15 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sicarilerden PKK’ya...

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

“Ortadoğu’da terör giderek yaygınlaşmakta, terörle mücadele daha da zor ve zahmetli olmakta ve beklenen sonuçları da çoğu zaman vermemektedir. Üstelik son yıllarda din boyutu ağır basan terör eylemleri, Afganistan’dan Afrika’nın batısına kadar uzanan coğrafyada bir salgın hastalık gibi yayılmaktadır.
Bu bölgede terörü sona erdirmek için işbirliği yapan ülkeler, bekledikleri sonuca ulaşmakta zorlanmaktadırlar. Bunun sebeplerinden en önemlisi, bu bölgeye demokrasinin şimdiye kadar yerleşmemesi veya yerleşmesine izin verilmemesidir. Özellikle son yüzyılda, büyük devletlerin bölgedeki stratejik çıkarları çoğu zaman yerel bağımsızlık ve demokratikleşme çabalarını engelleyici niteliktedir. Bugün Ortadoğu dünyada demokrasinin yerleşmediği tek bölge olma özelliğine sahiptir.
Halkın gerçek bir demokrasiyle terör arasında seçim yapma şansına sahip olup da terörü tercih etmesi akla uygun değildir. Yeter ki halka gerçek bir demokrasi seçeneği sunulabilsin. Dünyada ve bölgede demokrasinin yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesi, terörle mücadelede daha uygun koşulların yaratılmasına yardımcı olabilir. Yeter ki devletler, eskiden olduğu gibi, kendi çıkarları uğruna terörü bir silah olarak kullanmaktan vazgeçsinler ve terörle mücadelede çifte standartlara başvurmadan topyekûn bir yaklaşım benimsesinler.”
***
Yukarıda okuduğunuz satırlar ülkemizin en deneyimli diplomat ve siyasetçilerden Onur Öymen’e ait... Öymen, terörün arka planını ve ona yön verenleri anlattığı son kitabında tüm dünyadaki terör akımlarını büyüteç altına yatırmış.
Ben de yeni öğrendim; tarihteki ilk terör örgütü Sicarilermiş...
Latincede “hançerli adam” anlamına gelen Sicariler, Filistin’in Romalılar tarafından işgal edildiği dönemde ortaya çıkan bir Yahudi grubuymuş... Romalıların, yaşadıkları Judea bölgesini terk etmesi için kanlı ve vahşi eylemler yapmışlar.
Sicariler özellikle, milattan sonra 66 ile 73 yılları arasında Yahudilerle Romalılar arasında çıkan ilk savaşta gerçekleştirdikleri şiddet eylemleriyle ön plana çıkmış...
Kudüs’e girmişler; terör estirerek halkı Romalılara karşı savaşmaya zorlamışlar. Şehrin gıda stoklarını da tahrip edince, halka savaşmaktan başka çare kalmamış...
Sicarilerin en büyük eylemleri, Romalılara destek veren bazı köyleri basarak 700 kadını ve çocuğu bir anda katletmeleriymiş...
Sığındıkları bir kale Romalılar tarafından ele geçirilince teslim olmaktansa topluca intihar etmeyi tercih etmişler.
***
Onur Öymen, kitabında terörün tarihini anlatırken sadece bununla kalmıyor; Hıristiyan dünyasında terörü, sömürgecilik-terörizm ilişkisini, Fransız ihtilalinden sonra patlak veren terör olaylarını, 20. Yüzyıl’da karşımıza çıkan devlet terörünü, Ortadoğu’da devlet destekli terör örgütlerini, Osmanlı’ya karşı Arap ayaklanmasını, cumhuriyet dönemindeki Kürt isyanlarını ve yabancı tahriklerini, PKK terörünü ve onun dış boyutunu da anlatıyor...
Daha sonra ise “Türkiye’de terör nasıl sonlandırılabilir?” sorusunu soruyor ve şu yanıtı veriyor.
***
“Yıllardan beri terörden en büyük ıstırabı çeken ülkelerden biri olan Türkiye, bir yandan terörle etkili bir mücadele yaparken, bir yandan da gerçek bir demokrasinin yerleşmesi için adımlar atabilir. Bu adımlar terör örgütlerini tatmin etmek için verilmiş tavizler değil, ülkenin her yerinde yaşayan halkın bireysel hak ve özgürlüklerini ileri düzeye yükseltmek doğrultusunda gerçekleştirilen hedefler olmalıdır.
Bunu yaparken, demokrasi kavramını kendi hedefleri doğrultusunda çarpıtarak yorumlayan bazı iç ve dış çevrelerin etkisiyle, ülkenin ve milletin birliğini ve bütünlüğünü zedeleyecek adımların atılmasından kaçınılmalı ve demokrasi adına demokrasiyi tahrip edici girişimler karşısında dikkatli olunmalıdır.
Yakın tarihinde hem ülkenin iç ve dış güvenliğini korumak için başarıyla mücadele etmiş, hem de demokrasisini ileri düzeye yükseltmek için adımlar atmış olan Türkiye, bu hedefi gerçekleştirecek bilgiye, güce ve deneyime sahiptir.
Türkiye’nin başarısı tüm bölge ülkelerine de örnek olabilir. Yeter ki terörün arka planında oynanan oyunlar doğru teşhis edilebilsin ve başka ülkelerin önerdiği, yanlışlığı ve başarısızlığı ortaya çıkmış olan çözüm önerilerinin peşine düşülmeden, ulusal çıkarların ve gerçek demokrasinin gerektirdiği yolda adımlar atılabilsin.”
***
Bu kitabı, “terörün çözülmesine kafa yoran” herkese öneriyorum.

ARKA PLAN
TERÖRE YÖN VERENLER

Yazan: Onur Öymen
Yayınlayan: Remzi Kitabevi
Baskı tarihi: 2016, Nisan
Sayfa sayısı: 487
Etiket fiyatı: 30 lira