28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump’ın enerji politikası

Yunus Soner

Yunus Soner

Eski Yazar

A+ A-

ABD emperyalizminin, Trump hükümeti ile yaklaşım değiştirdiği en önemli alanlardan biri enerji politikası. Yeni politikayı, rekabetin koruyucusundan tekele geçiş olarak özetlemek mümkün.
ENERJİNİN İKİ NİTELİĞİ
Enerji, bütün üretimin önkoşulu ve parçası olarak tüm sermaye birikiminin hesap kalemi, her ürünün fiyatlandırılmasında unsurdur. Varlığı ve üretiminin fiyatı kapitalizm için belirleyici, ya da yaygın ifade ile “stratejiktir”. Bu temel niteliği ile enerji, üretimi ile büyük zenginlikler yaratan bir metadır.
ABD’NİN ESKİ POLİTİKASI: DÜZENİN İŞLETMECİSİ
Enerji piyasasında üretici, tüketici, ticareti örgütleyen ve garanti edendi. Amerikan şirketlerinin katılımı, ticarette doların kullanılması ve fiyat belirlemede hakimiyet koşuluyla ABD, sistemin genel işleyişinin sorumluluğunu üstleniyordu.
ABD enerji piyasasının sorumlusu olarak, sadece kendi enerjisinin güvenliğini değil, rakip-müttefiklerinin tedariğini de güvence altına alıyordu. Dolayısıyla enerji tedariki ya da fiyatlandırmasında sorun yaşayan tüm devletler ve özneler için ABD temel başvuru makamıydı.
ABD, kendisinin ürettiği ve örgütlediği rekabetin kendisine yarayacağını varsayıyordu. Kurduğu sistem ABD’ye öncülüğü ve inanılmaz zenginlikleri, dolara dünya hakimiyetini bahşetti. Ve düzenden kaçmaya çalışan rakipleri.
SİSTEMİN HAKİMİNE REKABET
Avrupa Birliği ülkeleri, ABD’nin enerji hegemonyasından kurtulmak için alternatif enerji kaynakları yaratmaya başladı.
Rusya, enerji satımından elde ettiği geliri, ABD’nin hiç talep etmediği şekilde, ABD ile rekabet için kullanmaya başladı.
Asya’da ABD’ye, kurallarına ve dolarına karşı enerji ittifakları oluştu.
İran, Venezuela ya da Gaddafi yönetimindeki Libya gibi ülkeler, ABD’nin garantörlük ve hakemliğini reddetmeye başladı.
'ABD’NİN BAŞKANI' TRUMP
“Dünyanın değil, ABD’nin başkanıyım” diyerek iktidar olan Trump, ülkesinin önceki hükümetlerine fiyasko ile sonuçlanan bir bilanço çıkardıktan sonra “Amerikan Enerjisi’nin Altın Çağı’nı” ilan etti. Bu çerçevede Trump çalışmaya başladı.
1. AMERİKAN ENERJİSİNİ AMERİKAN ZİNCİRLERİNDEN KURTARMAK
Trump’ın enerji politikasının birinci maddesi, ülkesindeki tüm enerji potansiyelini gerçekleştirmek. Bunun önündeki tüm engeller kaldırılmalı. Çevre koruma yasaları, sondaj yasakları, üretim kısıtlamaları, kotalar, Trump’in sadece enerji üretiminin değil, Amerikan zenginliğinin önünde engel.
Enerji politikası, Trump’ın bürokrasi karşıtlığını en sert sergilediği alanlardan biri. Yasa iptallerinden jet hızıyla çıkan izinlere, taş kömürünün tekrar moda yapılmasından bürokrat değişimlerine değin, ABD Başkanı’nın enerji dolu bir değişim yaptığını söylemek mümkün.
2. AMERİKAN ENERJİSİNİN DÜNYADAKİ ENGELLERİNİ KALDIRMAK
Amerikan enerji üretim ve satışı ABD dışında da engellerle karşılaşıyor. Önceki Başkan Obama’nın imzaladığı (Trump, bu imzadan vatan hainliğine yakın bir nefretle bahsediyor) Paris İklim Anlaşması, petrol üretimini sınırlayarak, alternatif enerji kaynaklarını teşvik ederek, enerji tüketimini yöneterek (ve sınırlayarak) Amerikan enerjisine uluslararası bir sınırlama oluşturuyordu.
iklim anlaşması ve ABD’nin enerji üretim ve satışını engelleyen tüm uluslararası uygulamalar, Trump için artık kabul edilemez engeller. ABD emperyalizminin kendinde gördüğü tüm hak ve kararlıkla kaldırılacaklar.
3. ABD ENERJİSİNİ DÜNYADA TEKELLEŞTİRMEK
Üretim ve pazarlamasının önündeki tüm engelleri kaldırırken Amerikan enerjisini dünyanın bir numaralı kaynağı haline getirmek, Trump’ın 3. hedefi. Diğer bir deyişle ABD, artık dünya enerji pazarının işleticisi ya da sorumlusu değil, hakimi olmak istiyor. Bu pazarın başarısı, doğrudan ABD’nin gerçekleştirdiği enerji ihracatı ile ölçülecek.
Bu hedef çerçevesinde sert adımlar atılıyor.
3.1. RAKİPLER ELİMİNE EDİLİYOR
Venezuela ve İran gibi ülkelerin petrol sanayileri ve dış ticaretleri yıllar süren ambargolar ile üretemez hale getiriliyor. Trump, “ABD’nin kabul edilemez enerji ithalat bağımlılığı” eleştirisi ile Venezuela’nın ABD’ye olan ihracatını da hedef alıyor.
3.2. PAZARLAR ELE GEÇİRİLİYOR: AVRUPA BİRLİĞİ
ABD Başkanı Trump’ın gerçekleştirdiği Avrupa ziyareti ve NATO Zirvesiyle Putin görüşmesi, aynı zamanda bir enerji pazarlama gezisidir. Başta Polonya olmak üzere Doğu Avrupa’da yaratılan Amerikan müttefikleri üzerinden özellikle sıvılaştırılmış doğalgazda (LNG) Rus ihracatını engellemek ve Avrupa’yı bir Amerikan pazarına dönüştürmek Trump’ın somut hedefi.
ABD Devlet Başkanı kapitalizmin kurallarını da kabul etmiyor. Rus gazının daha ucuz olması, Amerikan gazına karşı geçerli bir neden değildir. Kendisinin sözleriyle “Almanya’nın gazını Rusya’dan tedarik etmesi, bu ülkenin NATO üyeliğini sorgulatır.”
ABD açısından olumlu olarak AB ile yürütülen serbest ticaret anlaşması, bu blokun “daha fazla gaz ithal etme kararıyla” sonuçlanmıştır.
3.3. RAKİPLERE KARŞI VANAYI ELE GEÇİRMEK: ÇİN
Bir dizi rakibin pazardan atılması ve Amerikan ihracatının teşviki ile, küresel kapitalizmde vazgeçilmez unsur olan enerjinin vanasını, başta Çin olmak üzere ABD’nin ekonomik liderliğini sorgulayan ülkelere karşı ele geçirmek, Trump’ın enerji politikasının üçüncü hedefi olarak görülüyor.
ABD Devlet Başkanı Trump’ın sergilediği bu yeni yaklaşım, enerji tüketiminde yüksek ithalat bağımlısı Türkiye için önemli sorunlar yaratacak. Türkiye’nin ucuz ve güvenilir enerji için Avrasya ile bağlarını güçlendirmesi artık kaçınılmazdır.