18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ukrayna barışı imkansızlaşırken

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Savaşın başlarında Ukrayna hükümeti, olası bir barış planına soğuk bakmıyordu. Ancak Batılılar, Ukrayna’nın barış anlaşması yapmasını engellediler. Antalya - Dolmabahçe sürecinde oluşan mutabakatın İngiltere’nin baskısı ile uygulanamadığını artık herkes biliyor.

Hatırlayalım, Türkiye’nin arabuluculuğu ile şekillenen koşulları Rus tarafı kabul etmiş, Ukrayna tarafı ise prensipte mutabık kalmakla beraber Zeleskiy’in onayı için birkaç gün süre istemişti. Ne olduysa o arada oldu, dönemin İngiltere başbakanı baskın bir ziyaretle Kiev’e gitti ve Zelenskiy yönetimi barış görüşmelerinden çekildi.

Burası çok kritik: Türkiye’nin başlattığı barış sürecinden çekilen taraf Rusya değil, Ukrayna oldu. Mutabakata dair olumlu bir yanıt vermedikleri gibi olumsuz yanıt da vermediler. Yani süreci fiilen sonlandırdılar.

Buradan ne anlıyoruz? Batılılar, sadece Ukrayna’nın barış yapmasına değil, aynı zamanda barışın Türkiye eli ile tesis edilmesine de karşılardı.

Şimdi Türkiye’nin Ukrayna üzerindeki ağırlığını artırma çabası biraz da bu yüzden olabilir. Türkiye, Rusya’nı tepkisini çekmek pahasına bazı Azov subaylarını Ukrayna’ya iade etti ve hemen ardından “Ukrayna’nın NATO üyeliğini destekliyoruz” dedi. Bunlara yönelik Rusya’dan ciddi bir tepki gelmedi, aksine “Türkiye’nin durumunu anlıyoruz” denildi.

Batılılar bile Ukrayna konusunda çok tedirginken Türkiye’nin böyle bir tavır takınması, yeniden başlatmayı düşündüğü barış sürecinde Ukrayna’nın masadan kalkmasını engelleyecek etkiye ulaşma taktiği olabilir.

ŞİMDİ UKRAYNA BATIYA ŞANTAJ YAPIYOR

Öte yandan, Ukrayna ile Batılıların barış konusundaki tutumlarının yer değiştirdiği görülüyor. Başlarda barışa eğilimli olan Ukrayna yönetimi, Batılılar tarafından engelleniyordu. Şimdi ise tersi bir durum var. Batılılar ne zaman barış ihtimalinden söz açsa, Ukrayna tarafından “insanlığa ihanet etmekle” suçlanıyorlar. Başlarda Batılılar Ukrayna’ya şantaj yapıyordu şimdi Ukrayna onları avucuna almış gibi duruyor.

Zelenskiy yönetiminin “ne pahasına olursa olsun savaş devam etmeli” demesinin pek çok farklı sebebi olabilir. Rusya’yı gerçekten yenebileceklerini düşünen bir grubunu hala ipleri elinde tutuyor olma ihtimali güçlü. Ancak, Ukrayna hükümeti içindeki büyük yolsuzlukların da savaş ısrarı ile bir ilgisi olabilir. Sıkça konuşulan bir iddia ise Ukrayna yönetiminin iplerinin Batı’daki küreselci bir azınlığın elinde olması.

Zelenskiy’in danışmanlarından Podolyak’ın “Barış için Rusya’nın toprak kaybetmeye razı olması, hatta ismini bile değiştirmeyi kabul etmesi gerekir” demesi, Ukrayna’nın barış fikrine ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Daha vahimi ise Ukrayna toplumunun büyük oranda bu fikirleri paylaşması. Ukrayna’ya yakından bakan uzmanlar Ukrayna açısından değişimin çok zor olduğunu söylüyorlar.

ABD, UKRAYNA’YA TESLİM

Batı kamuoyunun savaşın sürgit devam etmesinden duyduğu rahatsızlık çok açık görünür hale geldi. ABD’de “Ukrayna’ya verilen destek kesilmelidir” diyenlerin oranı ilk kez %55’i buldu. Avrupa ülkelerinde bu oran çok daha yüksek. Avrupalılar hem ekonomik sıkıntıdan bunaldılar hem de savaşın Avrupa’ya yayılmasından korkuyorlar.

Herkesin uzlaştığı nokta ise barışın ancak ABD ile Rusya’nın doğrudan görüşmesi ile mümkün olacağı yönünde. Ancak ABD hükümetinin Ukrayna’ya rağmen böyle bir girişimde bulunma ihtimali çok zayıf. Çünkü Ukrayna, bugüne dek ABD’de görülmüş en büyük lobi gücüne sahip.

Washington merkezli Quincy Enstitüsünün raporuna göre lobicilik firmaları, 2021 yılı içinde Ukrayna lehine 13.541 çalışma yapmışlar. ABD’deki en güçlü lobiye sahip olduğu bilinen Suudi Arabistan için aynı dönemde yapılan faaliyet sayısı 2.834. Yani Ukrayna savaş başlamadan hemen önceki yıl Suudlar’dan bile 5 kat daha fazla lobicilik yapmış. Yasal verilere dayanan bu rakamlar, Ukrayna’nın ABD’de istediği gibi kamuoyu oluşturabilecek bir güce sahip olduğunu, basını ve siyaseti istediği gibi yönlendirebileceğini gösteriyor.

Yani, ABD’de “Ruslarla anlaşıyoruz” diyecek siyasetçinin vay haline, hem de seçimlere bu kadar kısa bir süre kalmışken!

ABD’deki bu sıkışmışlık Türkiye açısından bir fırsat olabilir mi? Türkiye barış masasını yeniden kurabilir mi? Anlaşılan o ki bu noktada asıl sorun yine Ukrayna’yı masaya oturtmak olacak.

Ukrayna Rusya ABD