Soykırım kararı şimdilik buzdolabına
Nereye gitseniz köstek gibi hep sizinle. Gözleri doğmamış Türk çocuğuna “soykırımcı gömleği” biçecek kadar karardıkça kararıyor.
Ermeni meselesi kulvar değiştirerek devam ediyor. Parlamentolardan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, oradan başka platformlara taşınıyor. Tekrar tekrar ısıtılıyor. Bitirilmek istenmeyen; bıkmadan, usanmadan uzatılan acılı tv dizileri gibi.
Geçen sene Nisan’da 100’üncü yılı nedeniyle sözde Ermeni soykırımı Alman Meclisi’nin gündemindeydi. Perşembe günü yine. ..
Yeşiller Partisi’nin 1. Dünya Savaşı sırasında 1,5 milyon Ermeni’nin katledilmesinin, hatta tamamiyle yokedilmesinin; soykırım olarak nitelendirilmesi için meclise sunduğu önergenin oylanması bekleniyordu. Önce Sol Parti’nin çekimser kalacağı öğrenildi. Yeşillerin önergesindeki Ermeni katliamında Almanya’nın yardımcı güç olduğu vurgusu, Sol Parti için yeterli değildi. Sol Parti’ye göre Almanya “Ermeni soykırımında” aktif rol üstlenmiş, Osmanlı’ya askeri destek vermişti.
Açık vermemek; Türkiye’ye “Siz de tarihinizle yüzleşmelisiniz “ telkininde (!) bulunurken kendilerince tüm ayrıntıların not düşülmesi kaygısını taşıyor olmalılar.
ZAMANLAMA UYMADI
Koyu HDP yanlısı ve destekleyicisi, “kendi halkına savaş açan TC’ye” karşı neredeyse Kürtlerin tarafında müdahil bu iki parti kendi aralarında Almanya’nın Osmanlı’daki rolünü tartışırken, asıl haber hükümet partilerinden geldi. Koalisyon partileri Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat Parti, tam da mülteci müzakereleri yapılırkan Ankara hükümeti ile işbirliğini tehlikeye atmak istemediği işaretini verdi... Önergeye açık destek vermeyeceklerdi.
Zamanlama ne iktidar ne de muhalafete uyuyordu.
Yeşiller soykırım kararı önergesini, ilerleyen süreçte ortak bir metinde anlaşmak üzere geri çektiğini açıkladı.
ERDOĞAN’I KIZDIRMAK İSTEMİYOR
Alman Başbakan 8 Şubat 2016 tarihinde Ankara’ya yaptığı sıradışı ziyaretinde göçmen sorunu başta olmak üzere 10 maddelik kapı gibi bir mutabakat planı sağlamış, Erdoğan’dan öylesine sözler almışken, zaman aşımına uğramayacak soykırım için şimdi Erdoğan’la ters düşmek hiç olur muydu?
Nato’nun Ege’ye göç sorunu için çağırılması, karada-havada ortak güvence tedbirleri, Nato’nun Türkiye karasularına girebilmesi için mevzuatın uygun hale getirilmesi (belki yeni bir tezkere), buna bağlı olarak Gayrı Askeri Statüdeki Adaların silahlandırılma (!) gerekliliği; Frontex (AB Sınır Güvenliği) ile ilişkiler gibi çok hassas başlıkların bulunabileceğini tahmin ettiğimiz 10 maddelik Mutabak Planı’nın suya düşmesine göz yummak ne mümkün?
AB sığınmacı felaketinden bir sıyırsın, hele şu köprü bir geçilsin...
Ayrıca; sığınmacı akınını Berlin’in hatalı politikalarına bağlayan AB üyesi ülkelerle her gün arası biraz daha açılan Sn. Merkel’in Erdoğan’la bir kez daha zıtlaşması, liderliğinin geleceği açısından da düşünülebilir miydi?
10 maddelik Mutabakat’la Moskova’ya verilen siyasi mesajlar, işin yine başka stratejik bir yanı...
Soykırım kararı da siyasi konjonktür emrederse, mülteci müzakereleri nedeniyle sessizce rafa kaldırılabiliyormuş.
MÜLKİYET TALEPLERİ BAKİ
Ayrılıkçı Kürtlere olduğu kadar diasporaya da yakın Yeşiller ve Sol Parti’nin soykırım konusundaki olağanüstü çabasından vazgeçecekleri konusunda yanılmayın. Serde soykırım kararıyla (!) devreye girecek mülkiyet talebi var.
Demir attıkları nokta: Birleşmiş Milletler kararlarına göre soykırımın failleri, suç ortakları ve onların halefleri, açılacak tazminat ve iade davalarından muaf tutulmadıkları gibi tarihsel varlıkları da tartışılır. Özetle: Osmanlı’nın halefi Türkiye Cumhuriyeti sorumluktan muaf tutulamaz, Ermeni ve Rum varlıklarının tazmini ve iadesinden kaçamaz.
Türkiye’nin içerden ve dışardan hangi ikiyüzlü politikalarla kıskaca alındığının resmi ortada. Halkına sormadan Batılı güçlerin bölge zabiti göreviyle savaşa giren, benim diyen koca Avrupa Birliği’nin bile göğüsleyemeyeceği milyonlarca sığınmacının sorumluluğunu halkının sırtına yükleyen bir sistem.
Türkiye, NATO’nun Ege’ye konuşlandırılmasının bedeli daha ne ile ödeyecek henüz bilinmiyor.
Berlin, Ermeni konusunda Türkiye’den ne mi bekliyor? O da haftaya, içiniz daha fazla kararmasın.