19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk basınından izlenimler: Şeyh-ül Muharririn Burhan Felek (1889 -1982)

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-

Burhan Felek basın tarihimizin anıtlaşmış isimlerinden biridir. Çocukluk yıllarında okumaya başladığım ‘Cumhuriyet’ gazetesindeki yazılarında, diğer köşe yazarlarından çok farklı bir biçem (üslup) kullandığını zamanla çok iyi anladım. Basınımızın usta yazarlarının, yazılarıyla getirmiş oldukları düzeyli yorumlar, aynı zamanda onların kişiliklerinide yansıtıyordu. Önce ‘Cumhuriyet’ gazetesinde daha sonra da ‘Milliyet’ gazetesinde severek okumayı sürdürdüğüm Burhan Felek hocamla, o zamanki adıyla İstanbul Gazeteciler Cemiyeti olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) başkanlığı döneminde tanıma olanağını buldum. Sedat Simavi’nin ardından iki farklı dönemde (1949-52, 1959-82) TGC başkanlığını sürdürdüğü yıllarda, gazeteciler adına çok önemli projeleri hayata geçirdi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuduğu yıllarda; güreş, atletizm ve futbol ile ilgilenen Felek, 1907 yılında Üsküdar’da arkadaşlarıyla birlikte Anadolu Spor Kulübü’nü kurarak, Türk spor tarihine, Anadolu Spor Kulübü’nün hem kurucusu hem de futbolcusu olarak geçti. Sporla ilgisi yaşamı boyunca devam eden usta yazar, 1924 yılında kurulan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK)’nin kurucuları arasında yer aldı. TMOK Genel Sekreterliği görevinin ardından 21 yıl süreyle, TMOK Başkanlığı görevini üstlendi.
Üniversiteden mezun olmasının ardından bir süre hukuk müşavirliği, öğretmenlik ve avukatlık yapmış olsa da spor ve gazeteci kimliği öne çıkmıştır. 1909 yılında amatör olarak İdman Dergisi’nde başladığı fıkra yazarlığını, 1910 yılında profesyonel olarak Donanma Dergisi’nde sürdürdü. Türk fotoğrafçılığının ilk ‘basın fotoğrafçısı’ olarak adlandırılan Felek, 1918 yılında Tasvir-i Efkâr Gazetesi’nde spor ve foto muhabiri olarak çalışmaya başladı. Sırasıyla; Vakit, Vatan, Yeni Ses, Alemdar ve Tetebbu Gazeteleri’nin fıkra ve mizahî hikâye yazarlığı yapan Felek, daha sonra, 29 sene yazılarını yazacağı Cumhuriyet Gazetesi’ne geçti. 1969 yılında, Milliyet Gazetesi’nde yazmaya başlayan Felek, yaşamının sonuna kadar Milliyet’te sürdürdü.
1974 yılında, dünyanın en yaşlı gazetecisi ve dünyada en uzun süre gazetecilik mesleğini sürdürmesi nedeniyle, yazarlığın zirvesindeki kişilere verilen ‘Şeyh-ül Muharririn’ unvanı verildi. TGC, Şeyh-ül Muharririn Burhan Felek adına düzenlediği, ‘Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri’ ile ölümsüzleştirek anlamlı bir çalışmaya imza attı. Burhan Felek adının böyle bir ödül organizasyonu ile yaşatılması, Türk basınımızın büyük ustamıza gösterdiği değer ve saygının bir ifadesidir. Gazetecilik yaşamında, 50 yılını doldurmuş gazetecilerin ödüllendirildiği bu organizasyonda, gazetecilik yaşamında 65 yılını doldurmuş bir gazeteci olarak ‘Hizmet Ödülü’nü gururla aldığımı ifade etmeliyim.
Burhan Felek aynı zamanda ‘Üsküdarlı olmak bir meziyettir’ sözünü edecek kadar büyük bir Üsküdar tutkunuydu. Yaşadığı semtin, geçmişten uzanarak günümüze gelen tarihsel kimliğini anımsayarak, zaman zaman dillendirirdi. Vefatının ardından Üsküdar’da onu unutmadı. Bu çok önemli gazeteci ve spor adamının adını, Üsküdar’da bulunan bir eğitim kurumunun ve spor tesislerinin tabelalarında yaşatıyor.
Türk basın tarihimizin seçkin ve duayen kavramını aşarak, ‘Şeyh-ül Muharririn’ unvanına layık görülmüş tek ismidir. Renkli kişiliği ve çok yönlü bir yazar olarak hafızamda yer edinmiştir.