27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Savaşçı bir kadının hikayesi

Defne Tamar Gürol

Defne Tamar Gürol

Eski Yazar

A+ A-

1998 yılında yoğun madde kullanımı sonucu “sıfırı tükettiğini” belirterek tedaviye başvurmuştu. İlk karşılaşmadan itibaren gözlerinden fışkıran zeka pırıltıları dikkat çekiciydi. Madde kullanımını bırakmak konusunda çok kararlıydı, ancak tedavi ekibine güvenip güvenmeyeceğini bilemiyordu. Küçük yaşta aniden çok sevdiği babasını kaybetmişti. Hayatta en çok güvendiği insan dahi birdenbire onu terk ettiyse başkalarına nasıl güvenebilirdi?

Genç yaşta kendi işini kurmuş ve başarılı olmuştu. Madde kullanmaya esrar ile başlamış, zaman içinde kokain ve eroin kullanımına geçmişti. Ara sıra kullandığı madde giderek sıklaşmış ve miktar belirgin olarak artmıştı. Madde kullanımının işlevselliğini etkilemesi, zihinsel, fiziksel ve sosyal olarak tüketmesi dişi ile, tırnağı ile çalışarak kurduğu işini kaybetmesi ile sonuçlanmıştı. Sonraki birkaç yıl başkalarına “yancılık” ederek madde kullanımını sürdürebilmişti.

Madde kullanımı başlangıçta “eğlenceli” gelmişti. Bu “eğlencenin” bir yanılsama olduğunu çok kısa bir zaman sonra fark etti. Ancak öyle bir kısır döngüydü ki, günler süren madde kullanımı merkezli partilerden sonra “bu son” diyor, kısa bir zaman sonra kendini yine böyle bir partide buluyordu. Bataklık gibi çırpındıkça bu yaşantıya daha çok saplanıyordu.

O güne kadar önem verdiği tüm değerler alt üst olmuştu. Dürüstlük, sözünde durma ve madde kullanımı bir arada gidemezdi. Özellikle yoksunluk döneminde maddeye ulaşmak her şeyden önemli oluyordu. Yalan söyleyebilir, bir arkadaşını kandırabilir, madde temin edebilmek için her şeyi yapabilirdi. En çok bu ağrına gidiyordu. Madde kullanımı sonucu ortaya çıkan bu Göknur’u kendine hiç yakıştıramıyordu. Onun kast ettiği “sıfırı tüketmek” sadece maddi olanaklarını kaybetmesi değil, kendisine olan saygısını da kaybetmesi anlamına geliyordu. Çok yetenekli ve yaratıcı idi. Mert, sözünün eri bir genç kadındı. Onu tanıdıkça madde kullanımı ile ortaya çıkan davranış değişikliklerinin ne kadar yaralayıcı olduğunu daha iyi anlayabilirdiniz.

YAŞAMINI YENİDEN KURDU

Daha önce kendi kendine bırakma girişimleri olmuştu. Bu zorlu yolculuğu tek başına yapmanın güçlüklerini fark etmiş, yardım almaya karar vermişti. Tedavi ekibiyle güven ilişkisi kurduktan sonra, temiz yaşamı bu yolla inşa edebileceğini fark etti.

Göknur’un sadece bir kez tedavi girişimi oldu. Tedaviye çok kararlı bir şekilde baş vurmuştu. Madde kullanımı sonucu olduğu yer olmak istediği yer değildi. Olmak istediği yere ulaşmak, temiz kalabilmek için mücadele etmesi, her şeye sıfırdan başlaması gerekiyordu. Ama o zorlukların üstesinden gelmeye istekli ve hazırdı. Yaşamını yeniden kurdu. Olmak istediği yere ulaşmıştı.

SON 21 YILI TEMİZ YAŞADI

Göknur’la bağımız hiç kopmadı. AMATEM kliniğinin başına geçtiğim zaman ilk aradığım kişilerden biri o olmuştu. Bağımlılık rehberi olarak çalışması için onu davet etmiştim, o da yaşadığı şehirde her şeyi bırakıp ertesi gün İstanbul’a gelmişti. Yaşam tarzı ile, yaptığı değişikliklerle bırakma sürecindeki bağımlılara hem örnek hem de umut olmuştu.

Geçen hafta Göknur’u akciğer kanserinden kaybettiğimizi öğrendim. Tarifsiz bir üzüntü duydum. Muzip, zeki, mücadeleci Göknur’u kaybetmiştik. Ancak ömrünün son 21 yılında tam da istediği gibi temiz bir yaşam sürmüştü. Olmak istediği yere ulaşmış olduğunu bilmek teselli ediciydi. Göknur’u sevgiyle yolcu etmekten başka yapacak bir şey kalmadı...