09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK’nın yerine oynayan örgüt!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

5 Eylül 2017 günü bu köşede, “Bombanın fitili nereye uzanıyor” başlıklı bir yazı vardı... İşte o yazıda, “IŞİD ve El Kaide analizlerinde her zaman dikkat çektiğimiz asıl tehlikenin, her zaman pusuda olduğunun bir kez daha altını çizmeden geçmeyelim” dedikten sonra şu yaşamsal uyarıları da yapmıştık;
“IŞİD gibi şeriatçı örgütler askeri açıdan sıkıştıkları ve tükenmeye başladıkları en kritik dönemlerde, her zaman en yakındaki hedeflere yönelmekten çekinmediler... Velhasıl Deyrezor ve çevresinden kaçan bir örgütün, kendini eylemsel açıdan ifade edeceği saldırı alanları bellidir; Irak, Suriye ve ne yazık ki örgüte bir zamanlar hoşgörüyle bakan siyasetçi ve yazarların da bulunduğu Türkiye!.. Yakın hedef açısından Türkiye’nin ‘teyakkuz’a en çok önem veren ülkelerin başında olması gerekiyor... Çünkü örgütün daha önceleri Türkiye’de onlarca büyük eylemde, yüzlerce masumu katletmiş olması unutulacak gibi değil... IŞİD, Irak’tan sonra Suriye’de de yenilirken, kanlı fitilin ucu serseri mayın gibi bundan sonra nereye uzanabilir acaba?.. Hizbullah, El Kaide ve IŞİD’den çok çekmiş Anadolu toprakları açısından, ‘aman dikkat’ demekten başka bir şey gelmiyor elden!..”
Yukarıdaki satırları yazdıran gerekçe, aslında terör örgütlerini yakından izleyenlere hiç de yabancı değil... Çünkü Suriye’den sonra El Kaide-IŞİD “Selefi”ciliği Irak’ta da yenilmeye başlamış ve örgüt kendine rahat hareket alanı bulabileceği, potansiyel “taban”ın da bulunduğu yeni mecralar aramaya başlamıştı...

TAM DA UYARININ ARDINDAN!..

IŞİD eylemsel alanlar arayışındayken, Irak-Suriye hattındaki “iç savaş” bölgelerine en yakın olması açısından aslında tek seçenek vardı; Türkiye...
Daha önce İstanbul, Urfa, Antep ve Ankara gibi kentlerde onlarca intihar eylemi ve bombalı saldırıda yüzlerce masum yurttaşı katleden örgüt, AKP iktidarının Suriye politikasından cesaret alanlar tarafından büyütülen tabanına da güveniyordu...
IŞİD Suriye’de iyice sıkışırken ve elinde tuttuğu alanların neredeyse yüzde 80’ini kaybederken, militanlar Türkiye sınırına yığılmaya başlamıştı...
İngiliz Guardian gazetesi, bu köşedeki uyarıdan 8 gün sonra 13 Eylül 2017’de, IŞİD’ten ayrılan yüzlerce militanın evlerine geri dönebilmek amacıyla Suriye'nin İdlib eyaletine yığıldıklarını ve çok sayıda militanın da Türkiye'ye girmeyi başardığını yazdı...
Martin Chulov imzalı haberde, IŞİD üyelerinin 2’şer bin dolar ödeyerek Eylül başında Türkiye'ye giriş yaptıklarına dikkat çekilmişti...
Bu köşedeki uyarıdan yaklaşık iki ay sonra ise 30 Ekim’de Türk basınına yansıyan yabancı kaynaklı bir “rapor” da sınırdaki tehlikeye dikkat çekmişti...
ABD merkezli “Soufan Center”ın Ekim ayı ortalarında yayımladığı rapora göre, Suriye ve Irak’ta sürdürülen operasyonlarla büyük darbe alan IŞİD’in 6 bin kadar militanı ülkelerine dönerken, bunlardan bin kadarı da Türkiye’ye yönlenmişti...

KUBİLAY'IN KENTİNDE HÜCRE!..

IŞİD’in Türkiye’ye sığınması yalnızca Irak ve Suriye’de iyice darboğaza girmesinden kaynaklanmıyordu, örgüt Türkiye’yi hedef tahtasına da koymuştu... Çünkü 3 Ocak 2017’de medyaya yansıyan bir röportaja göre, örgüt Türkiye’ye “savaş” açmıştı!!!
Örneğin; İngiltere merkezli Independent'ın savunma editörü Kim Sengupta imzasını taşıyan bir haberde, 39 kişinin katledildiği “Reina saldırısı Türkiye’ye savaş ilanıdır” diyen Ebu Muttasim adlı bir IŞİD yöneticisinin açıklamalarını da içeriyordu...
Bu arada muhabire konuşan Yassir Abdülhamid adlı bir Şam muhalifi ise bugünlerde İstanbul’da pusuya yatan IŞİD teröristlerinin yaratacağı tehlikeye şöyle dikkat çekmişti;
“IŞİD tehditleri yüzünden Urfa'dan ayrıldım. Türk yetkililerin haberi olmadan IŞİD'in nasıl o kadar rahat faaliyet gösterebildiğini anlayamıyorduk. İstanbul'a geldiğimden beri iki tane büyük IŞİD saldırısı oldu. Urfa ya da Kilis gibi yerlerde biz Suriyeli muhalifler tehdit altındaydık. Şimdiyse İstanbul'da herkes IŞİD tehdidi altında!..”
Evet, İstanbul gerçekten tehdit alındaydı... Bu tehlikeyi de zaten örgütün önceki gün uygulamak istediği büyük bir saldırı planlanı deşifre etmiş oldu...
Çünkü geçtiğimiz hafta sonu, İstanbul’da örgütün bomba imal etmek için kullandığı Arnavutköy ve Esenyurt’taki iki evde yaşanan gizemli yangınlar büyük bir tehdidi de ortaya çıkardı...
Polisin yangınla ilgili araştırmalarının ardından evde bomba malzemeleri bulundu, İstanbul’daki bir AVM’nin otoparkında bomba yüklü bir araçla bir motosiklet ele geçirildi, biri yaralı 4 IŞİD militanı yakalandı...
Cumhuriyet Bayramı’nda bir AVM’de katliam yapmayı planlayan militanlar önemli bağlantıları da açıklamış olmalılar ki, son 48 saatte, İzmir (Kubilay’ın şeriatçılar tarafından katledildiği Menemen), Erzurum, Ankara, Bursa, Urfa, Çankırı ve Eskişehir’de düzenlenen operasyonlarda 143 kişi gözaltına alındı. Militanlarla birlikte silah ve örgütsel belgeler de ele geçirildi...
Sürekli takipçiler iyi bilir; terör örgütlerini 30 yıla yakın süredir izleyen bir gazeteci olarak yazılarımda sıklıkla “pusudaki tehdide dikkat” çekerken hep yanılmayı istedim...
5 Eylül’deki “aman dikkat” uyarısının ardından bomba yüklü araçların İstanbul’un kalbindeki AVM’lerin ortasına kadar park edebilmesi, ne yazık ki IŞİD’in Türkiye hücrelerinin lojistik ve örgütlenme açısından büyük aşama kaydettiğini de gösteriyor...
Evet; AKP iktidarı IŞİD konusunda ne kadar tepkili bilmiyorum ama “büyük eylem”ler önlendiğine göre, Türk güvenlik güçlerinin son dönemde dinci teröre karşı teyakkuzda olduğu ortada...
O halde terörü izleyen unsurlar, IŞİD’in artık kentlerde barınamayan, eski gücünü iyice kaybeden PKK’nın yerine oynadığının da farkındadırlar herhalde?.. Bir kez daha “aman dikkat” dersek, bir şey değişir mi acaba?..