02 Haziran 2024 Pazar
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nâzım Hikmet'i Anımsamak

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-
Dünyaca ünlü büyük Türk şairi Nâzım Hikmet Ran’ı (15 Ocak 1902 - 3 Haziran 1963) doğumunun 115. yıldönümünde anımsıyor ve onu saygı ile selamlıyorum. Türk şiirine getirdiği yenilikleri ve şairimizin ayrıcalıklı yönünü her doğum ya da ölüm yıldönümünde şiirleri ile duyumsayabiliyoruz. Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınan 'Nutuk'u iki kez okuyarak 1939 yılında yazmaya başlağı 'Kuvâyi Milliye Destanı'nı 1941 yılında tamamlamış, Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı bu yazıt, şiirimizin epik anlatımlı en başarılı örneğidir.
Deniz Harp Okulu'nda okuduğu yıllarda kumpasa uğrayan Hikmet, 1938 yılında tutuklanmış ve Çankırı Hapishanesi'ne konmuştu. Şair'in avukatlıklarını yapan Av. Mehmet Ali Sebük ve Av. Mehmet Ali Cimcoz, bu kumpasın ana sorumlularının Mareşal Fevzi Çakmak ve Şükrü Kaya olduğunu ifade etmişlerdi. Çok da derinlere gitmeye gerek yok. Değerli ve usta yazarımız Hıfzı Topuz'un roman gibi tamamladığı 'Hava Kurşun Gibi Ağır' adlı yapıtında, Nâzım Hikmet'in bütün yaşamı her boyutuyla anlatılmaktadır. Bir araştırma çalışması olarak bu kitap, kanımca Hikmet'i en iyi anlatan ve edebi yönleriyle değerlendiren bir çalışmadır. Aynı kitapta, Nâzım Hikmet'in Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yazmış olduğu mektup da yer almaktadır. 1938 yılı, bilindiği gibi, Atatürk'ün sağlık sorunlarını yaşadığı son yılıdır. Şairin yazmış olduğu bu mektubun Atatürk'e iletilmediği, Topuz'un bu yapıtında da yer almaktadır. Mektubun sahibine iletilmemesi bile ayrı bir kumpas olarak değerlendirilebilir.
Bu yıl sahnelenen tiyatro repertuvarlarına baktığımızda, ünlü şairimizin oyunlarından sadece biri yer alıyor. Tiyatro Adam, Nâzım Hikmet'i önemseyerek 'İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?' adlı yapıtını başarıyla oynamaktadır. Yönetmen Emrah Eren, oyunu klasik anlatımın dışında taşıyarak çağdaş bir yorumla sahneye koymuştur. Nâzım Hikmet, 'İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?' adlı oyununu 1954 yılında Moskova'da üç perdelik tiyatro olarak yazmıştır.
Hikmet, Sovyet temalı bu tek oyununda yöneticilerin bürokratlaşarak halktan kopmasını, giderek sınıflaşmasını ele alır. Oyun, Moskova Satir (Yergi) Tiyatrosu baş rejisörü Valentin Pluçek tarafından ilk olarak 11 Mayıs 1957’de sahnelenmiştir. Sovyet yöneticilerinin olumsuz yönlerini vurgulayan oyun, SSCB Komünist Partisi tarafından incelemeye alınmış ve dönemin Kültür Bakanı Ekaterina Fruntseva tarafından beşinci gösteriminden sonra yasaklanmıştır. Aynı dönemde Prag’ın değişik tiyatrolarında sahnelenmiştir. Şairin bu oyunu ülkemizde ilk kez 1991 yılında Kenan Işık yönetiminde Bakırköy Belediye Tiyatrosu tarafından Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nde başarıyla sahnelenmişti.
Moskova'da bulunduğum 1967 yılında, Komissarzhevsky'in Yermolova Tiyatrosu'nda sahneye koyduğu Nâzım Hikmet'in 'Enayi' adlı oyununu izlemiş ve çok etkilenmiştim. Azeri müzisyen Kara Ebulfezoğlu Karayev, Türk ezgilerinden yararlanarak olağanüstü bir müzik atmosferi oluşturmuş, dönemin ünlü yönetmenlerinden Nikolay Pavloviç Akimov'un İstanbul kartpostallarından oluşturduğu sanatsal dekor tasarımıyla bütünleşerek Nâzım Hikmet'in vatan hasretinin ne kadar büyük olduğu vurgulanmıştı.
Nâzım Hikmet'in 1934 yılında Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye koymuş olduğu 'Unutulan Adam' adlı oyununu aynı seyahat dönemimde Kızıl Ordu Tiyatrosu'nda izlemek büyük bir keyifti.
2001 yılında Başkurdistan'ın başketi Ufa'da düzenlenen Uluslararası Tuganlık (Kardeşlik) Tiyatro Festivali seçici kurul üyesi olarak bu oyunu ikinci kez izledim.
Vatan şairini Moskova'ya her gidişimde ziyaret ederek, Novodevichy Mezarlığı'ndaki anıt mezarına karanfillerimi ve saygılarımı bıraktım. Büyük şairimize sağ tarafında Nikolay Vasilyeviç Gogol, sol tarafında Anton Pavloviç Çehov eşlik ediyor. Bu manzara, doğduğu toprakları aşarak bir dünya şairine nasıl dönüştüğünün göstergesidir.