18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Küreselleştirildikçe batırılan insanlık

Latif Bolat

Latif Bolat

Gazete Yazarı

A+ A-

Küreselleşmenin zirvesinde olmamıza rağmen, dünya insanlarının arasındaki farklılıkların giderek abartıldığı ve başkalaştırmanın da zirvesinde olduğumuz bir dönemdeyiz. Kimsenin kimseye saygısı ve anlayışı kalmadı. Hele de sosyal medya sayesinde, yalan yanlış her şey söylenmekte diğerlerine karşı. Daha iki gün önce başlayan Fransız sokaklarındaki ırkçılık karşıtı gösteriler, önümüzdeki günlerin felaket habercisi gibi daha bugünden.

Eskiden milletler, başka milletlerden olanlara karşı önyargı besler ve her fırsatta bunu kullanırdı, karşıdaki başkasına.  Şimdilerde, insanlar o denli “bencilleşti” ki, kendi dışındaki herkese karşı, en kötü önyargılar ve aşağılamalarla davranabilmekte. Kendi milletinden bile olsa da!

BİR GRİNGO’NUN MEKSİKA SAPLANTISI

ABD’nin burnunun dibinde olma şansızlığı olan Meksika’dan aldık aşağıdaki örneğimizi. Âmâ hikayedeki “Meksika” kelimesinin yerine, yeryüzündeki hemen her milletin adını koyarsanız da aynı anlama geleceğini görürsünüz. Medyanın yönlendirildiği, sosyal medyanın bir kılıç gibi herkesin başının üzerinde sallandırıldığı bugünlerde, Batı egemen milletleri dışında bir millettenseniz, bu hikayedeki aşağılanmayı kolaylıkla yaşayabilirsiniz.   Olay herhangi bir yerde geçiyor olabilir. Ama kahramanlarımız bir Amerikalı “gringo” dediğimiz kültürsüz ve görgüsüz kişi ile, Meksikalı bir sade vatandaş. Görelim neler olmuş hikayemizde: Yabancı: - Merhaba, nerelisin?

Meksikalı: - Merhaba, ben Meksikalıyım

Yabancı: - Ah! Chapo Guzmán, uyuşturucu, esrar, suç ve gasp ülkesi.

Meksikalı: -Üzgünüm hiç te öyle değil. Sen uyuşturucu bağımlısı mısın, yoksa Tv tiryakisi misin?

Yabancı: - Hayır!!! Niçin?

Meksikalı -Çünkü bir sporcu veya spor hayranı olsaydınız, Meksika’yı Ana Guevara, Hugo Sanchez, Julio Cesar Chavez, Finito, Chicharito Hernandez, Canelo Alvarez, Rafael Marquez vb. ile özdeşleştirirdiniz.

Eğer tarihten anlayan eğitimli bir insan olsaydınız, Aztek imparatorluğunu, Maya kültürünü, Olmekleri veya diğer büyük Mezoamerikan kültürlerini sorardınız.

Eğer iyi seyahat eden kültürlü bir insan olsaydınız, görkemli arkeolojik alanlarımızdan, turist dostu sömürge şehirlerimizden, megalopolisimizden veya egzotik plajlarımızdan bahsederdiniz ... yağmur ormanlarımızın, sıradağlarımızın, çöllerimizin, kozalaklı ormanlarımızın şaşırtıcı biyolojik çeşitliliği…

Küreselleştirildikçe batırılan insanlık - Resim : 1

SANATTAN ANLASANIZ, UYUŞTURUCUDAN BAŞKA NELER OLDUĞUNU BİLİRDİNİZ!

Eğer sanat ile ilgili biri olsaydınız, Meksika’yı büyük ressamlarımız Diego Rivera, Rufino Tamayo, Frida Khalo, José Clemente Orozco ile özdeşleştirebilirdiniz; bestecilerimiz: Agustín Lara, Consuelo Velázquez, Armando Manzanero, Juan Gabriel, Jose Alfredo Jimenez, yazarlarımız ve şairlerimiz: Sor Juana İnés de la Cruz, Juan Rülfo, Octavio Paz, Juan José Arreola, Elena Poniatowska, Amado Nervo, Jaime Sabınes;

Eğer bilim ile uğraşan biri olsaydınız, mucitlerimiz veya bilim adamlarımız: Manuel Mondragón, Guillermo González Camarera, Luis Ernesto Miramontes; görüntü yönetmenlerimiz: İsmael Rodríguez, Emilio Fernández, Alfonso Cuaron, Guillermo del Toro, Alejandro González İñárritu, Emmanuel Lubezki ve hatta aslen İspanyalı olduğu halde Meksika vatandaşlığını seçen Luis Buñuel...

SİZİN HAMBURGERİNİZE KARŞI BİZİM TACO VE BURRİTOMUZ

Eğer yemek kültürü konusunda hevesli bir kişi olsaydınız; Tamales, Cochinita Pibıl, Mole, Adobo, Chilaquiles, Chiles en nogada, Guacamole, Pan de Muerto vb. hakkında sorular sorardınız. Veya geleneksel içeceklerimiz: Tekila, Mezcal, şaraplar ve biralar.

Ancak, görebildiğim kadarıyla, Meksika ile ilişki kurabileceğiniz tek şey, Amerikalı uyuşturucu bağımlılarının Meksika’dan kaçak olarak getirilen uyuşturucuları...

Şunu bilmenizi isterim ki, Meksika cahil insanların ve korku salan medyanın bildiği ya da yaymayı seçtiğinden çok daha fazlasıdır.

Sizi tanımasa dahi, evlerimizin kapısını açacak ve ziyaret etmek isterseniz bizi tanımayı ve ziyaret etmeyi seveceğiniz milyonlarca dürüst Meksikalı var. Meksika sana söyleyebileceğimden daha fazlası!

YAŞASIN MEKSİKA!

Yurt dışında yaşayan Türklerin, bu Amerikalı Gringonun o akıllı Meksikalıya yönelttiği suçlamaların çok benzerini, Ermeni soykırımı, Kürt katliamı, İslamcı eğilimler, padişah haremleri türünden aşağılamalarla hemen her zaman karşılaştığını hatırlatalım. Ne diyelim, Yaşasın Meksika ve de yaşasın Batı hegemonyası ayrımcılığı altındaki tüm diğer dünya halkları!