06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Cemal Süreya’nın fotokopisi

Seyyit Nezir

Seyyit Nezir

Eski Yazar

A+ A-

Modern Türk Şiirinin ustalarından ve gözde isimlerinden Cemal Süreya’yı her yıl 9 Ocak akşamı Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği olarak CKM’de (Caddebostan Kültür Merkezi) şaire yakışan bir programla anıyoruz. Küresel salgın nedeniyle 2021’de anamadık; bu yıl, önümüzdeki Pazar, şairi ve görkemli yapıtını şiirseverlerle birlikte Gazeteciler Cemiyeti Cağaloğlu Lokali’nde buluşarak şiirlerle, konuşma ve ezgilerle güne taşıyoruz.

Seksenli doksanlı yılları anımsayanlar, anılardan okuyanlar bilir: Cemal Süreya her pazartesi öğleden sonra İkibine Doğru’nun Yazı Kurulu toplantısından çıktığında şair ve aydın arkadaşlarıyla Cemiyet Lokali’nde olurdu. Lokalin doğuya, İran Konsolosluğuna bakan ve Cemal Süreya’nın gelişiyle üzerine hemen bir edebiyat mahfili kokusu sinen bölümünde damlara inip kalkan martıların süzülüşleri canlı Boğaz manzarasını yaz kış içeriye taşır, sehpa üzerine kurulan keyifli rakı sofrasında sanat ortamının haftalık olay ve temalarını değerlendirmek insana sade ama bambaşka duyarlıklar yüklerdi. Hele Muzaffer Buyrukçu’nun yanı sıra masanın Ece Ayhan, Can Yücel, Mehmed Kemal, Behzat Ay gibi gediklilerinden bir ikisi daha orada olursa, “masa da masa ha” deyip Edip Cansever’in kulaklarını çınlatarak bir kenara ilişivermek içinizi nasıl da coşkuyla doldururdu.

FOTOKOPİSİNİ BİLDİRİ GİBİ DAĞITMIŞ

Ölümünden hemen önceki akşam (8 Ocak 1990) yine oradaydı. Ülkü Tamer’in “Cemal Süreya” şiirini yayımladığımız Broy’u götürmüştüm. Çok etkilenmişti. Parlayan gözlerinden yüzüne mutlulukla yayılan ışıltılı hüznü hiç unutamıyorum. Özellikle yanımda götürdüğüm birkaç nüshayı oradakilere verdim; herkes aynı anda konuşmaya başlayınca, ayrılmak zorunda olduğumu söyleyip kalkarken, şiirlerini defalarca hem Ülkü Tamer hem Sait Maden çevirisinden okuduğumu kaçıncı kez söylediğim halde Buyrukçu her zamanki gibi takıldı: Lorca’yı bir daha oku!

Daha sonra işittiğime göre Cağaloğlu Yokuşu’nda, Eminönü’ndeki Kadıköy İskelesi’nde ve vapurda lokalden başlayarak gördüğü her tanıdığa “Cemal Süreya” şiirinin çıktığı sayfanın çok sayıda fotokopisini, “Ülkü Tamer benim için şiir yazmış” diyerek çantasından bildiri dağıtır gibi usulca çıkarıp vermiş. Şiirimizin uluslarası ölçülerde usta bir temsilcisi olan Cemal Süreya’nın bu denli sevineceğini bilsem, yokuştan aşağı inmesini bekleyerek yayınevindeki bütün nüshaları Vilayet Han’ın önünde ona vermez miydim?

Ülkü Tamer’in Cemal’i

CEMAL SÜREYA

Tanrı

bin birinci gece şairi yarattı,

bin ikinci gece Cemal’i.

Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı,

başa döndü sonra

kadını yeniden yarattı.

Cemal:

Atlas Okyanusu’nda Fırat’ın salı

Zap suyunda Alp çiçeği.

Broy’un bir yıl önceki sayısında Enver Ercan, “görselliği dayatan teknoloji şiiri gereksizleştiriyor” deyince, onu şöyle yanıtlamıştı (Aralık 1989): “Evet, ekrandaki bir görüntüyü 1000 sayfalık bir romanda anlatamayabilirsin. Ama bazı dizeler vardır ki, yüz bin günlük bir TV dizisi onun karşılığını çıkaramaz. Söz gelimi şu dizeyi alalım:

“An ki fıskiyesi sonsuzluğun

Kim hangi görüntüyle eşdeğerini yaratabilir bunun?”

Cemal Süreya’nın “Gece Bitkilerinden” şiirinde yer alan bu dizeyi örnek vererek vurguladığı gerçeği, bu kez Ülkü Tamer, “Atlas Okyanusu’nda Fırat’ın Salı” dizesiyle kanıtlıyor: Süreya’nın şiiri, kendine dünya şiiri içinde yer açabilen bir ustalık taşır. Daha Broy’un ilk sayısında, benim bir sorum üzerine, Ülkü Tamer’in vargısını şöyle dile getirmişti: “Sanat planına bugün küçük ulus, büyük ulus diye bir şey kalmamıştır.”

Gerçek şu ki, sanat, evrenselliğini somutun eşsiz ve biricik oluşundan aldığı ölçüde değerli ve kalıcıdır. Geri kalan her şeyse tüketilmeye, silinip yok olmaya yazgılıdır.

CEMAL SÜREYA TUTKUNLARIYLA

2021 Temmuz’unda Cemal Süreya’yı doğum gününde Kızkulesi iskelesinde şiir ve konuşmalarla andık. Bu yıldan başlayarak onu Cağaloğlu’ndaki Cemiyet Lokali’nde anmanın çok daha anlamlı ve geleneğe çok daha uygun olacağını düşünüyoruz. Üstelik bu yılki anma programında, konuklar, “Gençliğin Gözüyle Cemal Süreya” bölümünde şairi Mehmet Aman, Berrin Karadeniz, Abdullah Kaya, Nesrin Karyaldız’dan dinleyecekler. Aydan Ay’ın sunacağı programda şairin şiirlerini tiyatro sanatçısı Yaşar Gündem okuyacak. Fasıl’la sona erecek etkinliğin Ezgiler bölümünü şairin çok sevdiği ezgilerle Mehtap İskender dolduracak. Küresel salgın boyunca imeceyle nice sıkıntının üstesinden gelen dernek ve Üvercinka’ya omuz vermek isteyen Cemal Süreya tutkunlarıyla birliktelik hepimizde güç tazeleyecektir.