Kripto Türkiye

Kripto Batı dillerine Aramiceden geçmiştir. Gizli, saklı veya şifrelenmiş demektir. Abdullah Gül için 'kripto Ermeni' olduğu iddiası yaygındır. Abdullah Öcalan 'kripto Ermeni'. Fethullah Gülen 'kripto Ermeni'. AKP'li Ahmet Aydoğmuş, "Bugüne kadar Türklüğümün hiç bir faydasını görmedim" demişti. 'Kripto Ermeni' olma ihtimali yüksek(!). Alparslan Türkeş 'kripto Ermeni veya Yahudi'. Devlet Bahçeli 'kripto Ermeni'. Kemal Kılıçdaroğlu 'kripto Ermeni'. Ahmet Davutoğlu 'kripto Yahudi'. Koçlar 'kripto Ermeni'. Emine Erdoğan 'kripto Yahudi'. Ülker ailesi 'kripto Yahudi', Eczacıbaşı ailesi 'kripto Hristiyan veya Yahudi'. Tayyip Erdoğan haliyle 'Gürcü'. Sağ cenahta politika yapan radikal güruh uzun bir dönem Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşlarını 'kripto Ermeni' olarak propaganda ettiler. Ermeni kökenli gazeteci-yazar Hrant Dink 'kripto Türk' müdür? Türklere hakaret ettiği için mi? Emperyalizmin oyun ve projelerine dikkat çektiği için mi? Yoksa "Kürt" kardeşlerimize Diyarbakır'da "tarihte Ermenilerin yaptığı hataları yapmayın. Emperyalizme kendinizi kullandırtmayın" dediği için mi katledildi? Tetiği çeken katiller ve onların efendileri Türk müdür? En nihayet, "Perinçekler Ermeni kökenli" diye bir kampanya başlatıldı. İşin tuhaf tarafı şu ki, bu iddiayı ABD merkezli 'Ermeni' siteleri ortaya atmış. Burada 'saçma' olan husus şudur ki, koruyacağı ve saklayacağı yerde, Yahudiler 'kripto Yahudileri', Ermeniler de 'kripto Ermenileri' teşhir etmektedir(!)

Ermeni değil, emperyalizm karşıtlığı

Doğu Perinçek bu tarihte İzmir'den milletvekili adayı idi. Doğu Perinçek, bu iddiaya yer veren Haber Türk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya 7 Nisan 2011 günü bir açıklama iletir. Bu açıklamaya yer verilmez. Daha önce de Perinçek'in 'Ermeni soylu' olduğunu yayan AKP Isparta Milletvekili Ömer Bilgin, Türk Solu ve Cronicle dergileri 'yalan haber' yaydıkları için farklı mahkemelerce tazminata mahkûm edildiler. Perinçek, "dört koldan soyumuz Türk ve Müslüman. Hayatımın hiçbir anında 'Ermeni aleyhtarlığı' yapmadım. Aksine Ermenileri koruyan, çok sayıda Ermeni dostu olan bir aileden geliyorum. Ermeni soykırımı yalanına karşı yürüttüğüm mücadelede hedef, hep emperyalist merkezler olmuştur" açıklamasını yapmak zorunda kalmıştır.

Mehmet Perinçek, Türkiye'nin iftihar etmesi gereken bir liyakatli değeridir. Genç akademisyenimiz uzun seneler Rusya arşivlerinde çalışmalar yaptı. Ermeni meselesini Rus ve Ermeni kaynaklarına binaen ayrıntılı olarak ortaya koydu. Türkiye'ye onlarca bilimsel eser kazandırdı. 'Soykırım' yalanını çürüttü. 'Kripto Ermeni' Perinçek 'Ermeni' yalanı üzerinden saldırılara maruz kalan Türkiye'ye siper oldu. İşin komik tarafı, Türkiye'yi idare ettiği iddia edilen 'kripto Ermeniler', İstanbul Üniversitesi araştırma görevlisi 'kripto Ermeni' Mehmet'in görevine son verdi. 'Kripto Ermeni' babası Doğu Bey 'kripto Ermenilerin' iktidarı tarafından ömür boyu hapse mahkum ediliyor. Eşinden, çocuklarından, dostlarından, sevdiklerinden ve âşık olduğu görevinden mahrum bırakılıyor. Bu 'kripto Ermeniler' tımarhanelik veya sadist filan olmalı.

Gül, Suriye düşmanlığı yapmazdı

Varsayalım ki, Türkiye'nin tepesinde oturan Abdullah Bey 'kripto Ermeni'. Ama bunda da bir bit yeniği var. Abdullah Bey Ermeni ise Suriye'ye en çok sahip çıkması gereken kişi olmalıydı. Neden mi? Çünkü tehcir döneminde 'atalarına' yurt olmuş ülkedir Suriye. Ermeni kardeşlerimizin ana dilde eğitim yapabildiği, anadilde gazete çıkardığı, kültürlerini, dinlerini kanun koruması altında özgürce yapabildikleri ülkedir Suriye. Ermenistan ve Dünya Ermenileri Suriye'ye her daim şükran borçludur. Abdullah Bey Ermeni asıllı olsaydı, bugün Suriye'ye sahip çıkar, kollar ve savunurdu. Dünyanın cehenneminden devşirilen cinayet ve harami şebekelerine Türkiye'nin ev sahipliği ve polisi olmasına izin vermezdi. Türkiye Türkleri tarih boyunca Ermeniler ile samimi ve sadık ilişkiler kurmuşlardır. Türkler, Arapları Kavmi Necip, Ermenileri Kavmi Sadık ad etmişlerdir. Abdullah Bey Ermeni asıllı olsaydı en çok Türk milletine sahip çıkardı. Onun 'kavmini' kavmi sadık olarak telakki eden Türk milletinin gurur kaynağı Türkiye Cumhuriyeti ve bu Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü Devlet Nişanından çıkarmazdı.

Utanmadan...

Aslında burada sorulması gereken en önemli soru şudur: Ülkemizde neden bu kadar yaygın 'kripto kimlikli' fertler veya topluluklar mevcuttur? Vatandaşlarımız niçin 'kriptolu' yaşamak zorunda kalmışlardır. Gayrımüslim kardeşlerimiz bir yana, Anadolu'nun 'Türkleşmesinde' etkin rol oynayan Alevi kardeşlerimiz bile uzun bir dönem niçin 'kriptolu' yaşayıp mezhep kimliklerini saklamak zorunda kalmışlardır? Türkiye'de ABD Büyükelçisine düzenli raporlar vermekten ve ülkelerine karşı ihanet içinde bulunmaktan utanmayanlar belli iken, ABD'ye bir panele konuşmacı olarak davet edilen eski Donanma Komutanı ve Aydınlık yazarı Türker Ertürk ABD'ye gitmekten dolayı neden uzunca bir açıklama yapmak zorunda kalır? 'Türk' üniversitelerinde ABD menfaatlerini öğretmekten ve temsil etmekten utanmayanlar mevcutken, KKTC'de mevcut olan Girne Amerikan Üniversitesi'ne müracaat eden bir akademisyen Amerikan eğitimini yayan bir üniversiteden görev talebinde bulunduğu için niçin saldırıya uğrar?

BDP Diyarbakır Milletvekili 'Müslüman' Altan Tan da Erzurum'un adının 'Erzerom' olarak değiştirilmesi için kanun teklifi verdi. 'Erzerom' Arpaçadır. Arz-ı Rum anlamındadır. Yani 'Rum toprağı veya 'Rum Diyarı' manasına gelir. 'Müslüman' Altan Tan, Türk Milletinin orijinal ismine dokunmadığı Erzurum veya Erzerom (Rum Toprağı) ismini niçin tartışma konusu yapar. 'Müslüman' ve 'Kürt' olduğunu iddia eden birisi niçin bu denli bir bihuş ve bilgisizliğe yeltenir?

Gayrimüslim kadar Türk ve Müslüman da ihanet etti

Hassas, kırılgan ve her daim dış müdahale ve tecavüzlere maruz kalmış bir coğrafyada yaşıyoruz. Doğrudur, Türkiye'nin Türk milletine bırakılmayacak kadar ABD ve şürekâları için değerli olduğunun idraki içindeyiz. Şüphesiz ki, insan, milli kimliğine, halkına, benliğine, bağlı olduğu dine, mezhebe, cemaate veya çıkar elde ettiği zümreye hizmet eder. Genel siyasi kültür, çözülme, ayrışma ve çöküntüyü iktisadi-siyasi sebepler, savaşların mali yükü, egemen zümrenin sınırsız tamahı ve şatafatlı nafakaları, ilim ve bilimin ihmal edilmesi bunların yerine dini hurafelerin yer alması zaviyesinden bakmaz. Kısacası meselenin 'sınıfsal' boyutu bilinçli olarak ihmal edilir. Popüler tarihçilik daha kolay ve daha cazibeli olduğundan sorumluluk ve ağır fatura, 'Türk' beylerin, padişahların veya devlet başkanlarının izdivaç yaptığı 'Yahudi veya Hristiyan' kadınlara kesilir. Hiç şüphesiz, bazı Gayrimüslim ve Türk olmayan fert veya grupların maslahatlarını yabancı müstevliler ile tevhit etmiş olmaları bu bozulma ve çöküntü sürecinde etkin olduğu fetretler olmuştur. Ama bu süreçte yığınla 'Müslüman' ve 'Türk' kimlikli hain de mevcuttur.

'Kripto girişimci'nin 6. Gemiciği

Osmanlı imparatorluğun yıkılması veya Türkiye Cumhuriyetinin tasfiye sürecinin ana sebebi olarak Gayrimüslimlerin veya Türk olmayan unsurların mevcudiyeti ile izah etmek tarih bilimine aykırıdır. Müslüman olmanın en önemli şartlarından birisi Salih amel etmektir. Türkiye sevdalısı ve Türk Milletinin necip ve sadık bir ferdi olmanın en önemli şartı ülkenizin egemenliği, bağımsızlığı, huzuru, barışı ve istikrarı için mücadele etmektir. Türk Milletinin onurlu bir ferdi olmak demek, köken itibari ile kim ve nereli olursanız olun farklı büyüklükte olan ama aynı gövdeden beslenen meyve gibi olmaktır. Tarihin en muhtekir ve en mugalatacı iktidarında toplum kripto meselelerle, öğrenci evlerinin namusu ile, türban ile uğraştırılırken, genç 'kripto girişimci' Bilal Erdoğan altıncı ve en büyük gemiciğine kavuştu. 10 Kasım'ın suyu ve hürmeti 'kripto Türkiye' den aydınlık Türkiye için bir vesile oluştursun... Âmin