17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Demokrasinin temel kitabı

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Prof. Dr. Tunçer Karamustafaoğlu benim; orta, lise ve üniversiteden sınıf arkadaşım. Yıllarca sevinci, acıyı birlikte paylaştık. O akademik kariyer yapmaya ben yaşamımı geçimini emeği ile sağlayanlara adamaya karar verdik. Tunçer dostum, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yüzlerce hukukçu yetiştirdikten sonra emekli oldu. Geçenlerde gönderdiği bir kitap ile emeklilik döneminde bir insanın ne kadar üretken olabileceğini gösteren bir kitapla beni tanıştırdı. Önce asistanı sonra meslektaşı olan Prof. Mehmet Turhan ile birlikte ülkemizin büyük bir boşluğunu dolduracak çok önemli bir çeviri kitabı, Türkiye’nin siyasi ortamına kazandırmışlar. Kitap ustaca, yetkin kişiler tarafından çevrilmiş 638 sayfalık demokrasinin temel kitabı olacak nitelikte. Kitabın yazarı Kolombiya Üniversitesi İnsan Bilimleri Merkezi Profesörü Giovanni Sartori ve kitabın adı Demokrasi Teorisine Geri Dönüş (Kitap Sentez Yayınevi tarafından yayınlanmış. tlf.0 224 11 80 - fax 0 224 225 02 00)

DEMOKRASİ NEDİR?

Yazar; demokrasi kavramının gelişmesini, geçirdiği evreleri, demokrasinin nasıl anlaşılması gerektiğini derinlemesine inceliyor. Demokrasi nedir, nasıl anlaşılmalıdır sorusuna yanıt arıyor.Yunan demokrasisi ve çağdaş demokrasiyi karşılaştırıyor. Demokrasi ile özgürlük, eşitlik ilkelerini irdeliyor ve dikey demokrasi ile hangi yönetim biçimlerinin demokrasi olmadığının altını çiziyor. Başka bir demokrasi var mı sorusuna yanıt arıyor ve “Demokrasi deyince sadece siyasal demokrasi anlaşılmaktadır oysa demokrasinin sosyalist demokrasi, sosyal demokrasi, iktisat demokrasisi, sanayi demokrasisi gibi türleri vardır” diyor ve bunların tanımını yapıyor. Demokratik gelişimi ideallerin gerçeğe dönüşmesi olarak yorumluyor ve yurttaşlar demokrasiyi anlamazlarsa demokrasi yaşayamaz diyor ve anlayan yurttaşların sayısının giderek azaldığına işaret ediyor.

İŞÇİ SINIFIMIZIN VE HALKIMIZIN DEMOKRASİ ANLAYIŞI VAR MI?

Demokrasi halkın egemenliğine dayanan bir kavramdır ve toplumsal yaşamın insanlık onuruna yakışan bir düzeye erişmesi için demokrasi kavramının halk tarafından anlaşılması, özümsenmesi gerekir. Ülkemizde 2002 yılından bu yana ülke demokrasinin yörüngesinden çıkarıldığı, çağdaş değil yüzyıllar öncesinin dinsel ögelerine dayan bir anlayışın uygulamasının topluma dayatılmak istendiği bir süreçten geçiliyor. Robin Hood’luğun tersi uygulanıyor ve fakirden alınıp zengine veriliyor. Halka ait kamusal değerler hoyratça yandaşlara ve yabancılara veriliyor. Asgari ücreti bile ancak 200 TL zam ile 9 milyonluk işçi kesiminin ailesi ile birlikte insanca değil, yoksulluk içinde yaşamasına onay veriliyor ve halkımız kendisini yoksullaştıran, bir avuç azınlığı zenginleştiren iktidarın demokrasinin arkasına sığınarak yaptığı uygulamaları onaylayarak bunları yapan siyasi partiye oy vermeye devam ediyor.

SENDİKALARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Demokrasinin gerçekleşmesi onun halk tarafından özümsenmesine bağlıdır ve geçimini emeği ile sağlayanlar ve bunların bakmakla yükümlü olduğu insanlar halk kavramının çok büyük bir kesimini oluşturmaktadır. Bugün Sosyal Güvenlik Kurumunun kapsadığı 65 milyon çalışan ve aile bireyleri vardır. Bunların çoğunluğu seçmendir ama ülkemizde bir işçi sınıfı olduğu halde bu sınıfın sınıfsal bilinci olmadığından geçimini emeği ile sağlayanlar kendi cellatlarına oy vermeye devam ediyor ve bu yönelişlerinin sorgulanmasını kabul edemiyorlar. Sınıf bilinci o sınıfın insanlarının ortak sorunlarının ve çıkarlarını ne olduğu konusunda bir düşünce birliğine sahip olması ve ortak çıkarları için eylem birliğine inanmaları demektir. Emekçilerin çoğunluğunun AKP’ye oy verdiği doğrudur ve bu eğilimi değiştirmek için sendikalar hiçbir adım atmamaktadır. Ben sınıf bilincinin eğitim yolu ile işçiye verilebileceği kanısındayım. Bu yolla sendikalar üyelerinin ve işçilerin demokrasiyi anlamasına yardımcı olmak zorundadırlar. Emek en yüce değerdir ve demokrasi de en önemli siyaset anlayışıdır. İkisini buluşturmak gerekir. Sendikalar tez elden Giovannı Sartori’nin bu demokrasi kitabını edinmeleri ve yörüngesinden saptırılıp demokrasi yerine tek adam yönetiminin yerleşmesini engellemelidirler.