22 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk’e yılbaşı armağanı

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Gazete Yazarı

A+ A-

Atatürk Araştırma Merkezinin, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri arasında kendisinden ders verici bir konuşma da 1933 yılbaşı gecesi yaşanır (https://www.atam.gov.tr/). Ankara Palas’ta yine Kızılay yararına verilen yemekte Atatürk baş davetlidir. Gece yarısı yeni yıla girildiğinde Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip, Mustafa Kemal Atatürk’e üç kitap hediye eder. Bu kitaplar “Birinci Türk Tarih Kongresi Zabıtları”, “Söz Derleme Kılavuzu” ve “Dil Kurultayı Kararları’dır”. Dil ve tarih Atatürk’ün en önem verdiği meseleler olduğu için çok hoşuna gider. Bakanın kısa sunuş konuşmasından sonra Atatürk der ki: “Bu anda duyduğum mutluluk büyüktür. Kıymetli Milli Eğitim Bakanımızın bu armağanından dolayı kendisine teşekkür ederim. Kendisinden ve diğer bakanlarımızdan her an böyle armağanlar beklerim. Bakan Beyin değersiz dediği bu armağan gerçekte çok değerlidir. Bu değerin daha iyi anlaşılması için Bakan Bey’den bu kitaptan bir sayfa okumalarını rica ediyorum.” Atatürk’ün bu sözleri çok alkışlanır. Arkasından Reşit Galip Bey, Gazinin emirlerini yerine getirerek Tarih Zabıtları Kitabından, ayırmaksızın ve seçmeksizin, bir sayfa açar ve: “Hepimizin kısmetine” diye okumaya başlar: “Kafasını ve vicdanını, en son yükselme alevleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan, bugünün Türk çocukları, biliyor ve bildirecektir ki, onlar dört yüz çadırlı bir aşiretten değil, on binlerce yıllık, hür uygar olan, yüksek bir ırktan gelen yüksek yetenekli bir millettir. Bir de şunu iyi bilmek gerekir ki eski Etilerimiz (Hatti’ler), atalarımız, bugünkü yurdumuzun ilk ve otokton (yerel) yerleşenleri ve sahibi olmuşlardır. Burasını binlerce yıl önce ana yurdun yerini özyurt yapmışlardır. Türklüğün merkezini Altaylardan Anadolu – Trakya’ya getirmişlerdir. Türk Cumhuriyeti’nin sarsılmaz temelleri bu öz yurdun çökmez kayalarındadır (1). Bu kutsal yurdun öz mirasçısı, Türkiye Cumhuriyet’inin yılmaz koruyucusu o büyük, yüksek, soylu Türk kavminin bugünkü genç ve dinç çocuklarıdır, biziz” diye bitirir. Dakikalarca alkışlanır. “Gazi yılbaşı vs. demeden hem oradakilere hem de yıllar sonra bize ders verir. Birincisi kitap her halükârda değerli bir hediyedir, ikincisi kitap değerli parçalardan oluşan bir bütündür ve bu yüzden tesadüfen açılan bir sayfa dahi okumaya değerdir.” (https://onedio.com).

Atatürk’e yılbaşı armağanı - Resim: 1

MUSTAFA REŞİT GALİP BAYDUR

19 Eylül 1932- 13 Ağustos 1933 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı yapan Reşit Galip Bey 1893 yılında Rodos Adası’nda doğmuştur. Babası Bulgaristan’ın İslimiye kasabasından mahkeme reisi Hacı Mehmet Bey, annesi ise Rodoslu Münevver Hanım’dır. İlköğretimine Rodos’ta başlamış, ortaöğrenimine İzmir’de devam etmiş, ardından Rodos’ta Saint Jean-Babtiste Fransız Koleji’nde eğitim almıştır. Atatürk’le tanıştıktan sonra önemli görevlere gelir. Doğu Anadolu’da başlayan Şeyh Sait Ayaklanması ve devamındaki olayların soruşturulması amacıyla kurulan İstiklal Mahkemesi’ne üye seçilmiş, Cumhuriyet Halk Fırkası Meclis Grubu İdare Üyeliğine seçilmiş ardından Cenevre Beynelmilel Himaye-i Etfal Teşkilatı Merkezi İcra Heyetinde beş sene kadar üyelik yapmıştır. Mustafa Kemal’in buyruğu üzerine Serbest Cumhuriyet Fırkasına 9 Ağustos 1930’da katılmış, fakat İzmir olayları üzerine partiden ayrılmıştır (Namık, 1934). 1931’de Cumhuriyet Halk Fırkası 3. büyük kongresinde Umumi İdare Heyeti üyeliğine seçilmiştir. Daha sonraları Kültür ve Gençlik İşleri Başkanlığına getirilmiştir. Ardından 1932’de Semih Fırat Bey’in vefatı sonrasında Türk Dili Tetkik Cemiyeti Genel Kâtipliğine getirilmiştir (Atakan, Ocak 2021; https://dagarcikturkiye.com/). Okullarda 23 Nisan 1932-1913 arasında okutulan andımızın yazarıdır:

“Türküm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,

yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”

Dr. Reşit Galip, “Eylül 1933’te Darülfünun çalışmaları sırasında Fenerbahçe açıklarında ailesi ve çocuklarıyla birlikte çıktığı sandal gezisi sırasında bir deniz kazası geçirmiştir. Çocuklarını kendisi kurtarmıştır ancak geçirdiği deniz kazasının ardından, zatürree teşhisiyle tedavi gördüğü Ankara’daki evinde 5 Mart 1934 tarihinde hayatını kaybetmiştir. 41 yaşında ölen Dr. Reşit Galip, Cebeci mezarlığında yatmaktadır (Atakan 2021).

Atatürk'ün Ankara’ya gelişinin 101. yılı kutlu olsun!

(1) Kitaptan yapılan alıntı, o zaman Türkiye’ye göçen, tarihçi Başkurt Zeki Velidi Togan'ın ve mevcut yaygın bilgilerin doğrultusunda Altaylardan göç etmiş olduğumuzu söylüyor. Ancak sonraki araştırmalara göre Afrika’dan insan soyunun kuzeye göç ettikten sonra en çok seçtiği ve yerleştiği yurdun Türkiye olduğu ve buradan Avrupa ve Asya’ya yayıldığı; tükürükle yapılan gen çalışmalarından da anlaşılıyor. Yerli yabancı pek çok kişinin Konya kökenli olduğu ortaya çıktığı gibi arkeolojik kazılarla da kanıtlanıyor (Ergenekon, 2021, Kültürel Evrim Dersi Notu, Arkeometri AD, ODTÜ).

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları