21 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Balemizin doruktaki adı: Hülya Aksular

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-

Atatürk'ün meclise sunduğu önerge ile Ankara'da bir konservatuar kurulması kararlaştırılınca, ünlü besteci Prof. Paul Hindemith, 6 Nisan 1935 yılında yurdumuza gelerek, 'Devlet Konservatuarı'nın temellerini atar. Konservatuarın tiyatro ve opera bölümünü kurmak üzere Almanya'dan Prof. Carl Ebert de davet edilmiştir. 1 Kasım 1936 tarihinde öğrenime başlayan kurum, 1940 yılında kabul edilen yönetmeliğiyle, Türkiye'nin ilk Devlet Konservatuvarı olmuştur.

BALE EĞİTİM TARİHİMİZ

Türkiye de 'Bale' eğitimi veren ilk resmi bale okulu; dünyaca ünlü İngiliz dansçı ve koreograf Dame Ninette de Valois tarafından, 6 Ocak 1948 yılında İstanbul Yeşilköy'deki Pansiyonlu İlkokulu'nda, 'Yeşilköy Bale Okulu' adıyla resmi olarak kurulmuş oldu. 3 yıl sonra, 1 Ekim 1950 yılında Ankara'ya taşınan okul, Ankara Devlet Konservatuarı'na bağlı bir bölüm olur.
Türk Balesi'nin kurucusu Dame Ninette de Valois'nın koreografisini gerçekleştirdiği ve sahneye koyduğu, Ferit Tüzün'ün altı bölümden oluşan 'Çeşmebaşı Balesi', 1965 yılında dünya prömiyeri yaptığında ilk fantastik Türk Balesi olarak tarihe geçti.
Ankara Devlet Opera ve Balesi, kurulduğu günden bugüne, birçok ünlü dansçının yetişmesine olanak tanıdı. Bunların en önemlilerinden biri olan, Ankara Devlet Konservatuvarı 'Bale Bölümü'nden sınıf atlayarak mezun olan Hülya Aksular'dan söz etmek istiyorum. Henüz 14 yaşında olmasına rağmen büyük bir başarı yakalayan sanatçı, 'Kaza-i Rüşt' kararıyla Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde profesyonel sanat yaşamına başladı.

DANSIN BÜYÜSÜNÜ NUREYEV'LE BAŞROLDE PAYLAŞMAK

1983 yılında Aksular, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde göreve başlamasının ardından, 'Kuğu Gölü Balesi' ile 18 yaşında bu rolü oynayan en genç baş balerin unvanını kzandı. Çaykovski tarafından 1876 yılında tamamlanan dört perdelik bale yapıtı, dünyanın en önemli klasik bale yapıtlarından biridir. 'Kuğu Gölü Balesi'nde izlediğim genç sanatçının, uluslararası düzeyde bir dansçı olacağını o gün duyumsamıştım. Düşle gerçek, balenin doğasında olan bir görüntüdür. Sanatçı; yakalamış olduğu olağanüstü başarının ardından, yer aldığı yapımlarda, canlandırdığı bütün karakterlerde, dansın şiirselliğini ve büyüsünü ortaya koyuyor.
Başta Almanya, İsviçre, İtalya, İspanya olmak üzere, onlarca ülkede 60'ın üzerinde karakteri yorumlayan Aksular, ülkemiz balesini başarıyla temsil etmiştir. 1992 yılında dünyanın sayılı bale kuruluşlarından biri olan Bolşoy Operası’ndan aldığı davetle 'Don Kişot Balesi'nin başrol karakteri 'Kitri'yi yorumlayarak büyük ilgi uyandırdı. Dünyaca ünlü dansçı Nureyev ile başrolü paylaşması onun ne kadar ayrıcalıklı bir sanatçı olduğunu gösterir.

UYGARLIKLAR ÇEŞİTLEMESİ

Koreografi çalışmalarına 1993 yılında başlayan sanatçı; 'Atatürk' Balesi, Türkiye’de ilk dans tiyatrosu olan 'Kozalak', 'Aşka Dair Ne Yoksa', 'Güz', 'Oğul', 'Altın Çağ', 'Anadolu’nun Hikâyesi' çalışmalarına imza atmıştır. Hülya Aksular; İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde Mart 2007’de gösterime giren, en önemli çalışması olarak niteleyebileceğim epik yapıt 'İstanbul'un libretto, reji ve koreografisini gerçekleştirmiştir. İstanbul'da yüzyıllar boyunca yer almış uygarlıkların oluşturduğu kültür mozaiğinin koreografileştirildiği bu çalışma, sanatçının doruk noktasıdır. Kanımca, Türk Bale Tarihi'nde bugüne kadar yapılmış en görkemli çalışma olarak özel biri yere sahip olacaktır.
Sanatçı; 2014 yılında kurulan 'Hülya Aksular Sanat Atölyesi'nin sanat yönetmenliğini ve eğitimciliğini sürdürüyor.