Yeşile boyayın gitsin!
Başlarındaki zat o kadar pervasız ki arkadaşların, 3-5'i bir araya gelip vaziyeti toparlamaya çalışsalar da olmuyor. Oncasının ustaca kıvırtma çabasını, bir ustabaşı boşa çıkarıyor. Sadece düşman gördüğü yüzde 50 ile değil, yol arkadaşlarıyla da derdi var sanki... Kimse yemese de, "kızlı-erkekli" rezaletinin ihalesi apart yurtlara bırakıldı şimdilik. Öğrenci Evleri konusuyla takke bir kez daha düştü, tanıdık "beyin" yine kıvrımlarındakilerle ortaya çıktı!
Kimden öğrendiyse kutuplaşmanın işine yarayacağını, abandıkça abanıyor. Kendisiyle eşit sosyo-kültürel seviyedeki yüzde 50'sinin bir bölümü, her söylemden vazife çıkarıyor. Taktiği işliyor ama ayrışma, gerginlik geri dönüşsüz yola giriyor. Derinlikli bir adamdan değil, dilinden düşürmediği demokrasinin tarifi için, kabul görecek 5 cümle kuramayacak birisinden söz ediyoruz.
Yeni 'Ofsayt kralı'
Gündem tahterevallisinin bir ucuna, sırtındaki küfeye kâh içki yasağı, kâh Topçu Kışlası, kâh kürtajı yükleyerek olanca ağırlığıyla çökünce Ustabaşı, diğer uçtaki kamuoyu havaya fırlıyor haliyle... O zaman da hazır kıta bekleyen Acil Yardım ekibi devreye girip, ya küfedekini boşaltmaya ya da karşı tarafı dengelemeye koşturuyorlar ki, genellikle iş işten geçmiş oluyor. Bu, "aslında öyle demediydi" ekibinin uzman "yumuşatıcı" personeli Bülent, Hüseyin, Bekir ve Ego'men Beylerden oluşuyor. Helâk oluyorlar her seferinde; hele 70'ine dayanmış Bülent Bey için-Haluk Koç'un benzetmesiyle- "ofsayt kralı"na dönüşmek, tarz-ı siyaset haline gelmiş durumda.
'Arıza bakan' dediler
Konu üniversite gençliğini ilgilendirince, gözler de gençliğin "karizmatik Suat Abi"sini aradı. Çünkü o Spor "bakanı" olduğu kadar Gençlik "bakanı" da... Suat Abi, sıfatıyla müsemma, sadece bakıyor; yetki ve sorumluluk alanında fırtına kopuyor memlekette, o, iki gün sonra ancak pozisyon alıp ortaya çıkıyor. Çıkmasıyla çıkmaması fark etmiyor gerçi.
Kredi Yurtlar Kurumu kendilerine bağlı malumunuz. Uzun uğraşlardan sonra başına bir ilahiyat profesörü getirdi bu yıl. Bu uğurda mücadele ederken, Yeni Şafak gazetesinin manşetinde, "Arıza Bakan" olarak tanımlandı. Adamının 3 kararnamesi Başbakan'dan döndüyse de pes etmedi ve kendini ortaya atıp, 10 yıllık eski genel müdürü gönderdi. Bu inada değer bir durum var demek ki...
Kredi yurtlar kurumu
Kredi Yurtlar'ın 2013 bütçesi, 5 milyar 328 milyon 558 bin lira. Yeni öğrenci yurdu yatırımına karşılık gelen bütçe kalemi "Gayrımenkul Sermaye Üretim Gideri"ne ayrılan paysa, 491 milyon 424 bin lira. Yani bütçenin sadece yüzde 9'u. Dünyanın 16. ekonomisiyiz diye gerinenlerin, İstanbul'a kanal fantezisi peşinde koşanların, örtülü ödenekte 2 yıldır 1 milyar sınırını aşarak Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kıranların gençlerine ayıracak yurt parası bu kadar demek! Bu Yurtkur ki; Kamu Spotu filmi yaptırmaya bile 117 bin lira ödemiş bir hovardadır.
Elbette bu, Suat Abi'nin boyunu aşan bir siyasi tercih. Özü; çaresiz ve parasız çocukları, cemaatlerin kucağına mahkum etmek. Adı Yurtkur ama yeni yurt kurmak bir yana, mevcutlara göz dikiyorlar. Ankara'nın göbeğindeki koskoca Tahsin Banguoğlu yurdunda, önce inşaat hakkını yüzde 150'ye çıkarıp, peşinden orayı Kentsel Servis Alanı ilan etmişlerdi. Çünkü o bölgenin rantı sağlamdı ve niyet, yurdu AVM'ye çevirmekti. Gençlik "bakanı", Çevre ve Şehircilik "bakanı" ne cevap verdi acaba buna?
Suat Abi'yi aşan işler
Dedik ya Suat Abi'yi aşar bu işler... O, Gençlik Treni'ndeki, Gençlik Barış Gemisi'ndeki "kızlı-erkekli" riskleri(!) küçültme peşinde. Yine de Akit'e yaranamıyor, o ayrı... Ülke genelinde üniversitelerde okuyanların sayısı 4 milyona yakın, yurtların kapasitesi ise 300 bin civarında. Adam, sorumlusu olduğu bu tablodan utanacağına, üste çıkıyor bir de! Arakan'daki Müslümanlardan önce, kendi Müslümanına bak sen! Türedi zenginlerini kendi evlatlarına barınak yapmaya seferber etsene bütçen yetmiyorsa... Tuskon'lar, Müsiad'lar, Tüsiad'lar, TOBB'lar bir el atıverse ya... Yere göğe sığdırılamayan TOKİ omuz verse ya... Ama olmaz, hesabın şaşar sonra! Senin derdin başka...
Kasımpaşa olsun
Lafım ortaya... Madem ki bu "adını bilmediğiniz" millet size yetkiyi verdi, istediğinizi yapabilirsiniz elbette, demokrasi böyle bi'şi zaten... Mesela; "Gençliğe Hitabe"yi yeniden kaleme alıp, gereksiz gördüğümüz bölümleri çıkaracağız deyin. Kadınlara sporu tamamen yasaklayın. Fenerbahçe'yi ele geçiremezseniz-ki zor görünüyor- Bölgesel Amatör Lig'e düşürün, maçlarını seyircisiz oynatın ve bir daha da çıkamaması için gerekli tedbirleri alın. Beşiktaş Çarşı'sına çöl kumu döktürüp, "deve turizmi"nin cazibe merkezi haline getirin.
Dopingi serbest bırakın, madalya ve kupadan geçilmesin memlekette, bu başarıyla 2071'e kadar oylarınızı artırarak yüzde 130 oyla iktidarda kalın. İdam cezasını geri getirin, tribünde "Gezi-mezi" demeye kalkanları Gezi'nin ortasında sallandırın! A Milli Takımı temsil hakkını 49 yıllığına bedelsiz olarak Kasımpaşa'ya verin, sözleşmeye sonraki 49 yılın opsiyonunu koymayı unutmayın.
Maçlardan önce İstiklal Marşı okunmasını yasaklayın, yerine Mehter Marşı'nın ilk bölümünü okutun. "İngiltere'nin Süt Kupası vardı da, bizim Ayran Kupa'mız neden olmasın?" parlak fikriyle harekete geçin. Gördüğünüz gibi yapacak şey çok daha... Baktınız ki zıvanadan çıktınız; son olarak "iki ayyaşın mezarını" yeşile boyayın! Bunları deneyin ama "Hak ve özgürlüklerin teminatıyız!" demeyi sakın unutmayın...