27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK-Hizbullah çatışırken AKP neden izliyor?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

PKK, henüz iktidarla bu kadar içli dışlı olmamışken, “Hizbulkontra” diyerek devletle ilişkilendirdiği Hizbullah’la da uğraşıyordu...

Sonunda 17 Ocak 2000’de, Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu, İstanbul’daki polis operasyonunda öldürülünce, örgütün dağılmaya başlaması en çok PKK’yı rahatlattı!..

Çünkü PKK yandaşları, 1990-1995 yılları arasında Hizbullah saldırıları nedeniyle kent merkezlerinde faaliyet gösteremez olmuşlardı...

Hizbullah, 2000 yılından sonra siyasallaşmaya başladı ve sonunda “Allah’ın Partisi” anlamına gelen “Hüda-Par” kuruldu...

Hüda-Par, yerel seçimlerde halkın karşısına çıkarak “siyasette ben de varım” deyince, eski savaşın külleri yeniden alevlendi!.. Dinci yapının aldığı oylar PKK’yı da düşündürmüş olmalı ki, iki örgüt karşı karşıya gelmeye başladı...

Ekim ayında, “IŞİD’çi” bahanesiyle çok sayıda Hizbullahçı’nın öldürüldüğü unutulmamışken, PKK bu kez Cizre’de Hüda-Par’la çatıştı...

Hüda-Par’lılar “Çatışma yok, PKK saldırdı” derken, BDP’iler olayı her zamanki gibi, “provokasyon” diye niteledi!..

Tüm bunlar, bu savaşta yalnızca iki tarafın da kaybedeceğini kanıtlamıyor; Hizbullah silahları on yıl önce toprağa gömdüğü için, asıl mücadelenin henüz başlamadığı da söyleniyor!.. Nitekim Hüda-Par’lıların, “Şeyh Said Serriyeleri” adı altında silahlanması da çatışmanın büyüyeceğine işaret ediyor...

Anlaşılıyor ki; yalnızca bölgenin huzuru açısından değil, masum yurttaşların güvenliği bakımından da Güneydoğu’daki tehlike büyüyor...

Peki, devlet bu kavgayı neden önlemiyor?.. Asıl soru işte bu!.. Devlet istese, PKK’nın bölgede “tek güç” olma iddiasıyla başlattığı çatışmayı iki saatte sonlandırabilir!..

Ancak AKP iktidarı, PKK ile bir anlaşma yapıldığına yönelik algıyı yıkmak için iki örgüt arasındaki çatışmalara etkili olarak müdahale etmiyor...

“Bakın, biz barış iddiasıyla ne yaparsak yapalım PKK devlet otoritesini ezerek bölgeyi cehenneme çeviriyor” psikolojisi yaratmaya çalışan iktidar, 2015 seçimlerinde güçlü girmek için Kandil-İmralı-Ankara hattındaki “açılım diyaloğu”nda dikkatleri ayrılıkçı-dinci şiddete çekmeyi de amaçlıyor.

Yani AKP, “Ne yaparsak yapalım, Kürt meselesinde devletin iyi niyeti suistimal ediliyor” görüntüsü yaratıyor... Aynı zamanda iktidar, tavizleri nedeniyle güçlenen örgütlerce yaratılan şiddetin sorumluluğundan da sıyrılmaya çalışıyor!..

ŞİŞLİ KAVGASI VE ‘İNTİKAM!..’

Geçen hafta bu köşede, Mustafa Sarıgül’ün TDH’sını yöneten Hasan Aydın’ın, “TDH hazır... Bir gecede kongresini yapar, Halkın Yükselişi Partisi (HYP) üzerinden seçime girer” şeklindeki açıklamasını, “siyasi şantaj mı” başlığıyla yorumlamıştık ya?..

Bu yazının üzerinden bir gün geçmişken, Sarıgül’ün “2015 seçimlerine HYP üzerinden girmek için TDH üyelerini toplantıya çağırdığı ve kurultay hazırlığına giriştiği” medyaya yansıdı!..

Ancak Şişli Belediyesi’ndeki egemenlik kavgasında, oğlunu başkan yardımcılığından istifa ettirmek zorunda kalan Sarıgül’ün siyasi erozyona uğradığını da herkes biliyor...

Sarıgül işte bu yüzden “TDH” manevrasıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir kez daha sıkıştırmaya çalışıyor... Tüm bunlara rağmen herkes biliyor ki; CHP yönetimi artık Sarıgül’ün vekil adaylığına da sıcak bakmıyor...

Çünkü hem TDH yöneticilerinin her platformda CHP’yi “başarısız”lıkla suçlaması ve başı zaten şaibeden kurtulmayan Sarıgül’ün bir de Şişli üzerinden Başbakan Davutoğlu’na malzeme vererek partiyi yıpratması oldukça tepki çekiyor...

Vekil olduktan sonra CHP’de liderlik kavgasına girişeceğinin bilinmesi de CHP yönetimi ile Sarıgül arasındaki mesafeyi giderek arttırıyor...

Peki, Sarıgül’ün 6 ay sonra yapılacak seçimlere HYP üzerinden girmeye çalışması CHP’yi etkiler mi?..  Sarıgül, HYP’yi seçime hazırlamaya girişse de eski havasını kaybetmesi ve çok güvendiği cemaatin de dağılmaya yüz tutması, gelecek planlarını büyük ölçüde boşa çıkaracak...

SARIGÜL’ÜN HAMİSİ BATTAL İLGEZDİ...

Aslında yukarıdaki başlık, “Battal’ın hamisi Sarıgül” olabilirdi ama o eskidendi!!!

Çünkü Şişli savaşında kaybetmesi ve CHP yönetimi nezdinde gözden düşmesi Sarıgül’ü iyice zora sokarken, kendisine iki koldan sürekli el uzatılıyor...

Herkes büyük gücün Beşiktaş Belediyesi’nden geldiğini düşünse de Mustafa Sarıgül’ün asıl kankası, tıpkı kendisi gibi medyadaki yolsuzluk haberlerinin hedefi olan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi...

İlgezdi’nin bir yandan Kılıçdaroğlu’na hoş görünmeye çalışması, diğer yandan da siyaset ortağı Sarıgül’ün rotasından hiç çıkmaması, CHP üst düzeyinin de dikkatini çekiyor...

İkilinin ilişkisinin yoğunluğu yalnızca Emir Sarıgül’ün inşaatlarının Ataşehir’de olmasından kaynaklanmıyor, son yıllarda Sarıgül neredeyse İlgezdi de -sanki genel başkanının arkasındaymış gibi- orada!.. İkili en son Tunceli’ye kol kola gitti.

Ataşehir’de herkes İlgezdi’nin açıklayamadığı ihale rezaletlerinin yanı sıra şunları da konuşuyor; “Sarıgül eğer parti kurarsa, ilk katılacak kişi İlgezdi olacak... Kılıçdaroğlu ise çevresinde dönen sinsilikten habersiz!..”

Kılıçdaroğlu ve İlgezdi’nin Malatyalı hemşehrisi Veli Ağbaba, Ataşehir’e bir müfettiş heyeti gönderseler, hem çiftliğe dönen belediyede ayyuka çıkan rezaletleri hem de Sarıgül-İlgezdi ilişkisinin nerelere vardığını çok rahat anlayacaklar!..