18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Özgürlük! Nereye kadar?

Defne Tamar Gürol

Defne Tamar Gürol

Eski Yazar

A+ A-

Dikkatli bir anne, 10. sınıfa giden oğlunun son zamanlarda gittiği yerler konusunda yalan söylediğini, arkadaş çevresinin değiştiğini, okuldan kaçmalar olduğunu fark etmiş ve oğluna neler olduğunu sormuştu. Oğlu, önce annesinin olayı abarttığını, gençlik döneminde böyle şeyler olabileceğini söylemişti. Aslında bir bakıma haklıydı, ergenlik döneminde gençlerin anne-babaların alışkın olmadıkları davranışlar göstermesi çok doğal bir durumdur. Ancak burada değişimin niteliği konusunda hassas olan anne, durumun olağan gençlik değişiminden farklı olduğunu ayırt edebilmişti. Oğlunun odasını temizlerken esrar içmede kullanılan kağıtlardan buldu. Oğlu önce kendisinin kullanmadığını, kağıdın arkadaşlarına ait olduğunu söyledi. Anne, kağıt arkadaşlarına ait olsa dahi ciddiye alması gereken bir durum olduğunu sezmiş ve yardım almaya karar vermişti. Ergenlik döneminde doğal olarak bir miktar çatışmalı olan ilişkileri, çocuklukta kurdukları sağlam ilişkinin izlerini taşıyor, sevgi ve şefkat barındırmaya devam ediyordu. Anne bu süreçte serinkanlı bir şekilde oğlu ile iletişim kurmuş, birlikte yardım almaya ikna etmişti. Oğluna da bilgi vererek, diğer çocukların annelerini durumdan haberdar etmişti.

Delikanlı ile ilk karşılaşmamızda, bu yıl okula yeni bir çocuğun geldiğini, bu çocukla birlikte 4-5 kişiden oluşan bir arkadaş grupları olduğunu söyledi. Yeni gelen çocuk daha önce esrar kullanmıştı. Esrarın etkisini öve öve bitiremiyordu.

Bir kere esrar ‘kimyasal’ değildi, Amerika dahil birçok ülkede kullanımı serbestti. Onlar da birkaç kez kullanmışlardı. Annesi durumu abartıyordu.

Burada birçok yanlış bilgi var. Bunları düzeltmek zorundayız. Birincisi esrarın kimyasal olmadığı tamamen yanlış bir bilgi. Sentetik olmadığı, doğal bir madde olduğu doğru, ancak esrar 500’e yakın kimyasal madde içermekte. İçerdiği bu kimyasallar içinde THC esrarın etkisini sağlıyor. Bu kimyasal etki hafıza, öğrenme, muhakeme gibi birçok bilişsel işlevin bozulmasına yol açıyor.

İkinci önemli nokta esrar kullanımının birçok ülkede serbest olması. Bu karar tıbbi değil, siyasi bir karardır. Sayısız olumsuz sonuç barındıran esrarın serbest bırakılması savunulamaz bir durumdur.

‘Yasaklar sorunu çözmez’ diye düşünülebilir. Tek başına yasaklamanın yeterli olmadığı doğrudur. Bunun yanı sıra toplumu bilgilendirme, madde karşıtı duruşu sağlama, gençlerin doyum sağlayacakları verimli alanlar oluşturma gibi birçok önlem de gerekmektedir. Ancak serbest bırakılması özgürlük olamaz. Devletin görevi çocuk ve gençleri zararlı alışkanlıklardan koruyacak önlemleri almaktır.

Bu gençle görüşmemizde bir konu tekrar gündeme geldi. Özellikle gençlerin gittiği eğlence mekanlarında çalan müzikler... Esrar ve diğer madde kullanımını öven, gençleri madde kullanımına özendiren, “bu nasıl bir şeymiş, mucize yaratıyor” dedirten sözler içeren şarkıların bombardımanı altında oldukları gerçeği ile bir kez daha yüz yüze geldik.

Bu da ‘özgürlük’ kavramı üstünde tekrar düşünmemizi sağladı. Özgürlük, sorumluluktan ayrı düşünülebilir mi? Sanatçı sadece özgür müdür? Sorumlulukları da olması gerekmez mi? Madde kullanımını özendirmek, gençlerin madde kullanımı ile ilişkili risk algılarını değiştirmek sanatçının özgürlüğü olamaz. Tıpkı pedofiliyi özendiren kitap yazmanın özgürlük kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi, filmlerde, dizilerde, kliplerde madde kullanımının özendirilmesi de kabul edilemez.

Buradan anne-babalara bir uyarı yapalım. Özellikle yabancı film, dizi ve kliplerde madde kullanım görüntüleri sıkça karşımıza çıkıyor. Madde kullanımı olağan ve kanıksanan bir durum halini alıyor. Çocuklar ve gençler bu görüntüleri farkında olmadan içselleştiriyor. Büyüdüklerinde karşılarına madde çıktığında, çoktan ‘normalleşmiş’ bir durum olan madde kullanımına “hayır” demek akıllarından dahi geçmiyor. Film, dizi ve klipleri birlikte izlemeniz, algılarını oluşturacak içerikler hakkında konuşmanız, bilgi vermeniz çok önemli.

Özgürlük içi boş bir kavram haline getirildiği zaman, içermesi gereken sorumluluk göz ardı edilebiliyor. Çocuklarımıza özgürlüğün sorumluluk barındırdığı bilincini aşılamak da biz anne-babalara düşüyor.