17 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hangi gençler Vatan savaşında?

Aydın Keleşoğlu

Aydın Keleşoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Liseli bile değildi.

Adı Ahmet’ti, Ankara’nın Cimşit köyündendi.

12 yaşında, İsmet Paşa’nın Sakarya Savaşı’nda bulunduğu cepheye erzak getirmekteydi.Bir hafta boyunca, gece gündüz ve kağnıyla yürüdü. İsmet Paşa şaşırdı;”Bu kağnıyı sen mi getirdin” diye sordu. Evet o getirmişti. Çünkü köylerinde cepheye erzak taşıyacak genç kalmamıştı.

Hepsi de Vatan Savaşına katılmıştı.

Liseliydi...

Eskişehir ve Afyon’un Yunanlıların eline geçmesi ve Türk Karargâhının Polatlı’ya kadar çekilmesi Ankara’da büyük bir telaş yarattı. Başkent tehlikeye girmişti. Kayseri’ye taşınması gündeme geldi. Eli silah ve sopa tutan herkes cepheye koşuyordu. Cepheye koşanları gören Ankara lisesi öğrencisi Hıfzı, merakla okul müdürüne “Ne var? Ne oluyoruz!” diye sorunca müdür kısaca anlattı. Ancak yine konuyu tam kavrayamayan öğrenciye sert bir dille şu cevabı verdi; “Oğlum bu iş olmazsa hepimiz asılırız!”

Müdür haklıydı. Savaş kazanılmazsa Ankara’da bulunan herkes asılacaktı. Ankara ateşe verilip yakılacaktı. Çünkü Ankara bir ihtilalin, bir devrimin karargahıydı. Ankara lisesi öğrencileri cepheye koşmak için sıraya girdiler. Defteri kalemi okulda bıraktılar ve henüz kıkırdak ellerine silah aldılar. Ancak 17 ve 18 yaşlarındakiler cepheye alınmadı. Ankara lisesinin 10. sınıf öğrencisi Tahsin şanslıydı. Yaşı tutuyordu ve cepheye gidiyordu. O akşam son kez kalemi eline aldı ve annesine; “Anne, vatan için çarpışmaya gidiyorum. Dönersem görüşürüz. Şehit olursam arkamdan ağlama iftihar et!” diye not bıraktı.

Annesiyle bile görüşememişti.

Çünkü Vatan için çarpışmaya gidiyordu.

Üniversiteliydi...

Sivas Kongresinin görüşmeleri sürüyordu. Görüşmeler ve tartışmalar kongreden sonra da devam ediyor, herkes açık fikirlerini beyan ediyordu. Mustafa Kemal’in kaldığı lise binasında gece geç saatlere kadar manda konusu tartışılıyordu. Mustafa Kemal ise manda isteklerine karşı direniyordu. Çünkü en yakın arkadaşları bile manda fikrini savunuyordu. Aralarında hilafetçiler de çoktu. Bu insanları ikna etmek oldukça zordu. Ancak üniversite öğrencileri Mustafa Kemal’in yanındaydılar. O gece manda tartışmaları yoğunlaşınca büyüklerini dinleyen tıp fakültesinin öğrencisi Hikmet konuşmalara dayanamadı ve büyüklerinin sözlerini keserek; “Tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık davamıza katılmak için gönderdiler!” dedi.

Bu söz üzerine herkes sustu. Söz bıçak gibi kesildi. Bakışlar üniversiteliye yöneldi. Tıbbiyeli öğrenci bu sert cümleden sonra Mustafa Kemal’e döndü ve işaret parmağını Mustafa Kemal’e uzatarak: “Manda fikrini siz dahi kabul etseniz, sizi dahi reddederiz!” dedi.

Çünkü Sivas Kongresine Vatan için gelmişti.

Öncüydü...

3 Eylül’de, 99 yıl sonra 2018’de, Sivas Kongresinin başladığı tarihlerde, Vatan Partili Öncü Gençler Ankara’da toplandılar. 1’nci Olağanüstü Kurultayını tamamlandılar. Ve oy birliği ile Başkan seçtiler. Öncü Gençler hep birlikte milletten söz ettiler ve millete hizmetten söz ettiler. ”Gençliğimiz Millete feda olsun” dediler. Ve sözlerini Namık Kemal’in şu şiiri ile bitirdiler. Çünkü Vatan savaşındaydılar.

“Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin,

Dönersem kahpeyim millet yolunda bin azimetten’”

Bu şiir 1905 yılında, 24 yaşında, Vatan için Taşkışla zindanına atıldığında,

her türlü cefalar altında, genç Mustafa Kemal’in hücresinde mırıldandığı şiirdi.

Tesadüf değildi,

Çünkü bu gençlik, Öncü Gençlik’ti.

Mustafa Kemal’den aldığı ışık ile,

Vatan için bir araya gelmişti..

……..

aydinkelesoglu16@gmail.com