18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Haksızlığa uğrayan siyasetçi güçleniyor

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

 Eski ABD Başkanı Donald Trump hakkında dört ayda dördüncü dava açıldı. Şu ana kadar açılmayan davaların bir anda peş peşe gelmesi Trump’ın adaylık yarışında önde görünmesine bağlanıyor.

 Gerçekten de Başkan Biden’a yönelik destek sürekli düşerken Trump’ın halk desteği şu anda %54 seviyesinde görünüyor. Üstelik açılan davaların Trump’a daha fazla destek getirdiği söyleniyor. Demokratların ve ana akım medyanın hedefinde olması Trump’ı hem Cumhuriyetçi rakibi De Santis hem de Biden karşısında güçlendiriyor.

 Cumhuriyetçi Parti’nin kampanya komitesi, seçmenlere gönderdiği bütün e-postalarda Trump’ın uğradığı haksızlığı dile getiriyor. Davalardan önce kampanya için toplanan günlük ortalama bağış 120 bin Dolar civarında iken davalar açıldıktan sonra halkın verdiği destek günlük 750 bin Dolar’a çıkmış. Amerikalı muhafazakarlar Trump’a yönelik davaları demokrasiye yönelik birer komplo olarak görüyor.

 Muhafazakar seçmene hitap eden Fox gibi TV kanallarında Trump’ın elde ettiği görünürlük rekor seviyeye çıkmış durumda. Trump karşıtı yazarlar, “biz vurdukça adam güçleniyor” diye şikayet ediyor. ABD’deki küreselcilerin Trump’ı durdurmak için onu hapsetmekten başka bir şansı kalmadığı anlaşılıyor. Çünkü dünyanın her yerinde haksızlığa uğrayan siyasetçiye halk sahip çıkıyor.

 TRUMP OLSA BİR ŞEY DEĞİŞİR Mİ?

 Trump’ın elindeki en büyük koz Ukrayna-Rsuya savaşı. Bugüne dek “Ben olsaydım bu savaş çıkmazdı” diyordu. Şimdi de “başkan olduğumda savaşı bir haftada bitireceğim” diyor. Amerikan halkının büyük kısmı Trump’a inanıyor. Doğrusu, dünyanın geneli de “Trump olsaydı savaş çıkmazdı” görüşünde.

 Kuşkusuz, ABD’nin başındaki ismin değişmesi onun emperyalist karakterini, yayılmacı eğilimlerini değiştirmiyor. Çünkü her koşulda iktidar ABD sermayesinin, büyük finans-kapitalin elinde duruyor. Ancak Trump gibi finans sermayesine karşı ABD’nin üretici kesimlerini kayıran isimler, dünyanın geri kalanını da Amerikan belası karşısında biraz rahatlatıyor.

 NİHAT GENÇ DAVASI

 Kemal Kılıçdaroğlu, Nihat Genç’e 200 bin liralık hakaret ve tazminat davası açmış. Bazı meslektaşlarımız, “Erdoğan’a bile açtığı dava sembolik 1 TL, ayıp değil mi” diye soruyorlar.

 Yerden göğe haklılar. Siz CHP’nin kaç yıllık başkanısınız, mal varlığı kaleminden ibaret olan bir yazardan alacağınız paraya mı ihtiyacınız var? Sembolik bir tazminat davası ile de arzu ettiğiniz etkiyi oluşturabilirdiniz. Üstelik bir de sabah akşam fikir hürriyetinden söz ediyorsunuz. Gerçekten son derece yakışıksız bir hareket.

 Öte yandan Nihat Genç’in ilgili yazısı da çok ağır ifadeler içeriyor. Gazetecilerin, yazarların yazdıklarından dolayı yargılanmalarına karşıyım. Özellikle siyasetçiler eleştiriler karşısında daha olgun ve sabırlı olmalılar. Ancak her kim olursa olsun bir insana “şerefsiz” demek düşünce özgürlüğü sınırlarını fazlası ile aşmak anlamına gelir. Küfür ve hakaretin özgürlüğü olmaz.

 ÖZÜR

 Geçtiğimiz Pazartesi akşamı bir TV yayınında “Mansur Yavaş, HDP/PKK oyları ile seçildi dediğim için bana dava açtı. Yargı, haber maksatlı diyerek takipsizlik verdi, böylece HDP oyları ile seçildiği tescillenmiş oldu” sözlerim, sehven söylenmiştir. Yavaş ile aramızdaki dava devam etmektedir.

 Hatanın sebebi Ümit Özdağ’ın tarafıma açtığı bir başka davanın soruşturma dosyası ile karıştırmamdır. Özdağ, “sessiz istila” filmine dair yorumlarım sebebi ile hakkımda şikayetçi olmuştu, takipsizlik kararı verilen dosya budur. Mansur Yavaş ile aramızdaki hukuk süreci ise devam etmektedir. İki dosya numarasını karıştırdığım için oluşan hatadan dolayı izleyenlerden ve taraflardan özür dilerim.