindir.