18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Kripto para’nın politik ekonomisi

Prof. Dr. Ufuk Tutan

Prof. Dr. Ufuk Tutan

Eski Yazar

A+ A-

Geçen haftadan beri gündemde olan “kripto para” konusunu sadece TCMB’nin koyduğu yaptırımlar ya da batırılan birikimler açısından değil tanım, kurumsallık ve politik ekonomi açısından da ele almak gerekmektedir. Konu yalnızca ulusal zeminden değil uluslararası açıdan da ele alınmalıdır.

Bu tür çok yönlü konuları analiz ederken evvela bu olgunun tanımı nedir diye sormak konuyu kavramamızda kolaylık sağlayacaktır. Kripto para gerçekten para mıdır?

Bir finansal aracın para tanımını alması için paranın üç temel işlevini yerine getirmesi gerekmektedir. 1) Değer ölçüsü 2) Değişim aracı 3) Değer saklama işlevi.

Kripto para denilen bu finansal araç, bu üç temel işlevin sadece Değer saklama işlevini yerini getirmektedir. Diğer ikisini ise diğer para birimleri üzerinden sağlamaktadır ki bu durum Kripto paranın aslında bir para birimi olmadığına işaret etmektedir. Değer saklama işlevi sebebiyle de geçen hafta içinde TCMB tarafından bir finansal varlık aracı olarak tanımlanmıştır; ancak, hafta sonu TCMB Başkanı Kavcıoğlu, bu finansal aracın tanımının dahi henüz belirsiz olması sebebiyle şevhen finansal varlık dediklerini ifade etmiştir.

GERÇEKTEN PARA OLAMAZ

Kripto paranın gerçekten para olmadığı artık anlaşılmıştır. Bu finansal aracın kurumsal bir düzeni var mıdır?

Tanımı olmadığı gibi kurumsal bir düzeni de yoktur. İlgili teknolojiye sahip olan herkes herhangi bir ehliyeti ve sertifikası olmadan bu finansal aracı üretebiliyor. Denetimi de olmadığı için gerçeği veya sahtesi herhangi bir web sitesi ya da mobil uygulamalar aracılığıyla kolayca satılabiliyor. Üstelik ne ulusal ne de uluslararası seviyede kurumsallaşmış standart bir üretim, satış ve depolama yöntemleri henüz tanımlanmadığı için denetimi ve kontrolü de imkansız...

Aslında, şifrelenmiş, gizli saklı, zapt etmesi zor da olsa alabildiğince özgür bir finansal araç olması sebebiyle dünya çapında kitlesel bir kabul görmeye de hızla başlamış olduğu anlaşılmaktadır. Çok kısa süre içinde neredeyse 2 trilyon ABD dolarını aşkın bir işlem hacmine ulaşmıştır ve durdurulmazsa geometrik bir hızla büyüyecektir. Şu anki işlem hacmi dahi Türkiye’nin GSYİH’sının neredeyse üç katıdır…

DOLARIN NEFESİ YETMEDİ

Asıl sorunun da bu noktada başladığını düşünüyorum. Çok kısa süre içinde küresel seviyede büyük bir işlem hacmine ulaştığı gibi gelişmiş ekonomilerin milyon dolar sahipleri, servetlerini saklamak, muhtemelen vergiden kaçmak ve gelişmekte olan ekonomilerin küçük yatırımcıları da kısa sürede zengin olmak amacıyla yatırımlarını hızla bu yöne çevirmeye başlamış izlenimi vermektedirler. Özellikle, başta Türkiye, Brezilya, Arjantin, Kolombiya, G. Afrika gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki küçük yatırımcıların çok kısa sürede zengin olmak amacıyla hızla bu finansal araca yatırım yaptıkları ve 1980’lerin batan bankerlerine benzer iflasların küresel seviyede olmasının ufukta belirdiği görülmektedir (1). Bu da küresel seviyede kitlesel varlık kayıpları ve ulusal sosyal krizler anlamına gelmektedir.

Borsalardan, tahvillerden, sıcak para fonlarından kriptoya kaymalar başlayınca da küresel kayıtlı ya da kayıtsız varlıkların gelecekteki kontrolü riskli hale gelme endişesi başlamış olduğu anlaşılmaktadır. Üstüne üstlük uluslararası kara para aklayıcıların da hızla bu sürece girdiği ve girmeye devam edeceği gerçeği vardır.

İşin diğer yanı da biraz politik ekonomi ile ilintilidir. 1990’lı yılların sonlarına doğru ne ABD’nin ne de dolarının uzun vadede küresel güç olamayacağı anlaşılmıştır. 2008 krizi sonrası ABD’nin trilyonlarca doları karşılıksız basarak içerideki krizin ateşini söndürmeye çalışmasının bedelini 10 yıl sonra ağır bir şekilde ödemeye başladığı da saptanmıştır. Bu nedenle, ABD, Avrupa’nın güçlü ekonomilerinin bazılarını ve Japonya’yı da arkasına alarak IMF’nin sanal para birimi SDR’yi bir sonraki küresel krizde kullanmak için hazırladığı ve bu projeyi de kapalı kapılar ardında finansal çevrelere açıklayarak hazırlıklı olmalarını istediği bilinmektedir. Bazı merkez bankalarının da bu konuda hazırlık yapmaya çoktan başladığı duyumları vardır.

IMF PARASINA ALTERNATİF OLUR MU?

Birden bire IMF’nin SDR’sine alternatif bir sanal para birimi çıkıyor ve kitleler arasında hızla yaygınlaşıyor. Üstüne üstlük ABD, doların yanında sanal SDR’yi de küresel değişim aracı ve değer ölçütü olarak da kullanmak istiyor. Kısaca, ABD, yılanın başını erken eziyor ki alternatif yaratılmasın… Bu kripto para, şimdilik finansal araç olarak küresel seviyede başlayan cadı avına hazırlıksız yakalanmış gibi görünüyor. Kurumsal yapısı ve sermaye dayanağı da bulunmuyor. Tek gücü kitlelerin hızla büyüyen ilgisi ve özgürlüğü temsil etmesi... Özgürlük ve ilgi, bu süreci atlatmasına yardımcı olacak mı bilinmez; ancak, atlatırsa ve paranın diğer iki işlevine de sahip olursa; küresel seviyede kurumsallaşır ve kurumsal düzene oturtulursa IMF’nin SDR’sinden daha fazla ilgi görmesi mümkün görünüyor.

(1) Konuyu detaylı incelemek isteyenlerin Statista kuruluşunun 2019 yılında kripto para üzerine yaptığı anket çalışmasını incelemeleri tavsiye edilir. Ankete katılan ülkeler içinde kripto para ile ilgilenen en fazla katılımcı başta Türkiye (yüzde 20), Brezilya (yüzde 18) vd. iken en az katılımcı İngiltere, ABD, Fransa, Almanya (yüzde 4), Japonya’dır (yüzde 3). Gelişmekte olan ekonomilerde Kripto paraya yönelik kitlesel bir farkındalık görülürken gelişmiş ekonomilerde kalburüstü bir azınlığın farkındalığı sezilmektedir. 2020 çalışmasının da benzer sonuçları verdiği görülmektedir.