Şam’da tarihi etkinlik ve İP

Şam pazar ve pazartesi günü tarihi bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Suriye Adalet Bakanlı’ğının daveti üzerine farklı kıtalardan hukukçular, siyasi şahsiyetler, din âlimleri ve akademisyenler uluslararası bir konferans için Şam’da toplandı. İki gün süren bu çalıştaya, başta ABD, Rusya, İran, AB ülkeleri, Türkiye, Arap ülkeleri ve Afrika’dan temsilcilerin katılımı ile terörizm ve dini-darlık üzerine konuşmalar yapıldı. ABD eski Adalet Bakanı Ramsey Clark ve Amerikalı katılımcıların yoğun ilgisi, İngiltere ve Belçika Parlamentosu’ndan parlamenterlerin katılımı konferansa ayrı bir renk ve anlam kattı. Konferans, uzunca bir fetret Suriye’de Fransa’yı temsil eden eski Meridien otelinde vuku buldu. Suriye hükümeti, Fransız sembolü mahiyetindeki otel ile yaptığı antlaşmayı lağvederek, Türkiye ile yaşadığı dostluk ve kardeşlik hatırına, oteli Türk Dedeman oteller şirketine çok uygun şartlarla devretti. İyi ilişkiler döneminde Dedeman Oteli Türklerle Suriyelilerin siyaset, ticaret ve dostluk ilişkilerinin örüldüğü mekâna dönüştü. Derin strateji uzmanı Davutoğlu hükümetinin Suriye’ye dayatılan kirli savaşta öncü olması sebebiyle Suriye, Dedeman kuruluşu ile yaptığı işbirliğini bitirdi. Bugün bu otel Damasrose (Şam Gülü) adıyla hizmet vermeye devam ediyor. Ankara’daki dini-dar iktidar yüzünden kalabalık Türklerle dolup taşan lobisi artık vatandaşlarımızı nadiren ağırlıyor.

Konferansın yapılacağı gün, dünya medyası Çin’de 10 kişilik tekfiri bir grubun ellerinde bıçaklar ve palalarla kalabalık bir çarşıya dalarak en az 10 savunmasız kişiyi “Allahu Ekber” sloganıyla kesip öldürdükten ve arkalarında bir sürü yaralı bıraktıktan sonra Çin güvenlik kuvvetleri tarafından öldürüldükleri haberini geçti. Türkiye’den de aşikâr olduğumuz palalı eli satırlı dini-darların sokaklarda terör estirdikleri sahneler artık dünyanın bütün “Müslüman” ülkelerinde normal hale gelmiş. Başta Mısır El-Ezher Üniversitesinden din âlimleri ve farklı din ve mezheplerin temsilcilerinin yer aldığı konferansta Türk heyeti büyük bir ilgiye mazhar oldu. İşçi Partisi Dış İlişkiler Bürosu Başkanı Yunus Soner, Suriye mukavemetinin bütün hesapları alt üst ettiğini ve Suriye ile Türkiye’nin samimi stratejik işbirliği ile hem bölgemize musallat olmak isteyen emperyalist kuvvetlerin ve sahadaki işbirlikçilerin yenileceğini hem de bölgesel sorunlara merhem olacağını söyledi. Soner’in, Suriye’nin sadece Suriye halkı için değil başta Türkiye olmak üzere bütün bölge ülkeleri için de direndiğini söylemesi salondan büyük bir alkış aldı.

AB IŞİD’DEN PETROL ALIYOR

Suriye Başbakanı Vael El-Halaki Suriye ve bölgemizde terörü ve dini-dar terbiyeyi destekleyen ve finanse eden ülkelerin BM kararlarına saygı duymadıklarını ve hukuk tanımaz bu kesimlerin dünyaya demokrasi ve özgürlük getirdiklerini söylemelerinin insan aklı ile alay etmek olduğunu ifade etti. Suriye Adalet Bakanı Necim El-Ahmed, Suriye’ye dayatılan kirli savaşın laik düzeni ve milli olan değerleri hedef aldığını, Esad’ın, krizin başından itibaren siyasi diyalog ve barışçıl çözüm istediğini, terör ve tekfiri zihniyetin sadece Suriye’yi hedef almadığını aksine bütün dünya için büyük bir tehdit oluşturduğunu savundu. Medyanın faşist, gerici ve talancı zihniyeti besleyen önemli bir faktör olduğunu ifade eden El-Ahmed, terör ve tekfiri zihniyetin dünya uygarlığı için büyük bir tehlike arz ettiğini söyledi. Suriye Parlamentosu Bağımsız milletvekili Corc Cabbur, BM Güvenlik konseyinin acilen toplanması ve dini-dar terör gruplara ev sahipliği yapan, besleyip kollayan devletlerin cezalandırılması talebinde bulundu. Cabbur, Türkiye ve İran’ın önderliğinde bölge devletlerin katılımıyla bir zirve toplantısının yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Fransa-Suriye Topluluğu Başkanı Dr. Enes Shmayım, AB ülkeleri, Türkiye ve Barzani’nin IŞİD’den petrol satın aldığını belgelerle ispatlayabileceklerini iddia etti. Başta Katar, Kuveyt ve Suudi hanedanlığında mevcut olan şirketlerin Fransa bankaları üzerinden IŞİD’e para aktardıklarını ispatlayabileceklerini söyledi. Fransız Büyükelçiliklerin ellerinde para dolu çantalarla Türkiye’nin sınır bölgelerine gelip terör gruplarına para taşıdıklarını savundu. Batılı katılımcılar, Batı devletlerinin dini-dar terör gruplarının yeşermesi için uygun ortamları sunduklarını ve kirli politikaları için Batı ile ters düşen ülkelere gitmelerinin önünü açtığını ifade ettiler. Dini-dar teröre oğlunu kurban veren Suriye Cumhuriyet Müftüsü Dr. Ahmet Bedrettin Hassun’un insan merkezli din ile insan katleden din üzerine yaptığı etkili konuşma ayakta uzun bir müddet alkışlandı.