Metin Göktepe’ye saygısızlık

Metin Göktepe, 8 Ocak 1996’da bir haberi izlerken gözaltına alınmış, “gazeteciye özel muamele” denilerek gerçekleşen polis şiddeti sonucu yaşamını kaybetmişti. 28 yaşındaydı. Dönemin içişleri bakanı, Göktepe’nin “duvardan düşerek” öldüğünü açıkladı, sonra ailesinden özür diledi. Yargılanan beş polis iki yıl bile yatmadan tahliye edildi.
Bilindiği gibi Evrensel gazetesi 1998’den bu yana “Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri” düzenliyor. Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan’da bu yıl 19. kez dağıtılacak ödülleri belirleyecek jüride Ayşe Yıldırım, Ayşegül Doğan, Celal Başlangıç, Ceren Sözeri, Fatih Polat, Fehim Taştekin, Fikret İlkiz, Göksel Göksu, Hıfzı Topuz, Jale Özgentürk, Kamil Tekin Sürek, Mehveş Evin, Nazım Alpman ve Nevin Sungur yer alıyor.
Şimdiden çalışmalarında başarılar dilerim ama jüri listesine baktığım zaman söyleyebileceğim ilk şey, tarafsızlık ilkesinin ne yazık ki hiç gözetilmemiş ve yitirilmiş olduğu...
Nedeni gayet basit ve açık... Diyelim ki tarihi Emek Sineması’nın yıkım sürecine ve Gezi’nin hemen öncesindeki o günlerde karşılaşılan polis şiddeti, gözaltılar ve bugüne dek yaşananlara ilişkin haber yapan bir gazetecinin, ağzıyla kuş da tutmuş olsa bu jüriden ödül falan alamayacağını şimdiden söyleyebilirim. Çünkü çürük elmanın tüm sepeti bozacağı kuralı, yalnızca bağ bahçe işlerinde değil, örneğin jüri çalışmalarında da geçerlidir.

AKP-AVM HİZMETLİSİ ‘SOSYALİST’!
Bu köşede daha önce de yazmıştım (27 Şubat 2015)... “Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri”nin neredeyse sabitlenmiş jüri üyesi olan, 19 yılın 16’sında jüri olarak gördüğümüz gazeteci Celal Başlangıç, Emek’in yıkımını protesto eden sinemaseverlerin polis marifetiyle bastırılması günlerinde, yıkımı gerçekleştiren Kamer İnşaat’ın medya hizmetlisi olarak görev yapmaktaydı. İşi, aldığı para karşılığında medya dünyasındaki ilişkilerini kullanarak Emek Sineması’nın yerine dikilen o ucube hakkında “Şöyle şahane olacak, müze de kuracağız, mumyaları da sergileyeceğiz, yıkmıyoruz üst kata taşıyoruz” gibisinden haberler üretmek, çığ gibi büyüyen olumsuz haberleri engellemek için elinden geleni yapmaktı. AKP’yle iyi ilişkileri bilinen bir inşaat şirketinin ve doğal olarak AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin de Emek’le ilgili “halkla ilişkilerini” yürüten Celal Başlangıç ile ortakları Yurdagül ve Yurdaer Erkoca kardeşler, polis saldırısına uğrayan protestocuları “geri kafalı solcular” ilan etmekten de utanç duymadılar. Yorganı kafalarına çekip “Biz ne hale düştük!” diye soracaklarına, halen sosyalistlik taslamayı da sürdürüyorlar üstelik.
Emek’in yıkımını engellemek isteyen “geri kafalı solculara” yönelen polis şiddetine, işine öylesi geldiği için tek laf etmeyen Celal Başlangıç’ın jürideki varlığı, Metin Göktepe’nin anısına saygısızlıktır.
Metin Göktepe’yi 7 Nisan 2013’te Emek Sineması önünde biber gazıyla, tazyikli suyla dağıtılan kalabalığın arasında, “o haberi” izlerken ve gözaltına alınırken hayal edin, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.