19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Söz, Milli Meclis Başkanımızın!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Bugün 23 Nisan 2020. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir şiarı ile yeni bir Türk devletinin kuruluşunun gerçekleşmesini sağlayan 23 Nisan 1920’nin 100'üncü yıldönümüdür, kutlu olsun.

Ankara’da açılan Büyük Millet Meclisi egemenliğin padişahtan alınıp, millete teslim edildiği ve milli mücadelenin kendi devletini kurmak için ilk adımı attığı büyük bir gündür.

2 Mayıs 1920 tarihinde ilk Meclis Hükümeti toplanmış, 5 Mayıs 1920 tarihinde ise, Büyük Millet Meclisi, Ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin doğduğu ilk toplantısını gerçekleştirmiştir.

Millet Meclisi, 9 Şubat 1921 tarihli kararname ile ilk kez “Türkiye” adını kullanarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi unvanını almıştır.

***

Bu anlamlı ve çok büyük günde, TBMM önceki başkanlarından değerli hukukçu, siyaset ve devlet adamı Sn. Hüsamettin Cindoruk’un 23 Nisan mesajını siz değerli okurlarımızla paylaşmayı arzu ettim. Söz, Millet Meclisimizin Başkanı Sn. Hüsamettin Cindoruk’un;

“…Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir asır önce açıldı. İyi işleyen demokratik rejimlerde her parlamentonun değişik bir öyküsü vardır. Yüce meclisin ise bir destanı var.

1918 de, son padişahın, düşman donanmasının bir gemisine iltica etmesi ile Osmanlı Devleti’nin farazi otoritesi sona ermişti. O gün, Türk Milleti'nin bir niteliği, gücü ortaya çıktı:

Milli devlet kurmak geleneği, ustalığı, direnci. Milletimiz, elde kalan milli araçlar ve evlatları ile yeni devletinin mimarisini ortaya koydu. Anadolu’da ve Trakya’da, otuz halk kongresi toplayan milli bilinç, yeni bir devletin niteliğini; normlar, kararlar, hedefler tespit ederek yola koyuldu.

Sonuçta, 23 Nisan 1920’de Türkiye Meclisi toplandı. Bir millet devleti kuruldu. Bu devlet bir Meclis devletidir. Türklerin, törelerine göre ilmik-ilmik ördüğü bir otağın açılışıdır. 29 Ekim 1923’de devletimizin adı ve siyasal niteliği ilan edilmiştir. Kök hücre, Millet Meclisi'dir. Bu meclis, parlamentoya dayalı ilk hükümeti kurmuş, ardından başkomutanı olduğu milli ordumuz ile düşman işgaline son vermiştir. Üstelik, Atatürk’ü hem başkomutan hem başkan hem de cumhurbaşkanı seçen bu meclistir. Savaşırken, yetki ve görev verirken demokratik tartışmaları da yürüten bir yüce meclis var. Lozan Antlaşması’nın gerçekleşmesinde gösterdiği özen, müzakere özgürlüğü, aldığı sonuç ise bir diplomasi başarısıdır. Al bayrağı, İstiklal Marşı’nı, ilk anayasayı, başkent Ankara’yı bu meclis gerçekleştirmiştir. Kuşkusuz, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarihten, milletten ve deneyimden süzülüp gelen kurucu gücü, üstün ve sürekli bir kudreti temsil eder. Anayasa hukuku, uygulaması bir bilim düzenidir. Devletlerin, temel kuralları da, uygulaması da Anayasa bilimine dayalı bir pratiktir. Yüz yıllık parlamentonun, cumhuriyetin denge; gözetim, yönetim ve denetim gücü olduğu tartışılmaz bir olgudur. Yüce meclis, tam temsil ve milli iradenin münhasır gücüdür. Bu gücünü Afrikancı başkanlık, hegemonya kurguları ile paylaşmaz. Yürütmenin yönlendirdiği bir yasa atölyesi olmayı kabul edemez. Etmemiştir.

Darbe hukukunun getirdiği kurucu meclis, danışma meclisi modelleri işlevsiz kalmıştır.

Türkiye, millet, büyük kavramları bu meclisimize de cumhuriyetimize de çok yakışıyor. Türk Milleti'ne de. Cumhuriyetimizin kurucusu yüce meclisin bu değerinin, destanının sürmesi dileği ile yüzüncü yılı kutluyorum 1991 – 1995 dönemleri TBMM Başkanı Hüsamettin CİNDORUK…”