03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk yaşasaydı Mc Kinsey ve Damat Berat için ne derdi?

Aydın Keleşoğlu

Aydın Keleşoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Bak Damat Berat Paşa,

Şuraya dikkat et, burası önemli paşa.

Sen bilmezsin belki ama, Atatürk diye biri vardı. O ülkeyi kuran ve kurtarandı.

Liseyi hani şu Fetöş’ün terör örgütünden dolayı kapatılan Özel Fatih Koleji'nde okudun ve yüksek Lisansını da Amerika’da yaptın ya...

O bakımdan, okuduğun o Fetöş soruşturması sonucunda İmam Hatip Lisesine devredilen o lisede sana Atatürk’ün A’sını bile anlatmamışlardır. Bilemeyebilirsin. Amerika’ya gelince onlar sana düşman bana düşman, düşünen insana düşman. Atatürk’e zaten düşman. Hani diyorsun ya Ekonomimizin kontrolü denetimi teftişi Amerikan Mc Kinsey şirketine emanet ettik diye;

Bak, gel Damat Berat Paşam ben sana Atatürk’ün Mc Kinsey konusundaki düşüncelerini söyleyeyim. Atatürk yaşasaydı bugün sana ne derdi hemen belirteyim.

Bak burası çok önemli;

Tarih 1908...

“…Şu veya bu tarzda bir takım kuş beyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz. Bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. Siz içinde bulunduğunuz durumu değerlendiriniz. Ve önce kabul etmek gerekir ki, biraz fedakar olmak lazımdır. Eğer şunun bunun güler yüz göstermesinden güç alma küçüklüğüne düşerseniz, bu gününüzü bilemem, ama geleceğiniz çürük olur”.

Yani diyor ki sevgili Damat Berat Bey; Bize Fetöş ile birlikte darbe yapmaya kalkışan Amerika’nın Mc Kinsey adlı şirketine filan ekonomimizi beğendirmek hevesine düşme sakın. Bunun hiçbir önemi ve kıymeti yoktur. Ve geleceğin çürük olur diyor.

Burası önemli bak.

Tüm burası, çok önemli. Yok yok burası daha önemli.

Tarih1918...

“... Bir devlet adamı, kendi duygularına dayanarak devlet sorununu çözemez. Memleket kimsenin malı mülkü değildir. Ancak biz Türkler memleket ve milletin yönetimini elimize aldığımızda, yetki ve sorumluluğumuza verilen yüksek seviyeli devlet işlerini yabancılarla çözümlemeyi bir alışkanlık haline getiriyor ve bu tutumumuzla bir çocuk gibi aldanıyoruz.”

Sevgili damat Paşa, ‘bu şirkete ülke ekonomisini teslim ederken kime sordun’ diyor. ‘Yoksa kendi duygularınla hareket ederek mi emanet ettin’ diyor. ‘Yüksek seviyeli Devlet işlerini yabancılarla çözümlüyorsun ama, ‘bak bir çocuk gibi aldanma’ diyor. ‘Memleket kimsenin malı mülkü değildir’ diyor. ‘Hele senin hiç değildir’ demiyor, orasını da ben diyorum.

Burası çok önemli çünkü, Vallahi önemli

Tarih 1919...

“…Memleket ve milletin kaderi hakkında Amerika veya herhangi bir devletle anlaşmaya yetkili olabilecek bir hükümet, ancak Milli Hakimiyet esasını kabul ve bir Milli Şura’nın oluşumunu onaylayan ve ona dayanmayı esas alan bir Hükümettir. Şu takdirde Hükümeti oluşturacak kişinin bu nitelikte olması gerekir” diyor.

Sen ne diyorsun? Ben ekonomimizin denetimini Fetöşü üstümüze salan Amerika’nın bir şirketine bıraktım diyorsun. Yani tam da öyle demiyorsun ama, sen Amerikan şirketi deyince benim aklıma Fetöcü Amerika geliyor.

Getöcü Amerika değil.

Neyse canım ben neticede bir garip yazar ve bir (edip)im. (Edepsiz)lik etmeyeyim.

Yani şimdi sen ekonomimizi Amerika’nın McKinsey şirketlerine teslim ettin ya. 'Buna yetkili değilsin' diyor Atatürk. 'Böyle bir anlaşma yapabilmen için, ülkenin ve milletin kaderi hakkında Amerika veya Başka bir ülke ile onun şirketleriyle devlet adına anlaşma yapabilmen için millet hakimiyetini kabul eden milli bir hükümet olmalısın' diyor. Hadi ondan vaz geçtik, millete, milletin meclisine, milletvekillerine sormalısın diyor.

Peki sen kime sordun damat? Kayınpederine mi?

E tamam da hani millet, hani milletin meclisi, nerde milli irade?

Bak vallahi burası çok çok pek çok önemli. Orası önemli, burası önemli.

Dahası mı, dahası daha önemli Damat berat Paşam.

Ekonomimizi Amerikalıların kucağına atanlara ve mandacılığı(Himaye) savunanlara Atatürk çok kızıyor, hem de öyle böyle demiyor, kayınçon Bilal’e anlatır gibi anlatıyor; ‘Ahmaklar’ diyor. Ben demiyorum, O diyor.

Tarih; 1919

“Ahmaklar!. Amerika mandasına, İngiliz koruyuculuğuna bırakmakla ülke kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını sağlamak için bütün bir vatanı ve tarih boyunca gelen Türk bağımsızlığını feda ediyorlar. Oh ne ala. Mücadele yerine mandayı(himaye) kabul edeceğiz ve rahata kavuşacağız. Bu ne gaflet, ne körlük ve ne budalalık; öyle bir manda istenecek ve verilecekmiş ki, bu manda egemenlik haklarımıza, dışarıda temsil hakkımıza, kültür bağımsızlığımıza, vatan bütünlüğümüze dokunmayacakmış; Buna, Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Amerikalılar, kendilerine çıkar sağlamayan böyle bir mandayı neden kabul etsinler. Amerikalılar bizim kara gözümüze mi aşıklar. Hayır? Bu ne hayal ve aymazlıktır.”

Hani sen ekonomimizin Amerikan şirketi Mc Kinsey’in koruyuculuğuna, himayesine ve mandasına bıraktın ya, bu şekilde kurtaracağını mı sanıyorsun ekonominin? Buna çocuklar bile güler diyor. Ben demiyorum, Atatürk diyor.

Şimdi sen burayı da iyi dinle Damat Berat Paşa, burası çok önemli.

Yani ekonomide durumu düzeltmeye çalışıyorsun değil mi? Vaziyeti kurtarmak için Amerikan Mc Kinsey şirketinden nasihat alıyorsun. Nasihattan da öte bizi denetlettirip rapor alıyorsun, Al bak bunu da oku. Burası çok önemli;

Tarih 1922...

“...Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler(düşünceler) belirdi. Halbuki hangi gelecek vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.”

Yahu, aman ha,

Burası önemli. İki gözüm önüme aksın ki burası çok önemli.

Sakın ha “Biz adam olmayız, biz yapamayız, o yüzden ekonomimizi yabancı şirketine teslim ettik” filan demeyesin Damat Berat Paşam. Seni severim bilirsin. Damatlar sevilir yani. Diyor ki Atatürk 6 Mart 1922’de yaptığı TBMM konuşmasında;

“...Türk halkını yöneten bazı insanlar, emperyalist düşmanlar karşısında sessizliğe mahkum imiş gibi Türkiye’yi çekingen bir halde tutuyorlardı. (Ülkeyi yönetenler) Memleketin ve milletin menfaatinin gereğini yapmakta soysuz ve korkak idiler. Türkiyenin fikir adamları da, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki ‘biz adam değiliz ve biz adam olamayız, kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.’ Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara kayıtsız şartsız emanet etmek istiyorlardı. ‘Onlar bizi yönetsin’ diyorlardı.”

Şimdi sen diyorsun ki Damat Berat Paşam,

‘Biz adam değiliz ve biz adam olamayız, kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur, biz bu ekonomiyi beceremedik’ o yüzden teslim ettik filan. Bizim ekonomimizi bize düşman olan, hatta Lozan’ı bile imzalamayan, düşman olduğundan hiç şüphe duyulmayan, Fetullah Terör Örgütünü besleyen barındıran, 15 Temmuz da bide üstümüze salan Amerikalıların bir şirketine mi teslim ettik diyorsun? Ya da demek istiyorsun? Eyvah ki ne eyvah. O zaman al buyur, aynı yıl, yani 1922’de şunu da diyor Atatürk.

“Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir...” diyor.

Aynen kayınçon Bilal’e anlatır gibi anlatıyor.

Ha başka bir şey daha var. Burası çok önemli;

Aman ha Atatürk duymasın 16 Bakanlığının denetimini Fetoş’u koruyan Amerika’nın Mc Kinsey adlı bir şirketine teslim ettiğini. Sakın ha duymasın 2015 yılında bu şirketin CIA’nın yapılandırılmasında görev aldığını.

O zaman buraya dikkat et, şuraya dikkat, burası çok önemli şurası çok önemli filan demezdi.

Vallahi hemen kovardı.