Son ihanetin tescili!

Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti değil Ortadoğu’ya, Afrika’ya araba kaldıramıyor.

Suriye’den sonra Mısır da şarteli indirdi ve Ro Ro ile Karayolu Transit Taşımacılığı mutabakatını sonlandırdı.

Bunun anlamı Türk ihracatına suikast düzenlemektir zira Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden sonraki ikinci pazarı bu şekilde gümlemiş oluyor .

Peki ama Mısır’ı karşımıza almakla ne kazandık ya da niçin bu ülke ile hasım olduk?

Kazandığımız hiçbir şey yok, kaybettiklerimiz ise saymakla bitmiyor.

Niçinin cevabı ise sadece ve sadece İhvancılık yani siyasal İslam’a iman ve Türkiye’yi buna kurban etmektir.

Evet koskoca Türkiye, ideoloji bezirganlarının taassubu sonrasında bütün dünyada dışlanırken, bölgesine kamyon bile kaldıramayacak bir acizliğin pençesindedir.

NOT: BUGÜN VE YARIN İZMİR TÜYAP KİTAP FUARINDA SON KİTABIMIZI İMZALAYACAĞIZ. OKURLARIMIZI KAYNAK YAYINLARI STANDINDA BEKLİYORUZ.

MİLLİYETÇİLİĞİN AMENTÜSÜ

Milliyetçilik parmakla kurt işareti yapmak değil bu ülkenin kutsallarını, bedel ödeme pahasına eylemli sahiplenmektir ki son 10 yıldır kimlerin bedel ödediği ortadadır.

Milliyetçilik masal kahramanlığına soyunmak değil, reel politik olgular ışığında Türkiye’ye Avrasya ekseninde yörünge vermektir.

Milliyetçiliğin amentüsü anti-emperyalist olmak yani NATO’ya karşı dikilmektir.

Milliyetçilik din ambalajı ile dayatılan ümmetçiliğe meydan okumaktır.

Milliyetçilik kafatasçılığı reddetmek ve bütün ırk ve inançların ortak bir ülkü veya utkuda bütünleşmesidir.

KANDİL VE KUTLU DOĞUM UYDURMALARI

Bendeniz evde namaz kılınan Sünni-Hanefi bir iklimde doğup yetiştim ve 50 senemi milliyetçi-muhafazakar çevrelerde geçirdim.

Son 10 küsur sene öncesine kadar kandil kutlaması ya da mesajını hiç görmedim ve duymadım!

Aynı şekilde Kutlu Doğum Haftası törenlerine yine son dönem şahit oluyorum. Peki bunun okuması mı?

Türkiye’nin hızla laik yörüngeden çıkıp siyasal İslam’a evrilmesidir.

Çıldıracağım; ateist amcaoğlum bile bana kandil mesajı atıyor, etkileşime bakar mısınız?

MÜRİTTEN GAZETECİ NİYE OLMAZ?

En çok Ekrem Dumanlı gibi cemaat müritlerinin basın özgürlüğü demesine gülüyorum.

Adamın kendine ait zerre iradesi yok, Brüksel’de basın özgürlüğü konferansında konuşuyor.

Bakın ben duyduklarımı anlatmıyorum, Cemaat medyasında yani TGRT’de çalıştım ve gördüm.

Bütün Cemaatlerde müritler şeyhlerine rağmen soluk bile alamazlar, alırlarsa anında kafir ilan edilirler.

Daha ötesini söyleyeyim, müritler için şeyhleri Allah ve Peygamberle eşdeğerdir.

İstisnasız bütün dincilerde demokrasi ve özgürlük gibi evrensel kavramlar ise sadece ve sadece hedefe varmak için binilen tramvaydır...

ERMENİCE BAŞLIĞA ONLAR NE DERDİ?

Cumhuriyet Gazetesinin Ermenice manşetle çıkması Ermenicilere şirinlik ve soykırım imasından başka bir şey değildir.

Sahi Yunus Nadi, Nadir Nadi, Uğur Mumcu ve İlhan Selçuk’lar yaşasa ne derdi hiç düşündünüz mü?

Hayır Can Dündar’ın Cumhuriyeti onların gazetesi değildir.

Bugünkü Cumhuriyet PKK ile Ermeni diyasporası paralelindedir.

Bırakın Nadi’leri, Mumcu’ları, Selçuk’ları, Can Dündar’ın MİT’te çaycılık yapan Ermeni kökenli yurtsever babası bile bu manşete hayır derdi...

İŞTE YÜCE DİVAN'A GİDECEKLER

1) TOKİ ihalelerinde zerre dahli olanlar.

2) Havuz ve yandaş medya oluşumunda katkısı olanlar.

3) Evlerinde kasalar ve para bulunanlar.

4) PKK ile kol kola girip çadır mahkemeleri kuranlar.

5) Güneydoğuda paralel devlet inşa eden PKK’ya karşı askeri, kışlaya hapsedenler.

6) TC’yi valiliklerden indirenler.

7) İstanbul ve Ankara’daki gökdelenlere yasadışı imar izni verenler.

8) F tipi örgüt ile bir olup TSK’ya kumpas kuranlar.

9) Türkiye’nin dış politikasını siyasal İslam ideolojilerine endeksleyenler.

10) Halkı her gün etnik, inanç ve mezhep ekseninde cepheleştirenler.