21 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Katar olayı ile Avrasya bloğu oluşuyor mu?

İhsan Sefa

İhsan Sefa

Site Yazarı

A+ A-

ABD nin kontrolüne girmeyi ret eden Katar’a karşı başta Suudi Arabistan olmak üzere körfez piyonları hep bir ağızdan koro tutturdular.

“Katar teröre destek veriyor”

Görünüşte Katar’dan istekleri: Tahran’la tüm askeri ve istihbarat ilişkilerini sonlandırması, İran’la perde arkasında imzalanan anlaşmaların iptalini, darbeci Sisi’nin aleyhine olan Müslüman Kardeşler yöneticilerinin ve Doha’da barındırılan Hamas üyelerinin sınır dışı edilmesi. Ancak dillendirilmeyen istek ABD'ye itaattir.

Aslında bölgede en büyük terör örgütlerinden birisi olan IŞİD'in ana finans kaynağının Suudi Arabistan olduğunu bilmeyen yok. Ama Suudiler teröre destekle suçlanmazlar, onlar Sam amcalarının itaatkar çocuklarıdır.

Katar neden ABD nin hedefinde?

Katar, dünyanın en büyük 3'ncü doğal gaz üreticisi. Rusya 1'nci, İran 2'ncidir.

Katar’ın doğal gazını kontrol altına alarak Suriye üzerinden Avrupa’ya verilmesi ABD'nin önemli projelerinden biridir. Böylece Avrupa’daki Rus doğal gazı etkinliği kırılacak. Kısacası Rusların boğazı sıkılacaktı. Buna Rusya ile birlikte hareket eden Suriye yönetimi razı olmamıştı. Ve sonuç BOP sopası devreye girdi ve Suriye’ye demokrasi getirilmeye çalışıldı, olmadı bölmeye çalışılıyorlar. Şimdi sıra Katar’a gelmiş görünüyor.

Aslında Katar’ın suçu çok büyük

2016 Aralık ayında Rusya'nın devlet kontrolündeki en büyük petrol üreticisi Rosneft'in yüzde 19,5'i, 11 milyar dolara, İsviçreli Glencore Plc ile Katar varlık fonuna satıldı. Katar’ın bu konsorsiyuma 10,7 milyar dolar yatırdığı dikkate alındığında nerdeyse tamamı denilebilir.

Dünyanın 2'nci büyük doğal gaz üreticisi İran ile yakınlaşma yetmedi Rusya ile de ciddi bir ortaklık.

ABD Başkan’ı Trump'ın seçim döneminde "Borcumuzu Körfez ülkeleri ödeyecek. Karşı duranı yok ederiz. Onlar bizsiz yoklar” dediğini hatırlayalım. Ödenecek borç 19 trilyon dolar.

Suudi Arabistan 110 milyarı bu yıl içinde olmak üzere 350 milyar dolarlık silah anlaşması ile ABD nin kestiği faturayı hemen kabul etmişti. Diğer körfez ülkeleri de basına pek yansıtmasalar da benzer şekilde kesilen faturalara razı oldular. Tek baş kaldıran Katar oldu.

Ve Katar’a karşı önlemler başlatıldı.

Sam amcalarının emriyle Körfez ülkeleri Katar’ı ‘teröre destek olduğu’ gerekçesiyle diplomasi ve ulaşım ablukasına aldılar.

Bu ortamda Katar’ın imdadına Türkiye yetişti. 2015 de imzalanan Askeri Eğitim ve İş Birliği anlaşması TBMM ‘inde öne çekilerek 7 Haziran 2017 de kabul edildi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile yürürlüğe girdi. Sam amcanın çocuklarına Türkiye Katar’ın yanında mesajı verildi

Türkiye’nin Katar’ın El Rayyan Üssü’nde halen 94 olan Türk askeri sayısı 3000 e kadar çıkabilecektir. Ancak anlaşma metninde Türk Askerine eğitim dışında görevler verilmesi karşılıklı yazılı mutabakat ile sağlanacağına dair hüküm bulunmaktadır. Ayrıca anlaşma metninde net olarak yer almasa da Türk Askeri’nin Katar’ı koruyacağı sözü verildiği iddiaları vardır.

2 milyon nüfuslu Katar’ın Al-Udeid hava üssünde 10 bin ABD askeri bulunuyor. Bu askeri güç Hürmüz boğazını kontrol altında tutmak ve İran’ı tehdit etmek için konuşlanmış olmakla beraber gerektiğinde Katar yönetimini de baskı altında tutabilecektir.

Türk Askeri Katar güçlerine eğitim vermek için bölgeye gönderilmesi tamam ancak askerimizin eğitim dışında yani bölgesel çatışma ve iç karışıklıklarda görevlendirilmesi gibi bir yanlışa girilmemelidir.

Diyelim ki Katar Emiri Tamim bin Hamad al-Thani’ye karşı ABD kontrolünde bir darbe girişimi başlatıldı. Bu durumda orada bulunan Türk kuvvetleri Emir Thani’i yi korumak için ABD askerleri ile doğrudan çatışmak zorunda kalacaklardır. Türkiye ABD ye karşı içeride piyon PKK ile Suriye’de de PKK/PYD ile çatışırken 3 ncü bir cephede ABD ile doğrudan bir savaşa sürüklenebilir. Bu nedenle Türk askerine Katar’da eğitim dışında bir görev verilmemelidir.

Türkiye’nin Katar’ın yanında yer alması, ablukayı kabul etmeyip diplomatik destek vermesi ABD ve onun Körfez’deki piyonlarına karşı doğru bir politikadır. Türkiye’nin yönünü netleştiren bir politikadır.

Katar’a uygulanan ablukaya Türkiye ile beraber kim karşı çıkıyor? Rusya, İran, Suriye Almanya ve şimdilik çok sesi çıkmasa da Çin. Eğer Katar korunacak ise bu ülkeler ile beraber bir askeri oluşum ile bu yapılmalıdır. Tek başına Türkiye’nin ve Türk Askerinin bu görevi yüklenmesi son derece tehlikelidir.

Düne kadar Atlantik ile Asya arasında sendeleyen Erdoğan’ın dış politikası, Katar’da aldığı tutum ile artık yönünü, safını resmen belirlemiştir. Emperyalist Atlantik’ten fiilen kopmuştur. Bu yönü ile Katar olayı artık bir milattır. Dünya tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru giderken Türkiye Avrasya blokunda fiilen yer almaya hatta bloku oluşturan ana unsur olmaya başlamıştır.

Avrasya bloku karşısında emperyalist ABD ve arkasındaki küresel sermaye yenilmeye mahkumdur, yenilecektir de.