16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Organize işler ve artık etkili olamayan hayal tacirleri!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Bu hafta içinde toplanan Merkez Bankası para piyasaları Kurulu, referans faiz oranını yüzde 3.25 oranında düşürerek yüzde 16.5 seviyesine geriletti. Sürpriz sayılmayan bu gelişmenin, geleceğe yönelik beklentiler üzerindeki etkisi ise tartışmalı!

Evet, ekonomi durgunlaşıyor ve durum rakamlara yansıyandan çok daha ciddi! Son üç çeyrek dönemdir ekonomimiz azalan oranda da olsa daralıyor, işsizlik artıyor ve döviz kurlarına ilişkin belirsizlik azaltılamadığı için maliyet kökenli enflasyon baskılarına ilişkin sıkıntılar olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor. Konsolide bütçe dengesinin açığı büyüyor, mali sektörün sorunlu kredi hacmindeki artış kontrol altına alınamıyor; gerek dış talepteki teklemeler ve gerek ise iç talepteki kalıcı durgunlaşma iş dünyasının önünü görebilmesini engelliyor. İstikrarsızlığı besleyip sorunları ağırlaştıran bu olumsuzluklardan kurtulmak adına, faizlerin seri şekilde düşürülmesi son umut olarak pazarlanıyor!

Son beş yıldır faizleri düşürme zorlamaları hep geri tepti. Döviz kurları ve maliyet kökenli enflasyondaki hareketlilik, bu olumsuz sonuçta belirleyici oldu. Yabancı yatırımcı ilgisinin istikrarlı bir şekilde azalıyor ve yerleşik tasarrufçuların güvensizliğinin büyüyor olmasının, finansal eğilimler ve ekonomik beklentiler üzerinde daha belirleyici olması engellenemedi.
Faizleri gerilettikçe kaynak sıkıntısı büyüdü; para otoritesinin döviz kuru ve enflasyon konularına olan öncelikli hassasiyeti nedeniyle böyle oldu. Yabancıların ve yerlilerin, Türk Lirasına ilgisi azaldıkça kısır döngü güçlendi. Faizler geriledikçe kaynak talebi arttı, fakat kaynak arzı daraldı; sonuçta kaynak arzındaki daralma ve beklentilerdeki zorlanma, faizlerin yeni yükseklere yelken açmasında belirleyici oldu. Fakat bu kez durum biraz farklı!

Para otoritesinin araç bağımsızlığı ve para politikası konularındaki belirleyiciliği, artık anlamını yitirdi. Ekonomi Yönetimi, Merkez Bankasını parasal genişlemeye ve bankaları da daha fazla kredi vermeye zorluyor. Kamu Bankaları ve kamu yönetimindeki fonlar da uzunca bir süredir kimsenin almak istemediği riskleri almaya zorlanıyor! Bu zorlamaların güven bunalımı üzerindeki etkisi, evdeki hesabın çarşıya uymasına izin vermeyebilir!

Sermaye piyasalarımız, bazı kesimlerin mecburen iddia ettiğinin aksine cazip fırsatlar sunmuyor; yabancı yatırımcılar fırsat buldukça piyasa yaparak, hem para kazanmaya ve ham de ülkemizdeki risklerini azaltmaya çalışıyor. Yerleşikler ise Türk lirası cinsi varlıklardan uzaklaşıyor, döviz ve altına yönelik ilgileri artıyor. Ekonomi yönetimi ve finansal yapının pazarlamaya çalıştığı eğilimler, ilgi görmüyor ve bu kesimlere yönelik güvensizlik artıyor.

Ekonomi teorisi ve kurallı piyasa anlayışı, Ekonomi Yönetimince devreye sokulan dayatmaların tutarsız olduğuna işaret ediyor. Mevcut kambiyo rejimi ve kurallı piyasa anlayışı çerçevesinde, hem döviz kurlarını aşağı yönde manipüle etmeyi ve hem de faizleri düşürmeyi sürdürmek mümkün olabilecek bir şey değil! Yerleşikler ve yabancılar bu bilince uygun davranışlar sergilerken, Ekonomi Yönetimi tam aksini zorlayarak mucize arıyor! Bu konudaki keskin görüş ayrılıkları, faiz gerilemesinin ekonomide canlanma yaratabilmesinin de önünü kesiyor!
Ağırlaşmış sorunlardan bunalan ve nakit akım sorunlarına çözüm aramayı sürdüren iş dünyası, faiz gerilemesinden doğal olarak heyecanlanıyor. Fakat bu durum yatırım ve tüketim eğilimini uyaramadığı için, umudun hayal kırıklığına dönüşme olasılığı daha yüksek olmaya aday görünüyor. Bu durumun farkında olan özel bankalar, kredi hacimlerini büyütmekte ve daha fazla risk almakta oldukça isteksiz görünmeyi sürdürüyorlar.

Sıkıntı oldukça ciddi! Faizlerin geriletilmesi sonrasındaki kur hareketi olumsuz tepkiselliği baskılamak için yapılıyor ve sürdürülebilmesi zor! Gelir dağılımındaki yüksek düzeyli bozukluk, faizlerdeki değişimin ekonomik beklentiler üzerinde etkili olmasını engellediği gibi yan tesir risklerini yükseltiyor! Mevcut finansal eğilimlerin, aylar boyunca bu şekilde devam edebilmesi pek olası görünmüyor!