17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın derin kökleri

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Sendikacılık çok ciddi bir iştir. Milyonlarca işçinin kaderi ve hattâ ülkenin demokratik yapısının sağlamlığı, işçi sendikalarının güçlü olmasına ve tutarlı sendikacılar tarafından yönetilmesine bağlıdır. Özellikle bizim gibi demokratikleşme sürecini tamamlamamış ülkelerde sendikaların varlığı için son derece önemli temel hak ve özgürlüklerin gerçekleştirilmesi için sendikalara büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu nedenle sendikaların özüne uygun, tutarlı olması ve günlük çıkarlar için siyasi iktidarlar karşısında eğilmeyen inançlı sendikacılar tarafından yönetilmesi çok önemlidir.

ADAM GİBİ SENDİKACILIK ZOR İŞTİR

Türk sendikacılığı Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in kuruluşuna imza attığı 1945 yılından bu yana filizlenmeye başlamıştır. İşçi hareketimizin belirgin niteliği haklarını mücadele ederek değil, siyasi iktidarların verdiği kadarı ile alarak yetinmesidir. Başka bir deyişle tabanın mücadelesi ile haklarını söke söke alan bir sendikacılıktan değil tepeden inme, siyasi iradenin çizdiği sınırlar içinde varlığını sürdüren bir sendikacılıktan söz ediyoruz. Bu nedenle sendikacılığımız henüz olgunlaşmamıştır. Sendikacılığımızın geçmişinde önemli eylemler sergilenmiştir ama bunlar sendikaların özgürlüğünü tam olarak gerçekleştirmeye yetmemiştir. Bu süreç içinde işçi haklarının korunması ve sendika özgürlüğü için mücadele eden adam gibi sendikacılık yapan sendikalar ve sendikacılar elbette sendikacılığın aynasını parlatmıştır. Birleşik Metal-İş, onun genç ve inançlı başkanı Adnan Serdaroğlu ve arkadaşları bu konuda verilebilecek örneklerden birisidir.

BİRLEŞİK METAL-İŞ ONURLU BİR GEÇMİŞİN MİRASCISIDIR

Birleşik Metal-İş daha önce Otomobil-İş adı altında faaliyet gösteriyordu. Yönetim sıkıntıları yaşadığı bir dönemde ben ve iki meslekdaşım bu sendikanın kayyumluğunu yaptık. Bu aşamada Netaş gibi önemli bir kuruluşta grev yaparak kayyumluk konusunda aykırı bir örnek verdik. Metal işkolunda Maden-İş Sendikası gibi efsane bir sendika, sendikacılığımızın önemli isimlerinden Kemal Türkler’in başkanlığında önemli adımlar atmıştır. Maden-İş’in öncülüğünde dört sendikanın Türk-İş’ten ayrılarak DİSK’i kurması sendikacılığımızın kırılma noktası olmuştur. (Ben hâlâ acaba ayrılmayıp mücadelelerini Türk-İş içinde verseler Türk-İş bugünkü gibi siyasi iktidarların arka bahçesi olur muydu diye kendime sorarım) 12 Eylül’ün sendikacılığımıza vurduğu darbeden sonra gücünü kaybeden Maden-İş, Otomobil-İş’le birleşme kararı alarak 5 Eylül 1993’te Birleşik Metal-İş’in kurulmasını sağlamıştır. Birleşik Metal-İş bugün DİSK’in üyesidir ama DİSK eski DİSK değildir ve çok aşınmıştır. Buna rağmen Birleşik-Metal-İş DİSK’in eski temel inançlarını aynen uygulayan önemli bir sendikadır. Aidat ödeyen 30 bin üyesi, kuruluşundan bu yana imzaladığı 25 bin toplu iş sözleşmesi, Sapanca ve Gönen’de iki eğitim merkezi ve sosyal siyaset açısından önemli olan ve düzenli yayımlanan Çalışma ve Toplum adlı dergisi vardır. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın önümüzdeki yıllarda sendikacılığımız adına çok başarılı çalışmalara ve eylemlere imza atacağına içtenlikle inanıyorum.

DERİNDEN GELEN KÖKLER

Birleşik Metal-İş son olarak çok önemli bir belgenin yayımlanmasını sağlamıştır. Maden-İş Tarihi Çalışma Grubu’nun hazırladığı iki ciltlik Derinden Gelen Kökler kitabı sendikacılığımızın tarihi için çok önemli bir belgedir. Sendikacılık adına onurlu bir mücadele nasıl verilir sorusuna çok net bir yanıt niteliğindedir bu çalışma. Emeği geçenleri ve yayımlayan Birleşik Metal-İş yöneticilerini yürekten kutlarım. Türk-İş yöneticileri, bu kitabı mutlaka okumalı ve işçi sınıfı adına nasıl mücadele verileceğini öğrenmelidir. Belki o zaman bugünkü suskunluklarını, siyasi iktidara teslimiyetlerini sorgulamaya başlayabilirler.