Rekor işsizlik oranı, ne ‘başarı’ ama!

TÜİK, iki gün önce Aralık 2019 işsizlik verilerini açıkladı. Ülkeyi üstüste üç çeyrek yıl boyunca küçülten, milli gelirimizi azaltan ve resesyona sokan, ekonomi yönetimi, “başarılarına” bir yenisini daha eklemiş oldu böylece.

2019 yılında gerçekleşen yüzde 13.7’lik ortalama işsizlik oranı, tüm zamanların ve geçmiş yılların en yüksek seviyesine yani rekor düzeyde işsizliğe tekabül ediyor ne yazık ki.

Şapkadan tavşan çıkarmakla ün yapan TÜİK’in verilerine göre, şimdilerde yeni tartışma konusu olan iş gücüne katılma oranının, nüfustaki artışa oranının aniden dramatik bir şekilde küçülmesi bile, bu rekor işsizlik oranlarına ulaşılmasına mani olamadı.

Şimdi sıkı durun, 15 yaş üstü nüfus 2019 Aralık ayında, 2018’e göre tam 973 bin kişi artmış.

Ama gelin görün ki, sadece (yüzde 10 düzeyinde) 95 bin kişilik artış olmuş işgücünde iyi mi?

Yani 877 bin kişi “işsiz kalmayı ya da çalışmamayı seçmiş”. İster inanın, isterseniz inanmayın.

Halbuki, geçmiş yıllarda, işgücü artışının, nüfustaki artışa oranı, 2015 yılında yüzde 97, 2016 yılında yüzde 104, 2017 yılında yüzde 104, 2018 yılında ise, yüzde 58 idi.

Ne oldu da 2019’da yüzde 10’lara düştü? Bunun makul ve mantıklı bir açıklamasını yapabilmek oldukça güç.

İşgücüne katılım oranının son 3-4 yılın en düşük düzeyinde gerçekleşmesi oldukça düşündürücü çünkü.

Bu işsizlik oranları, açıklanan program ve hedeflerin üzerinde ve adeta bir sosyal felakete dönüşme eğiliminde.

Genç işsizliği ise tam bir dram. Her dört gençten birisi işsiz geziyor.

Fakat gelin görün ki, “başarıdan, başarıya koştuklarını” her fırsatta söyleyen ekonomi yönetimi, bunu bile “başarı” diye takdim ederse şaşmayacağım artık.

Geçmişte bıçak sırtı dengelerdeki koalisyon hükümetleri döneminde yüzde 6-7 bandında olan işsizliğin, bugün tek parti döneminde yüzde 14’lere fırlaması ekonomi politikalarının tam anlamıyla başarısızlığının tescili niteliğindedir açıktır ki.

Rekor işsizlik, 400 puanı aşan ve Venezuella ve Arjantin’den sonra en riskli ve yüksek CDS seviyesi, “başarıdan başarıya” koşan ve de coşan ekonomi yönetiminin son marifetleridir.

İnsanlarımızı, gençlerimizi işsiz bırakan, işsizliği rekor seviyeye fırlatan, ekonomi politikaları da, iktidarlar da başarısızdır.

NOKTA.