19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dramadan Karma Dramaya İstanbul’da Özel Tiyatrolar

Seyit Yöre

Seyit Yöre

Gazete Yazarı

A+ A-

İstanbul’da tiyatro deyince 1840’larda başlamak üzere, Fransızca oyunlar ve operetlerle Fransız Tiyatrosu ve İtalyan operalarıyla Naum Tiyatrosu öne çıkar. Sonrasında eski Beyoğlu’nda birçok tiyatro salonu yapılmış, müzikli ve müziksiz oyunların yanı sıra, opera ve operetler sahnelenmiş, konserler verilmiştir. Aslında o dönemde günümüzdeki gibi bir Devlet Tiyatroları olmadığından, Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu ve Yıldız Sarayı Tiyatrosu, devletin tiyatroları olarak düşünülebilir. Ancak diğer tüm özel tiyatrolar Osmanlı yönetiminin izniyle kurulduğundan, hatta bazı padişahların ekonomik desteği de olduğundan, her zaman devletle iş birliği olmuştur.

Tabii günümüzde tiyatro deyince iki kavramı açmak gerekiyor: Tiyatro, Yunanca “theatron” kelimesinin tam anlamıyla “izleme/gösteri yeri”dir. Yani tiyatro kelimesi öncelikle bir mekânı temsil eder. Günümüzde tiyatro terimi çoğunlukla “oyun” anlamında da kullanılmaktadır. Ancak, aslında “drama” terimi Latince ve Yunanca’da “oyun, gösteri” anlamındadır. Bu yüzden yukarıda adı geçen tiyatrolar mekân, içinde sunulan her türlü oyun da dramadır. Günümüzde hem tiyatro hem de drama kavramı özel tiyatroların adında da kullanılmaktadır.

Osmanlı’da Beyoğlu dışında zamanla Üsküdar ve Kadıköy’de de yapılan özel tiyatrolar gitgide artarak drama sanatını sürdürmüşlerdir. Çoğunlukla ekonomik nedenlerle kapananların yerine yenisi açılmış ve günümüzde drama sanatı, Devlet Tiyatroları ve şehir tiyatroları repertuvarı dışında, özel tiyatrolarca daha çok çeşitle sürmektedir.

MEKÂNSIZ VE YASASIZ ÖZEL TİYATROLAR

Günümüzde İstanbul’da bazıları kiralık mekânlarda olan, bazıları da mekânsız olarak farklı sahnelerde etkinliklerini sunan özel tiyatrolar, her türlü ekonomik ve sosyal durumdan etkilenmektedir. Devletin belirli destekleri olsa da bu da sürdürebilirlik için yeterli olmamaktadır. Özel tiyatroların statüsüyle ilgili 2022 yılında hâlâ tanımlayıcı yasal düzenleme olmaması da ekonomik gelir-gider durumlarını etkilemektedir. Covid-19 süreci de drama sanatını her zaman zor şartlarda sürdürmeye çalışan İstanbul’daki birçok özel tiyatroyu da etkilemiş, karantina sürecinde gelir elde edemeyenler de kapanarak faaliyetlerine son vermiştir. Tiyatro sahibi az sayıdaki oyuncu da televizyon ve sinema filmlerinde oynayarak elde ettikleri gelirlerle tiyatrolarının giderlerini karşılamaya çalışmaktadır. Bunun yanı sıra, Covid-19’un sürmesi nedeniyle, bu tiyatrolarda kısa süreli 50-60 dakikalık oyunlar, konserler ve karma dramalar sunulmaktadır.

Doğrudan tiyatro amaçlı yapılmış mekânlar yerine, çok amaçlı mekânların tiyatroya dönüşümünün sayısı artmıştır. Bunun temel nedeni, bu tiyatro kurucularının daha uygun bir mekân için yeterli ekonomik sermayesinin olmayışıdır. Tabii bazıları sahneleyeceği oyun türlerine göre mekân seçimini amaçlasa da hali hazırdaki çoğu mekân, mimarisiyle seyirciyi etkileyebilmek açısından da tiyatroya yeterince uygun değildir. Türkiye’de yıllardır tiyatrolarda çalışanlar hep küçük gelirler elde etseler de tutkuyla drama sanatını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Ancak oyuncuların kendi aralarında özel tiyatroların sürdürülebilirliğine dair tutarlı işbirliği olmaması, yasal standartların oluşumunu da engellemektedir. Bu konuda az sayıda oyuncunun iyi niyetli çaba gösterdiği görüldüğünde durum anlaşılacaktır.

ÖZEL TİYATROLARDA DOSTANE İŞBİRLİKLERİ

Profesyonel işbirliklerinin yanı sıra, özel tiyatroların sürdürebilirliğini düşünerek daha dostane işbirlikleri yapmak gerekmektedir. Yani özel tiyatroların varlığının devam etmesi için, bu sahnelerde olanlar sadece bireysel çıkarlarının ötesinde, kolektif olarak hareket etmeyi de öncelemelidir. Bütün olumsuzluklara rağmen, İstanbul’un çeşitli yerlerinde artık daha dağınık ve daha belirgin olarak da Kadıköy’ün merkezinde etkinliklerini sürdürmeye çalışan, direnen özel tiyatrolar vardır. Bunlardan biri de adına uygun şekilde çeşitli etkinlikler sürdüren ve benim de sahnesinde hali hazırda bir sanatlararası müzikli dramayla yer aldığım, Karma Drama sahnedir. Kuruluşundan itibaren 8 yıllık sürecinde birçok oyun sahneleyip konserler, seminerler ve eğitimlerle de seyircilere çeşitlilik sağlamaya çalışan ve çok amaçlı bir mekândan sahneye dönüşen Karma Drama’da yer alanların, profesyonellik dışındaki dostane işbirlikleri de örnek olabilecek türdedir.

ORTAK SAHNELERLE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÖZEL TİYATROLAR

Bütün bunlarla birlikte, gönül istiyor ki İstanbul’da belediyelerin de desteğiyle farklı etkinlik türlerine uyumlu olacak -AVM ve pasajlar dışında- bağımsız bina olarak tiyatro sahneleri yapılabilsin, bunlar cüzi kiralarla özel tiyatrolarca işletilebilsin, burada sahneye çıkanlar da sadece etkinliklerine odaklanıp biletlerden yaşayabilecek gelirlerini elde edebilsinler. Hatta Kadıköy’de Süreyya Operası’nın olduğu caddedeki birçok bina tiyatro salonlarına dönüştürülüp bir merkez haline getirilse, pasaj bodrumlarındaki tiyatrolar da ortaya çıkarılıp önerdiğim biçimde sadece tiyatro olan binalarda işletilse ne iyi olur.