18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Milletvekili borsası

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

İYİ Parti kurucusu Musa Ertugan, Meral Akşener,’in 3 milyon dolara vekillik sattığına dair bazı yazışmalar paylaştı. İddiaya göre, Meral Hanım’dan koltuk satın alan kişi, Ülkücü Fırat Çakıroğlu’nun katiline burs veren şaibeli bir müteahhit. Daha ilginç olanı ise “İmamoğlu’nun adamıdır” denilmesi.

İşin aslı nedir henüz bilmiyoruz ama, İyi Parti kulislerinde bu konu, “herkesin bildiği bir sır” olarak niteleniyor.

Siyasi partilerin bağış alması yasak değil, milletvekili adaylarının kampanyaları için para harcamaları da yasak değil. Ama hepsinin kuralları var. Bahse konu rakam çok büyük bir meblağ. Maliye’nin ve MASAK’ın Ertugan’ın sözlerini ihbar kabul edip inceleme başlatması gerekir.

İşin etik boyutu ise tam bir rezalet. Birincisi para ile ilgili kısım. Hayatını işini büyütmek ve para kazanmak üzerine kurmuş -ki bu da ayıp değil- bir iş adamı, milletvekilliği makamından ne bekler ki neredeyse 100 milyon lirayı o koltuğa yatırır?

İkincisi ve daha vahimi, Ülkücü Fırat Çakıroğlu’nu öldüren bir PKK’lıya burs veren kişi, ülkücülerin oyları ile artık TBMM’de.

BİİÇ’TE BADİ ŞEYMİNG

Çeşme’deki özel bir plaj, bazı hanımları şişman oldukları gerekçesi ile içeri almamış. Kızlarımızdan biri haklı olarak isyan ediyor: “Biiç’te badi şeyming’e uğradık. Dior’un, Lui Vuton’un biiçinde bile böyle şey görmedim. Stori atacağım diye, hepi haur’da video çekeceğim diye gittiğinize değmez.”

Ne Türkçe ama değil mi? Hanımefendinin bir kabahati yok, kabahat bizde. Tüm bu sözcüklerin dilimizi işgal etmesine izin veriyoruz. Sadece sözcükler mi? Kültürümüzün işgal edilmesine seyirci kalıyoruz. Cebi şişkin ama orta zekalı, vasat eğitimli insanlardan araya araya Türkçe’yi bulmasını mı bekliyorsunuz?

Vatandaşın geçim sıkıntısı ile alay edercesine ülkenin her yerinde biten lüks mekanlar içinse zaten Türkçeye gerek yok. Hatta doğru düzgün konuşabilmeniz bile gerekmiyor, vücudunuz “seksi” olsun ve teşhir etmekten çekinmeyin yeter!

SAHİLLER KİMİN?

Türkiye’nin 8.600 kilometre kıyı şeridi var ama halk, haraç vermeden denize erişemiyor. Çünkü sahillerimiz neredeyse tamamen işgal altında.

Sahillerin kullanımı uzun yıllardır “belediye mafyalarının” tekelinde. Öte yandan ne Kıyı Kanunu doğru düzgün uygulanıyor ne de kıyılardaki yağmayı engelleyecek sert tedbirler alınıyor. Bürokrasinin karmaşası da sadece yağmacılara yarıyor.

Misal, yukarıda sözü geçen özel plaja giriş ücreti kişi başı iki bin liraymış. Üstelik bu sadece giriş parası. İçeride de bir o kadar para bayılıyorsunuz. Yani bir emekli, -ailesini getirmemek kaydı ile- aylık maaşını vererek burada denize girip güzel bir gün geçirebilir. Geriye kalan 29 günde ne yapar, ne yer ne içer onu da siz düşünün.

“O kadar pahalı yere gitmek zorunda mı” diyebilirsiniz. Haklısınız. Daha ucuzları da var; giriş, ‘zorunlu’ şezlong, duş, tuvalet falan derken onların masrafı da 300-400 liradan aşağı değil.

Zaten sorun nerenin ucuz nerenin pahalı olduğu değil. Sorun yasaya göre halkın malı olan sahil şeridinin işgal edilerek halka kapatılmış olması.

Falancayı niye içeri almamışlar, filancaya neden kötü davranmışlar… Konumuz gerçekten bu mu yoksa, sahillerin zenginlere mahsus striptiz kulüplerine dönüştürülmesi mi?

TERÖRİSTE HAİN DENEBİLİR Mİ?

Murat Kaplan adlı vatandaş, turuncu kategoride aranan FETÖ’cü Hakan Şükür’e “vatan haini” dediği için hakkında soruşturma açılmış, savcılığa ifadeye çağrılmış. Fıkra değil, acı gerçek. Yorumu ise size bırakıyorum.

İYİ Parti FETÖ