17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çalışma Bakanlığı kimden yana

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

İş hukuku, sermaye karşısında zayıf olan işçinin yani emeğin korunması ve emek sömürüsünün engellenmesi için vardır. İşçinin insan onuruna yakışan bir çalışma yaşamı en doğal hakkıdır ve iş hukuku bunun için vardır. Çalışma Bakanlığı iş hukukunun uygulanmasını sağlamak için vardır. Yorum yapması gerektiği zaman bu yorumu işçiden yana yapmak zorundadır. Gelin görün ki bizim Çalışma Bakanlığımız bu görevi yerine patronları işçiye karşı bir tutum içine girmeleri için kışkırtıyor. Olacak şey değil!
Konu, Temmuz ayında kamu çalışanlarına ve emeklilere uygulanacak %3 zamla ile ilgili. Bu konu özel sektörde çalışan milyonlarca sendikasız işçiyi heyecanlandırmış ve Bakanlığa bu zammın özel sektör çalışanlarına uygulanıp uygulanmayacağını sormuş. Bakanlık iş sözleşmesi dışı zamların uygulanmasının tamamen işverenin insiyatifinde olduğunu açıklamış. Bu açıklama hukuken doğru. İşveren iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesinde dışında zam yapabilir ama bunu özellikle sendikalı işyerlerinde dilediği gibi ve sendikalaşmayı önlemeye yönelik olarak kullanamaz. Sözleşme dışı zammı, çok özel durumlar dışında, sendikasız işçileri kollamak, sendika üyeliğinden istifayı özendirmek amaçlı yapamaz ve yapılmamalıdır.

BAKANLIK KİMİ KORUYOR?

Böyle bir durumda Çalışma Bakanlığı daha başka bir yol izleyebilir, hukuki durumu anlattıktan sonra işyerlerinde çalışma barışını sağlamak, güçlendirmek amaçlı olarak sendikalı-sendikasız işçiler arasındaki ücret uçurumun açılmasının işyerine ve ülke ekonomisine zarar vereceğine, üretim artışının önünde engel oluşturacağını, işçilerin moralini kitlesel olarak bozacağına dair bazı yorumları açıklamasına ekleyebilirdi. Bu önerimize Bakanlık, “Bakanlığımızın görevi işçi-işveren ilişkilerinde tarafsız olmaktır” diyerek işin içinden sıyrılamaz ve temel sorumluluğundan kurtulamaz. Bakanlık ülkede sosyal adaletin sağlanmasından sorumludur. Bunun da dengeli ücret politikasından geçtiğini işverenlere hatırlatmalıdır.
Bu durum, ülkede sendikalı işçi sayısının en fazla %8 dolayında olduğunu ve yaklaşık 12 milyon işçinin sendika korumasından yoksun çalıştığı gerçeğini insanın suratına bir tokat gibi çarpıyor. Bu ülkede neden sendikalaşma oranı bir türlü artamıyor sorusuna Çalışma Bakanlığı eğilmeli ve sendikalaşmayı özendirmelidir. Bakanlık bu temel görevini yerine getirmek yerine “biat eden sendikalar” yaratmak sevdasına düşmüştür. Bakanlık yapması gereken eğitim çalışmalarında sınıfta kalmıştır. Bakanlık eğitime önem vermeli ve bu eğitimlerde sosyal adalet vurgusunu yapmalı ve bunun nasıl sağlanacağı konusunda işverenleri aydınlatmalıdır. Bu ülkede işçiler milli gelirden hak ettikleri payı alamıyor, nüfusun %10’u milli gelirin %50'sinden fazlasını alıyorsa bu işte bir terslik var demektir.

SENDİKA ÜYELİĞİ BÜYÜMELİDİR

Sendika üyelerinin arttığı, bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinin çoğaldığı ülkelerde milli gelirin dağılımı daha adildir ve toplumun refah düzeyi daha yüksektir. Bunu sağlayan özgür sendikalardır. Öyleyse Çalışma Bakanlığı 6356 sayılı yasanın çarpık yapısından yararlanıp sendikalı işçi sayısını artırmak yerine biat eden sendikaların yaratılmasına katkıda bulunmaktan vazgeçmelidir. Toplusözleşme yetkisi vermek mutlaka Çalışma Bakanlığından alınmalı ve işçilere verilmelidir. Yetkili sendika işyerlerinde, işletmelerde çalışan işçiler tarafından referandum (oylama) yolu ile belirlenmelidir. Bu ülkede özgür sendikacılık ancak bu yoldan gerçekleşebilir ve ancak bu yoldan ücrette adalet, çalışma yaşamında barış ve işyerlerinde üretim artışı sağlanabilir. Bakanlık tez zamanda bu yolda yasa tasarısı hazırlamalıdır.