‘Hırsızım’ dedi; Vekil, Bakan Yardımcısı, Başkan oldu...
Şöyle diyor Milliyet’in özel haberinde Ahmet Çakar’a:”Riski göze aldım. Başarılı olmasını istiyordum. ‘Al, bil’ diye Ankara’da Esenboğa Havalimanı’nda soruları teslim ettim. Hırsızlık yaptım. Bunu kabul ediyorum. Nasıl verdiğimi karıştırmayın. Sonra MHK’ya(Merkez Hakem Kurulu) gidip, ‘Yarın duyarsınız, size ben söyleyeyim’ diye onları da haberdar ettim.”(Milliyet, 7 Ocak 2000)
Bu sözlerin sahibi, dönemin MHK üyesi, eski futbol hakemi Abdurrahman Arıcı. Çalınan sorular hakemlik sınavına ait, uğruna hırsızlık yaptığını söylediği kişiyse, dönemin üst klasman hakemi İlhami Kaplan. Taammüden gerçekleşmiş bir eylem olduğu ortada! Bugün bu fail “ulusalcı” olsa, sallabaş medyanın köpürtmesiyle, iddia olunan Ergenekon örgütüne güzelce eklemlenip, Silivri’de çürümeye terk edilirdi muhtemelen. Neyse ki “hırsızlık yaptım” diyen, Yeni Türkiye’nin(!) “saygın” mimarları arasında...
Kimdir?
Abdurrahman Arıcı, tıp doktoru, radyoloji uzmanı, 61 yaşında. Geçen (23.) dönemin AKP Antalya Milletvekili, şu anda Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı. Aynı zamanda, 1 yıldır Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği(TFFHGD) Genel Başkanı. Koltuğundaki dördüncü karpuz, Futbol Federasyonu Üst Klasman Gözlemciliği.
Eski futbol hakemi Arıcı’nın profesyonel liglerdeki kariyeri -birçoğunun hakemliği bıraktığı- 39 yaşında başlayıp, 43 yaşında bitiyor, bu 60 maçlık süreçte Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın hiçbir maçı kendisine verilmiyor. Bunu nasıl başardığıysa hâlâ bir sır...
Bakan Yardımcısı
Doktorun, şarkı sözündeki gibi “sevdi mi, deli gibi seven” bir kişiliği olduğunu düşündüren olaylar sadece hakem İlhami Kaplan uğruna hırsızlıkla sınırlı değil. Ocak ayında da Antalya’daki 15 mağazalı bir optik firmasına, 5 yıldızlı bir otelde dükkân ayarlamak için, otel sahibinden istekte bulunduğu, o sırada kiracı olan ve bu yüzden kapının önüne koyulan başka bir optikçi sayesinde basına yansımıştı.(Meraklısına: Sözcü, 28 Ocak 2013)
O haberde yer alan kayıt altına alınmış telefon görüşmesinde; ekmeğiyle oynayıp, günaha girdiğini söylerken adeta yalvaran hak sahibi optikçiye, Arıcı’nın cevabı dikkatimi çekmişti:”Ben söz verdim. Günahsa benim. Kabul ediyorum.” “Tamamen duygusal” bir insan da olabilir kendisi, tanımadığım için bilemiyorum; eşi-dostu için günahı bile göze alan bir sevgi kişisidir belki de... Yalnız dikkat buyurunuz; otelle, firmayla iş bitirmeye kalkan şahıs memleketin “Turizm Bakan Yardımcısı”. Bu zattan bir tane var ve ricası emir sayılır ki, otel müdürü de açık açık söylüyor bunu zaten.
Gözlemci...
Futbola dönelim. 13 yıl önceki soru çalma vakasını unutan ve/veya unutulduğuna inanan, ya da yurdumuzda peşine düşülmeyen suçlar sınıfına girdiği için hemen herkesin denemekte sakınca görmediği masum bir eylem olduğunu düşünen Federasyon, bu değerli futbol adamını deliğe süpürmektense, kullanmayı yeğledi anlaşılan. (Oysa sudan sebeplerle cehennemin dibine gönderdiği ve kendilerinden haber alınamayan hakemlerimiz de mevcuttur.)
Bertaraf olmaktan kurtulan “itirafçı” kahramanımızı, gözlemci kadrosunda yer aldığı Mavi Boncuk Federasyonu, bu sezon Süper Lig’in 11 maçında görevlendirmiş hakemleri gözlemesi için. Bu 11 maçın 7’si İstanbul’da oynanan, “gel keyfim gel” kategorisindeki maçlar. İstanbul dışındaki 4 maçın ikisi Akhisar’ın deplasman maçları. Zaten Arıcı’nın son 3 görevi de Akhisar’ın deplasman maçlarında. Sanki “Akhisar gözlemcisi”... Hoş bir rastlantıdır umarım.
Genel Başkan...
Bay Arıcı’nın bir şapkası da, Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Genel Başkanlığı. Bir yıl önce seçilmişti bu göreve. Öbür gün derneğin Genel Kurul’u var, bence tekrar seçmeliler aynı başkanı. Hem 1 yıl önce seçmekte sakınca görmediklerinden, hem de Merkez Disiplin Kurullarının tüzüğü uygulamak gibi bir niyeti olmadığından. Tüzüğün 26/A4 maddesi, “Ahlak ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunarak, Derneğin ve Hakemlik müessesesinin onurunu zedelemek”ten bahsediyor Dernek Suçları’nı sıralarken. Demek onlar bizim gördüğümüzü görmüyorlar. Zaten hakemler en çok bu nedenle eleştirilmiyor mu; ya göremiyorlar ya da nasıl “gerekiyorsa” öyle görüyorlar diye...
Hazır denk gelmişken; bugün girdiği 59.yaşını, kendi “özlü sözüyle” kutlayalım Murathan Mungan’ın: “Türkiye’de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız”