28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şirketlerin aşırı kârları vergilendirilmelidir

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Son üç yılın enflasyonist ortamında şirketler tarihi rekor kârlılık oranlarına ulaştılar. Fortune 500 Türkiye-2022 Araştırması, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin geçen yıl net satışlar, ihracat ve kâr anlamında rekor düzeyde büyüme ve artış yakaladıklarını ortaya koydu. Fortune 500 Türkiye-2022 Araştırması’nda yer alan şirketlerin toplam net satışları bir önceki yıla göre yüzde 148.7 artarak 7 trilyon 986 milyar liraya çıktı. Fortune 500 Türkiye şirketlerinin 2022 yılında net satışlarında sağladıkları söz konusu artış, ilk araştırmanın yapıldığı Fortune 500 Türkiye-2007’den bu yana geçen 16 yılda gerçekleşen en yüksek oranlı artış oldu. 2022 yılı yüzde 97.72 olan ÜFE oranı dikkate alındığında ise Fortune 500 Türkiye şirketlerinin net satışlarında yüzde 25.8 reel artış sağladıkları görüldü. Şirketler, net satışlarını dolar bazında da yüzde 33.4 artırdı.

AŞIRI KÂRLAR BATI MEDYASININ GÜNDEMİNDE

Rekor kâr artışları Batı'nın dev şirketlerinde de görülüyor. Geçen hafta İngiltere’nin prestijli gazetelerinden birisi olan Guardian, Oxfam’ın bir raporuna atıfta bulunan bir haber yaptı. Habere göre dünyanın en büyük 722 şirketi, 2021’de 1.08 trilyon dolar ve 2022’de 1.09 trilyon dolar kar etti. Gerçekleşen karlar, 2017-2020 yıllarını kapsayan bir önceki dört yıllık ortalamanın yüzde 89 üzerinde gerçekleşti. Önceki dört yıldaki ortalama kârı yüzde 10'dan fazla aşan kârlar ‘aşırı kârlar’ olarak tanımlanıyor. Enerji şirketleri elde edilen aşırı kârlarda başı çekiyor. Araştırmaya göre, Forbes'in en büyük 2 bin şirket listesindeki 45 enerji şirketi 2021 ve 2022'de yılda ortalama 237 milyar dolar aşırı kâr elde ettiler. Guardian’ın haberinden daha da önemlisi şirketlerin keyfi zamlar yaparak aşırı kârlar elde etmesi Avrupa merkez bankalarını rahatsız etmeye başladı. Bu konuda bazı merkez bankası başkanlarının yaptığı açıklamalar dikkate değerdir.

LAGARDE ŞİRKETLERİ ENFLASYONA SEBEP OLMAKLA SUÇLUYOR

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, geçen ay içinde yaptığı açıklamada ‘greedflation’ (açgözlülük ile enflasyon kelimelerinin birleştirilmesi ile türetilmiştir) olarak adlandırılan olgunun dikkate alınması gerektiğini ifade etmişti. Lagarde, AMB’nin hızlı faiz artışları yapmasına rağmen çekirdek enflasyonun ve manşet enflasyonun bir türlü istenen seviyeye gerilemediğinin de altını çizdi. Geçen hafta içinde La Provence'a verdiği röportajda, şirket kâr marjlarında ve maaşlarda aynı anda artış görülmesi durumunda yetkililerin harekete geçmekten çekinmeyeceğini söyledi. Ayrıca, enflasyonu kontrol altına almak için politikacıların hâlâ çalışmaları gerektiğini vurguladı. Lagarde, "Hem ücretlerde hem de kâr marjlarında aynı anda artış, enflasyon risklerini artırır ve böyle riskler karşısında hiçbir şey yapmadan durmayız." ifadelerini kullandı. Bu ifadeler şirketlerin aşır karlarının geçmişte yapıldığı gibi vergilendirilmesi ihtimalini artırıyor.

BAILEY, ‘ŞİRKETLER GEREĞİNDEN YÜKSEK FİYAT UYGULUYOR’

İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, yüksek enflasyonla mücadeleye ilişkin yaptığı açıklamada, bazı perakende şirketlerinin sektör üzerinde baskı yarattığını ve müşterilerden fazla ücret aldığını söyledi. BBC’ye değerlendirmede bulunan Bailey, ülkede bazı perakende şirketlerinin gereğinden yüksek fiyat uyguladığını kaydetti. "Benzin fiyatlarına bakarsanız, bazı şirketler muhtemelen yüksek fiyattan satış yapıyorlar" diyen Bailey, konuşmasında perakende şirketlerinin gerekenin üzerinde yüksek fiyat uygulamasının önüne geçilmesinde denetim kurumlarının rolünün son derece önemli olduğuna dikkati çekti. Bailey, “Bu durum (ürünlere yüksek fiyat uygulayan perakende şirketleri ile mücadele edilmesi) enflasyonun düşürülmesine yardımcı olacaktır." dedi.

TCMB, ‘KÂRLILIK TARİHSEL ORTALAMANIN ÜSTÜNDE’

TCMB’nin mayıs ayında yayınladığı ‘Finansal İstikrar Raporu’nda Borsa İstanbul’a kote firmaların karlılık göstergelerinin tarihsel ortalamanın üzerinde seyrettiği belirtilmiştir. Raporda mevcut emtia fiyatları gerilerken, döviz kuru ile ilgili belirsizlikler azalırken, ‘canlı iç talep ve mevcut stoklardaki değerlenmenin sağladığı olumlu etkiyle’ rekor kâr artışlarının gerçekleştiği ifade ediliyor. Rekor kâr artışları hizmet ve hizmet dışı tüm sektörler için geçerli. Özellikle sanayi şirketlerini net kâr/aktif oranlarının daha yüksek seyrettiği görülüyor. Firmaların faaliyet kâr marjlarının ‘canlı iç talep’ ile rekor seviyeye ulaşmasının başka bir anlamı şirketlerin hemen hemen tüm maliyetler düşerken birim başına elde ettikleri kârın artmasıdır. Yani şirketler düşen maliyetlere rağmen daha çok zam yaparak birim başına kârlılıklarını artırmışlardır. Bu kârlar düşük makine teçhizat yatırımları, düşük kapasite oranı, yüzde 2.5 gibi düşük oranlı istihdam artışı ile sağlandı. Yani şirketler üretim kapasitelerinde fazla bir artış yapmadan yüksek kârlar elde ederek tarihi kâr oranlarına ulaştılar.

KEYFİ ZAMLAR ENFLASYONU TETİKLİYOR

Temmuz ayı başında yayınlanan Para Politikası Kararı Metni’nde enflasyonun nedenlerinden birisi olarak kullanılan ‘yurt içi talepteki güçlü seyir’ ifadesi bir bacağı eksik bir tanımlama olmuştur. Bu tanımın doğrusu ‘şirketlerin keyfi zamlar yapmakta agresif davranması ve beklentileri hızla fiyatlara yansıtmasıdır.’ Pratik hayatta biz bunu tecrübe ediyoruz; kur artışı ve maaş artışları hızla ve misliyle fiyatlara yansıtılıyor.

TCMB’nin enflasyonla ilgili teşhisi yetersiz olduğu için tedavisi de yetersiz olacaktır. Sadece ortodoks politikaların uygulanması enflasyonla mücadele için yeterli olmayacaktır. Ortodoks politikaların başarısızlığı Batı merkez bankaları başkanlarının kendi ağızlarından itiraf edildiğine göre hatada ısrar etmenin anlamı yoktur.

HIZLA YÜKSEK ORANLI VERGİLEME YAPILMALIDIR

Enflasyonun maliyetini ücretliler, emekliler ve vatandaşlar öderken bu maliyetin faturasının tek bir kesime yüklenmiş olması toplumda adaletsizlik duygusunu tetiklemektedir. Dolayısıyla Kovid-19 salgını sonrası yaşanan süreçten büyük bir kârlılıkla çıkan şirketlerin vergilendirilmesi şarttır. Vergiler hem 2022 yılı hem de bu yıl için kesilecek şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca fahiş fiyat artışları yapan şirketlerin yakından takipleri ve denetimleri devam etmeli, verilen cezalar ağırlaştırılmalıdır. Söz konusu uygulamalar şirketlerin keyfi zam yapmaktan kaçınmalarını sağlayacaktır. Aşırı âr vergileri öncelikli olarak 6 Şubat depreminden etkilenmiş olan vatandaşlarımız için harcanmalıdır.

Kaynakça:

https://www.dunya.com/sirketler/turkiyenin-en-buyuk-500-sirketinin-net-karinda-rekor-artis-haberi-697336

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+menu/yayinlar/raporlar/finansal+istikrar+raporu/2023/sayi+36