TGB’den gelen telefon!

Geçen hafta evimde Kovid-19 salgınına ilişkin gelişmeleri izliyordum.

Telefonum çaldı. Karşımdaki genç bir ses önce kendisini tanıttı ve Türkiye Gençlik Birliği'nden (TGB) aradığını söyledi. Nazik bir biçimde benim için yapabilecekleri bir şey olup-olmadığını sordu. Herhangi bir alış-veriş, ilaç vb. ihtiyacım olursa yardıma hazır olduklarını söyledi. Ben de duyarlılıklarına ve ilgilerine teşekkür ederek, herhangi bir talebimin olmadığını söyledim. Henüz 65 yaşıma gelmediğim için dışarı -gerekirse- çıkma şansımın hala olduğunu da -şakayla karışık olarak- belirterek vedalaştım.

Telefonu kapattıktan sonra, hem biraz şaşkındım, hem de oldukça mutlu.

Esasında, TGB’nin böyle bir yardımlaşma ve dayanışma faaliyetine başlayacağına dair kamuoyuna yaptığı açıklamayı daha önce okumuştum.

Ama bunun fiilen hayata geçirildiğini bizzat görmekten de çok memnun oldum doğrusu.

Yaşanan salgında toplumsal sorumluluk ve dayanışma duygusunu özveriyle zirveye çıkaran, hepsi pırıl pırıl, büyük çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu TGB’li gençler, çalışkan-disiplinli ve örnek davranışlarından ötürü her türlü takdiri hak ediyor bence.

TGB’lilerle, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına karşı demokratik bir kuvayı milliye anlayışı ile kendiliğinden bir araya gelen, Sn. Hüsamettin Cindoruk’un Başkanlığındaki, Milli Anayasa Forumları ve Milli Egemenlik Hareketinin toplantılarında bir araya geldik ve tanıştık.

TGB’nin 10 yıl önceki önderlerinden Mustafa İlker Yücel ve Çağdaş Cengiz başta olmak üzere, istisnasız hepsinin laik-demokratik bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine ve kurucu Ata’mıza gönülden bağlılıkları hem gençliğin dinamizmi ve cesaretiyle, hem de terbiyeli ve saygılı tavırlarıyla, ortaya koydukları demokratik milli mücadele ve kumpaslara karşı direnişleri beni çok etkilemişti o zaman. Bugün de memnuniyetle görüyor ve izliyorum ki, aynı bilinç ve kararlılıkla yollarına devam ediyorlar.

Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözünün ilelebet takipçisi ve milletimizin de umudu olacak bu gençlere selam olsun, iyi ki varlar.

***

NOT: Kovid-19 salgını nedeniyle cezaevlerindeki yoğunluğu kısmen azaltabilmek amacıyla, bir infaz yasası düzenlemesi gündemde.

Mafyasından, devleti soyanına kadar birçok ağır ceza hükümlüsünün yararlanacağı söylenen bu infaz yasasının, halen tutuklu olan, yazıları, kitapları ve araştırmaları ile kamuoyunun yakından tanıdığı ve takdir ettiği gazeteci ve yazarlar; Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in tutuksuz yargılanmalarına da imkan sağlayacak bir şekilde düzenlenmesinde büyük yarar var bence.

Aksi durum, fiilen yargısız infaz anlamına gelir. Kamu vicdanını ve adalet duygularını yaralar.