‘Dişçideki görüşme’yi inkar edenler bu görüşmelere ne diyecek?

FETÖ’nün kaset tertibiyle genel başkan koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu, Washington’a ilk mesajı 12 Haziran 2011 tarihli seçim bildirgesinde vermişti: “Artış gösteren Amerikan karşıtlığını dengelemek için güven arttırıcı eylemlerde bulunacağız.”

2013’te üç ayrı CHP heyeti ABD'ye gitti. Bir süre sonra da PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi öven açıklamalar yapılmaya başlandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle yapılan görüşmelerden ayrı olarak CIA’nın Türkiye uzmanlarından Henri Barkey ile de basına kapalı toplantılar yapıldı.

Kılıçdaroğlu'nun 23 Ekim 2013’te ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile Sheraton Oteli’nin bir odasında yaptığı 2.5 saat süren gizli görüşmenin içeriği bugün bile aydınlanmadı.

Kılıçdaroğlu 30 Kasım 2013’teki ABD gezisinin ana mesajını şu sözlerle özetledi: “Türkiye Avrupa-Atlantik ailesi içindedir. Yerimiz Batı!" Şaşırtıcı değildi. Çünkü Kılıçdaroğlu FETÖ’nün yönettiği Rumi Forum ve Turkic American Assembly ile görüşmüştü. Faik Tunay ve Aykan Erdemir bu süreçte milletvekili oldu.

Çok geçmeden, CHP tarihinde ilk kez ABD Temsilciliği açıldı. Açılışa ABD'nin psikolojik harp elemanı Michael Rubin de katıldı. Kılıçdaroğlu’nun, CIA Türkiye masası şefi Graham Fuller ile de görüştüğü öğrenildi. Kamuoyundan gizlenen buluşmayı FETÖ ayarlamıştı.

CHP, bu ziyaretlerde ABD planlarına dahil oldu ve FETÖ yönlendirilmesini sağlayacak ilişki ağı sağlamlaştırıldı.

FETÖ bir süre sonra CHP Genel Başkan Danışmanlığına Fatih Gürsul’u yerleştirdi. Parti yönetimine de çok sayıda FETÖ’cü girdi. ‘Siyasi ve askeri casusluk’ suçundan 23 yıl hapis cezası alan Enver Altaylı’nın CHP Genel Başkan Danışmanı Rasim Bölücek’le yoğun ilişkisini de Türk yargısı saptadı.

Görüldüğü gibi ‘Türkiye’de bir dişçide Pensivanya’yla görüşme’den çok önce, doğrudan Washington’da, FETÖ’nün ABD’li amirleriyle görüşmeler yapıldı, böylece bugün izlenen çizginin temeli atıldı. CHP işte böyle teslim alındı.