27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Reza Zarrab-Özerklik takası olur mu?

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Adı: Benjamin Weiser.
New York Times muhabiri.
Önceki gün şunları yazdı:
- “17-25 Aralık yolsuzluk soruşturma iddiaları savcı Bharara tarafından Reza Zarrab’ın iddianamesine kondu... Reza Zarrab’ın Recep Tayyip Erdoğan, Emine Erdoğan, Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar ve Süleyman Aslan gibi isimlerle ilişkisi olduğu dosyaya alındı.” Görüldüğü gibi okyanus ötesinde ciddi bir hazırlık var ve bu hazırlığın bazı sonuçları olacağa benziyor.
Bir şey çıkmaz diyebilirsiniz lâkin sözkonusu olan kendini dünyanın patronu gören ABD’dir ve benzer teşebbüsleri ile aldığı sonuçlar ortadadır.
Nitekim Tayyip Erdoğan da bunu bildiği için olsa gerek ABD’deki Musevi lobilerinden destek alma adına apar topar İsrail ile barışma yolunu seçmiştir.
Altı çizilmesi gereken husus, ABD’nin Zarrab üzerinden kesin bir operasyon yapacağı ya da o dosya ile takas kabilinde tavizler isteyebileceğidir. PKK’ya yüzde yüz angaje olup Kürdistan’ı kurmayı kafasına koyan Washington’un başkanlık rejimi ile beraber özerkliği dayatacağı sır değildir.

Fethullah’ın CHP adayı Fikri Sağlar!
Birkaç gün önce Bahçeli giderse Kılıçdaroğu da gider diye yazdık ki şimdiden bunun belirtileri ortaya çıkmaya başladı. MHP’de esen ve sonuç almaya giden değişim rüzgarı CHP’yi etkilemeye başladı.
Cumhuriyet ve Sözcü gibi Kılıçdaroğlu’na angaje gazetelerde Kemal Bey artık açıktan dövülüyor.
Kulislere göre, Kılıçdaroğlu’nun yerine pazarlanan isim ise Fikri Sağlar ki onun şu özellikleri malum:
- Fethullah Gülen’e çok yakın ve Cemaatin kasetlerini açıklayan isim.
- PKK pardon HDP’ye çok yakın ki bu yönü ile ABD ile AB’nin beğenisini topluyor.
- Semra Özal’a çok yakın. Kültür Bakanı iken ABD’de onun şerefine sergiler düzenledi ki gazeteci olarak ben ona Memphis’te tanıklık ettim.

Suriye’ye sevkiyat niye?
Batı Trakya’daki birlikler bile Suriye sınırına kaydırılıyormuş ki bu kaydırmanın ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel’ın önce Kobani ardından Ankara’ya yaptığı ziyaretler sonrasında olması manidardır.
Ne oluyor bilen yok!
Meclis’teki muhalefet müdürlerinin tek derdi koltuklarını korumak olduğu için bu gibi konular gündemlerinde değil.
Amaç PYD’nin sınır hattında fiili durumu yaratıp Suriye Kürdistanını ilan etmesini engellemek ise bunun yolu Suriye’ye asker sokmak değil, derhal Beşar Esad ve Rusya ile barışmaktır.

Sıkıyönetim için daha kaç şehit?
Nerede ise her gün bölükler halinde şehit verilirken sıkıyönetim ilanından kaçmak neden anlayabilmiş değiliz!
Sakın ne fark edecek demeyin, psikolojik etkisi bile PKK’yı sindirmeye yeter.
İktidara sormak lazım, ne olmalı ya da kaç yüz şehit daha verilmeli ki sıkıyönetim olsun?
Yahu sıkıyönetim Anayasal bir uygulama. Bakın Paris’te aylardır olağanüstü hal ilanı var. Bildiri okuyan akademisyenler hedef alınıp, dokunulmazlıklar kaldırılırken sıkıyönetimin demokrasi hassasiyeti ile ilan edilmediği iddiası komiktir...