29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İstifa eden ABD politikası

Yunus Soner

Yunus Soner

Eski Yazar

A+ A-

ABD Devlet Başkanı Trump, Amerikan askerini Suriye’den çekme kararını açıkladı. Amerikan askerlerinin Afganistan’dan da çekileceği yönünde haberler Amerikan basınına yansıdı.
Bu gelişmeyle birlikte geleneksel Amerikan dış politikası istifalar ile çökmeye başladı: Savunma Bakanı James Mattis ve ABD IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk istifalarını sundu.

Donald%20Trump%20(solda)%20Jim%20Mattis%20(sa%C4%9Fda)
Donald Trump (solda) James Mattis (sağda)

İSTİFA NE DEMEK?
Mattis ve McGurk’ün istifa etmesi, ikisinin de çaresizliğini gösteriyor. İki siyasetçi, Trump Hükümetini ikna etme umudunu kaybetmiş. Amerikan Kongresi’nin baskıları, küreselleşmeci medyanın kampanyaları, Trump’a yönelik iktidardan indirme çalışmaları, ABD Savunma Bakanı ve IŞİD’le Mücadele Koalisyonu yöneticisi için anlaşılan artık hiçbir umut vaat etmiyor.
KANTONLARIN PATRONU
Yöneticiler sadece kişi değil, siyaset ve stratejilerin temsilcisi. Dolayısıyla Mattis ve McGurk’un istifası, temsil ettikleri siyasetlerin umutsuzluğu ve istifası anlamına geliyor.
Brett McGurk, Türk basınının yakından tanıdığı bir isim. Küresel IŞİD’le Mücadele Koalisyonu yöneticisi olarak görevi, “Büyük Kürdistan’ın” Suriye’deki özerk bölgesini kurmak, Şam Hükümetine dayatmak ve Irak’la birleştirmekti.
Diğer bir deyişle McGurk, PKK/PYD’nin siyasi yöneticisiydi. ABD’nin “kara gücü” olan PKK’nın, Amerikalı komutanlara çekilme kararı gelince, onların siyasi yöneticisinin de çekilmesi de kaçınılmazdı. “İkinci İsrail” projesinin çöküşü bir kez daha açıkça ortaya çıktı.
McGurk’un istifası Batı Asya’da köklü değişikliklere yol açacak. Bu istifa, ABD Hükümeti’nin küresel düzlemde girdiği yeni bir yönelişin parçası. Bu yeni yönelişi ise, Savunma Bakanı Mattis’in istifası yansıtıyor.
KÜRESELLEŞMENİN PATRONU
ABD Savunma Bakanı James Mattis istifa mektubu yayımladı. Türk basını bu mektubu bir haber olarak değerlendirdi. Oysa mektup, yeni Amerikan dış politikasının artık nasıl olmayacağı konusunda önemli işaretler içeriyor.
Tekrar vurgulayalım: Mattis de bir siyasetin temsilcisiydi ve onunla birlikte o siyaset de istifasını sundu. Bu siyaset yeni temsilciler üretebilir, direnme noktaları oluşturabilir. Ama büyük bir ara mağlubiyet aldığı ortada. Belgesi de Mattis’in istifa mektubu.
ABD Savunma Bakanı “Sevgili sayın Başkan” olarak başladığı mektubunda “Bu ve diğer hususlarda sizin görüşlerinizle daha uyumlu bakış açısına sahip bir Savunma Bakanı ile çalışmak hakkınız, bu yüzden benim istifa etmem doğru olur” diyor ve 28 Şubat 2019’da görevden ayrılacağını ilan ediyor.
Yani Mattis “bu ve diğer hususlarda” Trump’tan farklı düşünüyor. Mattis’in ifade ettiği düşüncelerden hareketle Trump’un müstakbel dış politikası ile ilgili çıkarımlar yapabiliriz. Nedir “bu hususlar”?
1. TRANSATLANTİK İTTİFAK
Mattis, “Her zaman, milletimizin gücünün benzersiz ve gelişmiş ittifaklarımıza ve ortaklıklarımıza dayandığını düşündüm (...) Güçlü ittifaklar olmazsa ve müttefiklerimize saygı göstermezsek dünyada çıkarlarımızı koruyamayız. Amerikan gücünün tüm araçlarını kolektif savunma ve ittifaklarımıza etkin liderlik için kullanmalıyız” diyor. Bush’un 11 Eylül sonrası 29 ülke ile kurduğu ittifakı ve IŞİD’le Mücadele Koalisyonunu örnek olarak gösteriyor.
Buradan hareketle, Trump’ın mevcut transatlantik ittifak sistemine bağlı kalmayı kabul etmediği sonucunu çıkarmak mümkün. ABD’nin eski İsrail Büyükelçisi David Shapiro Cuma günü attığı bir tivitle “Trump’un NATO’dan çıkmasını kim engelleyecek” diye sormuştur.
2. RUSYA VE ÇİN’LE ‘STRATEJİK ÇIKAR ÇATIŞMASI’
Mattis’in mektubunda değindiği ikinci nokta, ittifak sistemi ile bağlantılı. ABD’nin Şubat ayından itibaren eskimiş Savunma Bakanı şu ifadeyi kullanıyor:
“Aynı şekilde, stratejik çıkarları bizimle artan bir şekilde çatışma yaratan ülkelere karşı kararlı ve taviz vermeyen bir tutum içinde olmamız gerektiğine inanıyorum. Örnek olarak Rusya ve Çin’in dünyayı kendi otoriter modellerine göre düzenlemek istedikleri, başka ülkelerin ekonomik, diplomatik ve güvenlik kararları üzerinde veto hakkı elde etmeye çalıştıkları ve bu yolla ABD ile müttefiklerinin çıkarları yerine kendi çıkarlarını savunmaya çalıştıkları açıktır. Bu yüzden Amerikan gücünün sunduğu tüm araçları kolektif savunma için kullanmalıyız.”
Mattis, ABD’nin önderlik ettiği ittifak sistemini Rusya ve Çin’e karşı seferber etmesi gerektiğini savunurken, Trump’un bu çizgiyi savunmadığını ifade etmiş oluyor.
ABD’nin Milli Güvenlik Belgesi ile ilan ettiği “Rusya ve Çin ile stratejik rekabet” düşüncesinin yazarı olarak Mattis görünüyor. Mattis’in istifası sonrası stratejinin akıbeti ise belirsiz.
İSTİFA MEKTUBU İSYAN ÇAĞRISI
ABD Savunma Bakanı’nın istifa mektubunu basına teslim etmesi de anlamlı. Başta Amerikan siyaseti olmak üzere kamuoyunu Trump’un çizgisi hakkında dolaylı bilgilendiriyor.
Bu mektup sadece bir açıklama ya da bilgilendirme değil, aynı zamanda bir isyan çağrısı. Mattis’in çizgisini savunan yayın organlarının hemen en olumsuz senaryoları servis etmeleri de isyan saptamamızı destekliyor.
Ancak Avrasya’nın birleştiği, Batı Asya’da güçlü ittifakların oluştuğu ve Amerikan projelerinin yenildiği koşullarda bu isyan çağrısının ne kadar başarılı olacağı, Amerikan Gemisini ne derece eski rotada tutabileceği tartışmalı.